Mersin’in merkez Toroslar ilçesinde bulunan ve tarihi geçmişi M.Ö. 7 binlere varan Yumuktepe Höyüğü’nde 2014 yılı kazı çalışmaları sona erdi. İtalya’nın Lecce Üniversitesi’nden Prof. Dr. İsabella Caneva başkanlığında yürütülen çalışmalarda, o döneme ait dev bir saray ile müze vitrinine konulacak 35 eser bulundu.
"O ZAMANA GÖRE BİR SARAY BULUNDU"
Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden olan Yumuktepe Höyüğü’ndeki biten çalışmalarla ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan İtalya’nın Lecce Üniversitesi’nden Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Kazı Başkanı Prof. Dr. İsabella Caneva, 11 Ağustos’da kazı çalışmalarına başladıklarını, bu sene kazılara işçilerle birlikte 25 kişinin katıldığını söyledi. Yaptıkları kazıda çok fazla işçiye lazım olmadığını belirten Caneva, "Çünkü biz çok ince bir iş yapıyoruz. Mala, küçük aletlerle çalışıyoruz. Bu sezon iyi geçti ve iyi buluntular var. Bir bina, o zamana göre bir saray bulundu. Çok eski bir ev. Saray derken herkes şaşırıyor. Tabi ki şimdiye göre bir saraydan bahsetmiyoruz. M.Ö. 4 bin 500’lerde yapılan bir saraydan bahsediyoruz. O zamandaki evlere göre bu tam bir değişik, önemli ve merkez bir ev, bina olduğu görülüyor" diye konuştu.
"YOLLAR GÜNÜMÜZ YOLLARI GİBİ DÖŞELİ ÇIKTI"
Kazıların bu sene sarayda yoğunlaştığını vurgulayan Caneva, "Aslında sarayın salonunda hiçbir şey çıkmadı. Ortada bir salon vardı ancak boştu. Belli ki hiçbir hareket, üretim olmadı salonda. Sadece toplantı salonu gibi duruyordu. Yan odalarda ise çok çanak-çömlek, aletler ve eser çıktı. Demek ki yan odalarda çok değişik üretim, hareketler oluyordu. Fakat salonda bir şey yoktu. Yollar çok ilginçti. Dere çakılıyla, çamur ile döşeme yapılmış. Tepenin etrafındaki yollar aynı şekilde çimento ile beton ile dere çakılı ile yapılmış. Bunu görünce günümüzdeki yollarla aynı gibi duruyor. Fakat bu günümüzden önce 6 bin 500 sene önce yapılmış" şeklinde konuştu.
"MÜZE VİTRİNİNE KOYMAK İÇİN 35 ESER TESLİM EDİLDİ"
Her döneme ait buluntular bulduklarının altını çizen Caneva, "Müze vitrinine koymak için 35 eser teslim edildi. Mimari dışında fakat mimari içinde eserler ortaya çıktı. Yüzeydeki eserler önemli değil yani kime ait bilmiyoruz. O yüzden onun önemi yok. Ama iyi ki bulduğumuz eserler yüzeyi kapalı olarak bulundu. Birde çok sayıda ocak ve fırın bulundu. Büyük kapalı ekmek fırınları bulundu. Oda kalkolitik zamana ait. Birde neolitik zamana ait önemli bir silo bulundu. Bu silolar acayip bir teknoloji ile yapılmış. Silolar belki dezenfekte yapmak için kullanıyordu. İçi yanmış bir şekilde bulundu. Belli ki uzun zaman kullanılmış. Bu seneki amacımıza ulaştık diyebilirim. Hatta amacımızdan fazla esere ulaştık. Mesela bu sene çok enteresan olarak boncuk bulduk. Bir sepet içinde sıra sıra oluşturulmuş boncuklar çıktı. Buda kalkolitik zamana yani M.Ö. 5 bin 800 yıl önceye ait boncuklar. O eski zamanda bile kolye değil ama daha zengin ürünler varmış. Bir sepette bin 500 tane boncuk bulduk. Genelde 20 senede kazı yaparken bu kadar boncuk bulunabiliyor ama biz bir anda bin 500 boncuk bulduk. Oda çok enteresan bir durum oldu" dedi.