19 yaşındaki Dila Kurt’un ölümüne neden olduğu gerekçesiyle aldığı 3 yıl 6 ay 15 günlük cezası Yargıtay tarafından onanan Dr. Muzaffer Kuşhan, “Ben suçlu değilim. Vicdanen kesinlikle çok rahatım. Bana bu cezayı mahkeme vermedi, bana bu cezayı kumpas kuran adli tıp verdi” dedi.
Yargıtay tarafından cezası onanan Dr. Muzaffer Kuşhan, Dila Kurt’un öldüğü yerde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Mahkeme sürecinde kapatılan otelinin bahçesinde konuşan Koşan, adli tıp kurumunun kendisine kumpas kurduğunu savundu.
Gizli kalp konusunda medyada çıkan haberlerden ve ani ölümlerden örnekler veren Muzaffer Kuşhan, “Dila hastaydı. Hastalığını kimse bilmiyordu. Teşhisi otopside kondu. Otopsi raporu şöyle diyor. ‘Kalp gözle görüldüğü zaman büyümüş’ Hangi kalp büyük hasta kalp büyür. Eğer bunu ailesi bilseydi mutlaka tedaviye götürürdü. Buna başka bir örnek var. Eskişehirli sporcu muhteşem bir sağlık kontrolünden sonra, sezon başlıyor evinde kalp krizi geçiriyor ve ölüyor. Bu saydığım vakalarda olduğu gibi bunlardan kurtulanı yok. Bu çok küçük yaşta başlayan gizli kalp hastalığıdır. Genellikle ölümle biten bir hastalıktır” dedi.
Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu’nun raporunda “işlem tıp kurallarına uygundur” dendiğini anlatan Kuşhan, “Karşı taraf itiraz ediyor ve Genel Kurul’a gidiyor. Orada enteresan şeyler oluyor. 1. İhtisas kurulundaki bilir kişi orada da tayin ediliyor, 3 ihtisas kurulundaki bilir kişi de yine oraya gönderiliyor. Orada beni suçlayan konu şu ‘hızlı kilo verilmenin tespit edilmesine rağmen diyet ve egzersiz programında bir değişiklik yapılmaması ölüm nedenidir’ Tedbir alabilmeniz için bu hastalığı bilmeniz lazım. Teşhisi otopside konmuşsa bu hastalığı nerden bileyim. Burada 6 hafta kaldı. 6 haftada kronik bir hastalık oluşmaz. Kız hasaydı, kalp hastasıydı, bunu bilen yoktu ve kalbi de burada diğerlerinde olduğu gibi aniden durdu. Ben elektroşoka kadar her şeyi denedim ama geri getiremedi. Genel kurulda bana göre oynana oyun şu. Genel kurulda daha önce ‘suçsuzdur’ diyen İki tane dönek doktor var” şeklinde konuştu.
Cezaevi sürecini de değerlendiren Kuşhan, “Öncelikle savcılıktan bana bir davetiye gelecek. Oraya gittikten sonra on gün içinde savcı bey ‘cezaevine müracat edin’ diyecek. Avukat arkadaş takip ediyor. Biz erteleme de rica ettik. Yani benim işlerimi ayarlamam için birkaç aya ihtiyacım var. Cezaevine tabii gireceksiniz ama sadece birkaç ay erteleme istiyoruz. Ben hazırım çoktan hazırım ama ben suçlu değilim. Vicdanen kesinlikle çok rahatım. Bana bu cezayı mahkeme vermedi, bana bu cezayı kumpas kuran adli tıp verdi. Nasıl oluyor da aynı bilirkişi, daha önce kurallara uygundur diye iki doktor döneklik yapıyor” ifadelerini kullandı.
Dila’nın kampa gelmeden önce gerekli testlerden geçtiğini anlatan Kuşhan, sözlerini şöyle sürdürdü;
“Bütün testlerden geçti. Yalnız gizli kalp hastası olan birisinin hastalığının anlaşılabilmesi için çok ileri teknolojilerle muayene edilmesi lazım kardiyolog tarafından. Az önce örnek verdi Eskişehirli sporcudan. Bu demek ki bu kolay kolay teşhis edilen bir hastalık değil”
Muzaffer Kuşhan, Dila Kurt’un ailesine söyleyecek bir şeyi olup olmadığının sorulması üzerine, “Benim söyleyecek bir şeyim yok. Çük büyük bir acı ama benim vicdanım çok rahat beni alacağım ceza ve ödeyeceğim para vicdanları asla aklamaz” dedi.