Oyuncu Özge Özpirinççi, Antalya’da katıldığı söyleşide dizi sektöründeki çalışma saatlerine isyan etti. "45 dakikalık dizide aldığım paranın yarısına çalışmaya razıyım" diyen Özpirinççi, sektörde yapımcıların daha çok kar etmeleri uğruna ölümlerin yaşandığı ve uzun mesai saatlerinin önüne ancak ABD’de yazarların yaptığı gibi greve gidip sektörün durmaktan geçtiğini ifade etti.
Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından 51’incisi düzenlenen Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Olbia Salonu’nda dizi sektörü ve sinema endüstrisi arasındaki ilişki tartışıldı. Panelde İstanbul Üniversitesi’nden Yrd.Doç. Dr. Mesut Aytekin, Yrd. Doç. Dr. Ümit Sarı ile birlikte oyuncu Özge Özpirinççi ve İştar Göksever konuşmacı olarak yer aldı.
Öğrencilerin sektördeki çalışma saatleri konusundaki bir sorusuna cevap veren Özge Özpirinççi, haftada bazen 6, bazen 7 gün ve günde minimum 18 saat çalıştıklarını belirterek, "Ben oyuncuydum, sete gidiyordum, saçım makyajım kostümümü tamamlayıp, sahnelerimi oynuyordum. Ondan sonra evime gidip uyuyordum ama kamera arkası ekibi o kadar zor şartlarda çalışıyor ki ve sektörün zaten asıl kanayan yarası onlar. Bir yapımcı hiçbir zaman zarar etmiyor. Sadece kardan zarar ediyor bence" dedi.
"ORTADOĞU’YA PAZARLANMASI İÇİN MİNİMUM 26 BÖLÜM ÇEKİLMESİ GEREKİYOR"
Bir dizinin Orta Doğu’ya pazarlanması için minimum 26 bölüm çekilmesi gerektiğini anlatan Özpirinççi, "Bu 26 bölüm çekilirken bütçeler düşüyor. İnsanlar daha çok çalışmaya başlıyor. Altı günlük diziyi dört günde çekersiniz, yapımcı gelip yardımcı yönetmenin sırtını sıvazlıyor. Ama bir tarafta bir bakmışsınız bir kamyon şoförü kalp krizinden gitmiş, bu sene olduğu gibi. Artık insan canının daha önemli olduğunu hangi örneklerle göstermek lazım, biz de bilmiyoruz. Maalesef en başında olması gereken şey, bu, ne oyunculardan de kamera arkasından geçiyor. Bunun çözümü şöyle yapılabilir. Zamanında Amerika’dA olduğu gibi, yazarların greve gittiği gibi, sektör durur ve o zaman derler ki ’Biz bir şeyleri yanlış yapıyoruz.Bu bariz ortada. Düzeltmemiz lazım’. Bunun için ölüm gerekli değil demek ki. Bunun önüne geçecek olabilecek kişiler, reklam verenler, kanal sahipleri ve yapımcılar" şeklinde konuştu.
"İLK OKUDUĞUMDA ÇOK GÜLMÜŞTÜM"
Bir oyuncu olarak sözleşme imzaladıkları zaman bütün haklarını yapımcılarına devrettiklerini de belirten genç oyuncu şunları söyledi:
"Sözleşmemizde şöyle bir madde var. İlk okuduğumda çok gülmüştüm. Ola ki güneş sisteminde bir gezegen keşfedildi, buna zort gezegeni diyelim. Zort gezegeninde yaşam başladı ve benim dizim, Alyazmalım dizisi, o gezegende gösterilmeye başlandı. Ben bundan hiçbir hak talep edemiyorum. Böyle bir madde var gerçekten. Yani şaka değil. Bu sözleşmelerin adı ’kelepçe’ sözleşme. Benim dizim başladı altı bölümde yayından kaldırıldı ve ben diyorum ki, yeni bitti dizim. Şimdi yeni bir dizi kabul edeceğim. Ama set ekibi öyle değil. Hemen ardından yeni bir diziye başlamayabilir. Benim bölüm başıma aldığım para ile onların aldığı para arasında çok fark var. Sektör bu şekilde devam ediyor. Dağılım çok adaletsizce diye düşünüyorum."
"BEN KABUL EDERİM"
Yapımcıların bütün oyuncuları toplayıp, "Kardeşim biz artık dizileri 45 dakikaya düşürdük, ücretleri de yarıya düşürdük" demeleri halinde kendisinin bunu kabul edeceğini belirten Özpirinççi, "Bilmiyorum kaç kişi kabul eder ama ben kabul ederim" diye konuştu.