Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Burdur programının devamında Burdur İl Danışma Meclisi Toplantısına katılarak partilileri ile bir araya geldi.
Burdur İl Danışma Meclisi Toplantısında İl Örgütü’ne seslenen Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, 24 yılda Türkiye’nin çevresindeki ülkelerin ateş topuna döndüğünü söyledi. Türkiye’deki 17 Aralık, 25 Aralık, 28 Şubat gibi tarihlere dikkat çeken Kurtulmuş, yeni oyunların tezgahlandığını ifade etti.
Türkiye’nin, üzerinde kurulan tüm tezgahlardan kurtulmayı başaracağını dile getiren Kurtulmuş, “Her taraf karışmışken bu karışmışlığın ortasında bir istikrar adası olarak kalması, Türkiye’nin büyük bir güç merkezi olarak görülmesi birilerini rahatsız ediyor. Allah’ın izniyle, milletin gayretiyle bütün tehlikelerden, hendeklerden, tuzaklardan, her türlü kumpaslardan kurtulmasını başardıysa en son Türkiye’ye karşı kurulan bu kumpası da başarıyla atlatacak ve yolumuza devam edeceğiz. Türkiye, bu istikrarını sağlamışken, millet bu demokratik ortamı yaşamaya başlamışken, millet huzur ve güvenin tadını, barışın tadını almışken kim hangi kumpası kurarsa kursun asla ve asla bu ülkede inşallah yeniden eskiye dönüşe müsaade edilmeyecektir, halk müsaade etmeyecektir” dedi.
Türkiye’de çözüm sürecinden birilerinin rahatsız olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, “Birileri bunu fırsat bildi, sokaklar karışmaya başladı. Maalesef 41 yurttaşımız çok kötü bir şekilde öldürüldü. Türkiye’nin sokakları, şehirleri, kentleri, ilçeleri karıştırıldı. Baktığınız zaman çok büyük sayılardaki insanlar bu sokak eylemlerine katılmış değil ama sonuçta bir şehri yıkmak için 20 kişi yeter, hatta 10 kişi yeter" diye konuştu.
‘Türkiye polis devletine dönüyor’ gibi düşünce ve söylemlere de cevap veren Kurtulmuş, “Sokaklar karışıyor, hepimizin içi kan ağlıyor. Sanki birileri Türkiye’de polis devletine geri dönüş varmış gibi, ortada ne yapılacağını dahi tam anlamadan bir takım dedikodularla ’Eyvah geri dönüş var, Türkiye polis devletine gidiyor’ diyor. Hayır öyle bir şey olmayacak. Sizi temin ederiz ki Türkiye demokratik standartlarından asla geri dönmeyecektir, asla bu kazanımlarından vazgeçmeyecektir. Türkiye ne polis devleti ne de sokaklarını sokak eşkıyalarına terk eden bir devlet olacaktır. Devlet milletinden o kadar korkardı ki, 18 yaşındaki kızının başının örtüsünden korkardı, kimisinin mezhebinden, kimisinin dininden, kimisinin dilinden korkardı. Çok şükür 150 yıllık derin uykudan uyandık. Esas uyanmamızın aslı Türkiye’de devlet ile millet aynı türküyü söylemeye başladı, devlet millet ayrışması ortadan kalkmaya başladı” şeklinde konuştu.
Çözüm sürecinin vatandaşlar tarafından büyük takdir gördüğünü, milletinde büyük destek verdiğini dile getiren Kurtulmuş, hiçbir siyasi riskten kaçınmayacaklarını söyledi. Terör nedeniyle iki yıldır kimsenin ölmediğine dikkat çeken Kurtulmuş, Kobani olaylarının bahane edildiğini, bahane edenlerin ise sokakları karıştırmaya çalıştığını vurguladı. Türkiye’yi cehenneme çevirmelerine müsaade etmeyeceklerini ifade eden Kurtulmuş şöyle konuştu:
“İstiyorlar ki hükümetin sabrı taşsın, ’Ne çözümü kardeşim, çözüm mözüm yok’ desin. Hayır, tam tersine. Biz de diyoruz ki, ’Ne yaparsanız yapın Allah’ın izniyle, milletin duasıyla bu işi çözmeye kararlıyız ve inşallah çözeceğiz. Bunu yaparken de milletin, vatandaşın hakkını, hukukunu, huzurunu korumaya gayret edeceğiz. Güvenlik reformlarıyla şehirlerimizi, köylerimizi, kasabalarımızı inşallah koruyacağız, vatandaşımızı koruyacağız."
“YARALI OLANLARI BİLİYORUZ”
AK Parti Burdur İl Danışma Meclisi sonrası bir gazetecinin Suriye sınırından Türkiye’ye gelen PYD militanlarının bilinip bilinmediği sorusu üzerine Kurtulmuş, “Yaralı olanları biliyoruz, özellikle pazar gününden sonra giriş yapanların tek tek kimler olduklarını biliyoruz. Dolayısıyla bu anlamda endişe edilecek bir durum yoktur" şeklinde konuştu.
Terör örgütüyle mutabakat yapılmadığını vurgulayan Kurtulmuş, “Hayati tehlike taşıyan insanlar kim olursa olsun, kim gelirse gelsin bizim onları almak, kabul etmek insanlık vazifemizdi. İnsanlık borcumuzdu, komşuluk borcumuzdu. Tamamen insani yardımdır, yardımlar çerçevesinde yapılan bir şeydir" dedi.