Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Nail Olpak, 62. Hükümet Programı’nın kendilerini memnun ettiğini belirterek ekonominin faiz, borsa ve döviz üçgeninden kurtarılmasının önemli olduğunu söyledi.
MÜSİAD 2. Bölgesel İş Geliştirme Toplantısı bugün Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Osman Turan Kongre ve Kültür Merkezi’nde başladı. Toplantıya MÜSİAD Başkanı Nail Olpak, Trabzon Valisi Abdil Celil Öz, Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Çetin Oktay Kaldırım, TTSO Başkanı Suat Hacısalihoğlu, Gürcistan ve İran’dan gelen işadamları ile çok sayıda davetli katıldı.
Toplantıda konuşan MÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Nail Olpak, sözlerine ünlü Gürcü Şair Şota Rustaveli’nin dizeleriyle başlayarak “Dost, dostu için hayatını feda eder. Dost, dosta gönül verir, sevgisini de yol ve köprü eder.” Bizler de, Dostluk köprüsünü kurmak için buradayız. MÜSİAD olarak hamdolsun, bugün, yurtiçinde 78 noktadaki Şube ve Temsilciliklerindeki 8.000 üyesiyle, yurtdışında, 60 ülke ve 155 noktadaki Şube ve Temsilcileriyle, milletimize layık büyük bir aileye ulaşan teşkilatımızla, iş dünyasının temsilcilerini buluşturuyor, kaynaştırıyoruz, Dünyanın, doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine, birçok ülkede temsil ediliyor MÜSİAD. ABD’den Çin’e, Hollanda’dan Senegal’e, İngiltere’den Avustralya’ya kadar birçok ülkede MÜSİAD felsefesi hayat buluyor” dedi.
Geçen hafta sonu Zürih’te İsviçre MÜSİAD’ın açılışını gerçekleştirdiklerini ifade eden Olpak “Avrupalı Türkler’in nasıl bir heyecan içinde MÜSİAD’ı benimsediklerine tanık olduk. Eskiden ‘Gurbetçi işçi’ derdik, şimdi artık bu tabiri kabul etmiyorlar. Diyorlar ki, ‘Biz Avrupalı Türkler’iz.’ Bugün Trabzon’dayız…Üyeler arası ticari ilişkilerin gelişmesi, üyelerin ticari hacimlerinin artması, yeni iş bağlantılarının yapılması ve üye firmalarımızı tanımak amacıyla organize ettiğimiz ‘Bölgesel İş Geliştirme Toplantıları’ndan birindeyiz. Bin 650 üye firmamızı kapsayan büyük bir etkinlik yapıyoruz. Gürcistan ve İranlı ikili iş görüşmesi gerçekleştirecek 100’aşkın firmamızı buluşturuyoruz. Bu toplantımızın tüm katılımcı firmalarımıza bol ve bereketli kazançlar getirmesini temenni ediyorum. Bugün, bir anlamda, İran Halısı’nın üzerinde, Gürcü Peyniri’ni Trabzon Ekmeği’nin içine katık edip hep birlikte yiyeceğiz…” diye konuştu.
TRABZON, İRAN VE GÜRCİSTAN ARASINDAKİ TİCARET 10 KAT ARTTI
İran, Gürcistan ve Türkiye arasındaki ticaret hacminin 2003 yılında 2 milyar doların altında olduğuna dikkat çeken Olpak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Son 10 yılda bu rakam 10 kat artarak 20 milyar dolara yaklaştı. Her üç ülkenin dış ticaretinin 550 milyar dolar’a yakın olduğu düşünüldüğünde, son 10 yıldaki artışa rağmen, üç ülkenin arasındaki ticaret toplam dış ticaretlerinin yüzde 3,5 ‘ü kadar. Bu kadar yakın coğrafyalarda bulunan, tarihi ve kültürel ortaklığı olan ülkelerimizin dış ticaret ortaklığının bu düzeyde kalmaması daha yukarılara çıkması gerekmektedir. Diğer taraftan, Gürcistan’ın en büyük ticari ortağının (yüzde 14,2) ile Türkiye olması sevindiricidir. Türkiye, Gürcistan’a son 15 yılda 1 milyar dolara yakın doğrudan yatırım yapmıştır. Ve bu miktar ile, Türkiye, Gürcistan’a en çok doğrudan yatırım yapan 3 ülkeden biridir. İran ile ticaret hacmimiz 2003 yılında 1,3 milyar $ seviyesindeydi. 2012 yılında 22 milyar dolara bir ticaret hacmine ulaştık. İran, Türkiye’nin en büyük 7. ticari ortağıdır. Türkiye ise, İran’ın en büyük 3. ticari ortağıdır.”
SON 15 AYLIK SÜREDE İSTİKRARSIZLAŞTIRMA ÇABASI
Olpak, Türkiye’de son 15 aylık sürede yaşananlara vurgu yaparak şunları söyledi:
“Ülkemiz, siyasi istikrar sonunda elde edilen ekonomik istikrar, çözüm süreciyle elde ettiğimiz huzur ortamı ve taahhütlerin yerine getirilmesiyle elde ettiğimiz güven ortamının meyvelerini toplarken, yaklaşık son 15 aylık sürede, belirli çevrelerce planlı bir şekilde oluşturulan, bir istikrarsızlaştırma operasyonunun merkezi olmuştur. Gezi Olaylarıyla başlatılan, 17 ve 25.Aralık Operasyonuyla devam eden, yurtiçinde ve maalesef daha da acısı, yurtdışında da, ülkemizi haksızca ve insafsızca karalamak şeklinde yürütülen kampanyalar sürecine rağmen, geçtiğimiz yıl yüzde 4’lük büyüme başarısını yakaladık. Yıllardır, hep kendimizi kıyasladığımız AB’nin, aynı dönemde yüzde 0,1 büyüyebildiğini, yani pratik olarak büyüyemediğini göz önünde tuttuğumuzda, bu büyüme daha da anlamlıdır. Bu yıl da, 2 büyük seçimi geride bıraktık. Önce, 30 Mart’ta, çok ağır bir politik zeminde ve adeta bir Referandum havasında geçen Yerel Seçimleri yaşadık. Bu ortama rağmen, Ekonomimiz yüzde 4,3 gibi harika bir büyüme yakaladı. İş alemi açısından, bu, önemli bir göstergeydi. Seçimlerde, sonuçta Milletimiz sözünü sandıkta söyledi. Tercihini, huzur, güven ve istikrar ortamının devamı yönünde kullandı.”
“2. ATILIM DÖNEMİNİ ÖNEMSİYORUZ”
Türkiye’nin 10 Ağustos’ta, yeni ve çok önemli bir seçimi daha geride bıraktığına vurgu yapan Olpak “Milletimiz, kadim medeniyetimizin tarihinde, ilk kez Cumhurbaşkanını kendi oylarıyla seçti. Yaklaşık 12 yıl Başbakanlık Makamında bulunan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yerine, AK Parti Genel Başkanı olarak seçilen Dışişleri Bakanımız Sayın Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu geldi. Bu yenilenme, bu taze kan, inanıyorum ki, ülkemize yeni bir dinamizm getirecektir. 12 yıldır yakalanan huzur, barış ve istikrarın kurulacak yeni kabineyle, daha da ileri noktalara geleceğine inanıyoruz. 62. Hükümetin Başbakanı olan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, kurduğu kabine ve okuduğu hükümet programı ile bizleri memnun etmiştir. Hükümet programında vurgulanan ‘İkinci Atılım Dönemi’ni fevkalade önemsiyoruz. Yine önemsediğimiz kavramlardan biri; ‘Yeni Türkiye’dir’”
YENİ HÜKÜMETTEN BEKLENTİLER
Yeni kurulan hükümetten de beklentilerini sıralayan MÜSİAD Başkanı Nail Olpak, şunları söyledi:
"Öncelikle, ülkemizin en büyük ihtiyaçlarından biri olan Yeni Anayasa’nın, mümkün olabilse 2015 seçimleri öncesinde, olamıyorsa da, seçimlerden hemen sonra yapılması, hayati bir zorunluluktur. Büyük uzlaşma ile bu metni hazırlayamazsak, gelecek nesillere karşı sorumluluğumuz çok daha büyük olacaktır. Burada, sadece iktidar değil, muhalefet partilerine de büyük görev düşmektedir. Bu noktada, sürekli vurguladığımız ‘Kuvvetler ayrılığı’ ilkesinin, maalesef kurgusu sebebiyle ‘Kuvvetler Kargaşası’ şeklinde uygulanmasından çıkarılması önemlidir. İkinci olarak, hızlı ve adil işleyen bir Hukuk Devleti’ne hepimizin çok acilen ihtiyacı vardır ve bu konu, milletimizin geleceği için, en önemli konuların başında gelmektedir. Üçüncü olarak, sadece büyümeyi değil, insan unsurunu da içine alan ‘Kalkınmış bir Türkiye’ hedefi için, eğitim alanında, hızlı ama, artık değişikliğe uğramayacak bir altyapı içerisinde, bir Eğitim Reformuna ihtiyacımız vardır. Dördüncü olarak, ‘Çözüm Süreci’nin devam etmesini, atılan adımların kararlılıkla sürdürülmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu büyük barış projesi, elbette değeri hiç bir şeyle ölçülemeyen insanlarımızın kayıplarını önleyip, acılara son verirken, ülkemize ve tüm bölgeye refah getireceğini düşünüyoruz. Beşinci olarak, bugüne kadar başarıyla sürdürülen makro ekonomik politikaların, daha fazla tabana yayılması ve adil gelir dağılımı, önceliklerimizin ön sıralarında, daha fazla yer bulmalıdır. Altıncı olarak, Üretime-İstihdama ve Reel Kesime daha fazla önem veren bir ekonomi yaklaşımıyla hareket edilmesi, tüm kurumların bu anlayışla oluşması gerektiğine inanıyoruz. Ekonomi, faiz, borsa ve döviz üçgeninden kurtarılmalıdır. Yedinci olarak, hepimizin ortak derdi bürokrasi tıkanıklığını aşabilecek bir Kamu Personel Reformu, hızla gerçekleştirmelidir."
Olpak’ın konuşmasının ardından işadamı Ethem Sancak, iş dünyasındaki deneyimlerini ve başından geçenleri fıkralar eşliğinde katılımcılara anlatan bir konuşma yaptı. Yapılan konuşmaların ardından Türk, Gürcü ve iranlı işadamları arasında iş görüşmeler yapılacak.