Eskişehir’de üniversite öğrencisi olan 25 yaşındaki Mehmet Coşkun, erken yaşta hayatını kaybeden babasının hapishane günlüklerini kitap haline getirdi.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü öğrencisi Mehmet Coşkun, çocuk yaşta babasını cezaevinde kaybetmiş ve “İleride ne yapmak istiyorsun?” sorusunun cevabı olarak; “Babamın günlükleriyle kitap yazacağım” diyerek başlamış kitabı yazmaya. Coşkun, iki bölümden oluşan kitabın ilk bölümünde kendi çocukluğunu, babasının hayatta olduğu ve olmadığı dönemleri yazdığını, kendisinde ve ailesindeki etkilerini kaleme aldığını belirtti. İkinci bölümde ise babasının günlüklerine yer verdiğini ifade eden Coşkun, bu bölümü yazarken o zamanın siyasi koşulları, ülkenin durumu araştırdığını belirtti.
“ZAMAN, MUTLU İNSAN İÇİN ÇABUK GEÇİYOR”
Yazmaya başlarken kendi çocukluğunda yaşadıklarının etkisinin olduğunu da ifade eden Coşkun, “Zamanın mutlu insan için çabuk geçtiğini düşünüyorum. Sonuçta mutlu insan yaşadığı olayları çok çabuk unutur, ama mutsuz insan için zaman geçmek bilmez. Bunun vesilesi ile yaşadığım her şeyin bir tramvatik sonucu olduğunu düşünüyorum. Ya da geçmek bilmediği için aklımdan çıkarıp ölüsüz kılarak öldürmeyi tercih ettim. Arkadaşlarım ile geçmişten söz edilirken benim hayatım sadece 8-9 yaşıma kadar olan kısım vardı bende. Bunun için ben yazmayı tercih ettim” şeklinde konuştu.
“BABAMIN YAŞADIKLARI GÜNYÜZÜNE ÇIKSIN DİYE GÜNLÜKLERE HİÇ DOKUNMADIM”
Kitabın esas konusunun hapishanede hayatını kaybeden babasının günlüklerinin olduğunu ifade eden Mehmet Coşkun, babasının hapishanede yaşadıklarını herkesin bilmesini istediği için günlüklerde yazanlara hiç dokunmadığını şu sözlerle ifade etti:
“Günlüklerde cezaevinde yaşananların, gardiyanların ve koğuştaki insanların neler yaşadığı anlatılıyor. İnsanlar orada tamamen farklı bir hayat yaşıyor. Burada bir paket sigara 6-7 TL iken insanlar orada bir tek sigaraya 15 TL veriyorlar. Gardiyanların rüşvet aldığı iddiaları var. Bunları herkes görsün diye hiçbir kelimesine dokunmadım.”
“BİR İNSANIN SUÇLU OLMASI ONU KÖTÜ YAPMAZ”
Babasının öldüğünü arkadaşlarından sakladığını söyleyen Coşkun, bunu zamanla kendi içerisinde yendiğini ifade etti. Mehmet Coşkun, çocuk yaşta babasını kaybetmesi sonrası kendi aldığı kararların daha çabuk olgunlaştığını vurgulayarak, “Çocukken sürekli babamın öldüğünü gizlerdim. Baban ne iş yapıyor diye sorulduğunda sürekli geçiştirdim. Sonra öldüğünü söylemeye başladım, ama cezaevinde öldüğünü yine söyleyemedim. İnsanların kafasındaki hapishane kavramından dolayı sürekli çekindim. Ama suçlu bir insan olması onu kötü yapmayacağını anladıktan sonra söylemekten de çekinmedim. Ailem ve çevrem bu konuda beni hep takdir etti” diye ifade etti.