Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantı özetini yayımladı. Özette ’Birikimli döviz kuru gelişmeleri, enflasyondaki umutsuz yansımaları azalmakta, bu kanal 2015’te enflasyonda önemli bir düşüş alanı olarak görülüyor’ ifadesine yer verildi.
Temmuz ayında tüketici fiyatları yüzde 0,45 oranında artmış ve yıllık enflasyon 0,16 puanlık artışla yüzde 9,32’ye yükseldi. Yıllık enflasyondaki yükselişin temel sürükleyicileri hizmet ve alkollü içecek-tütün ürünleri grupları olup, gıda fiyatlarındaki yüksek seyir bu dönemde de sürdü. Hizmet grubu enflasyonunun ana eğilimi yüksek seviyesini korurken Türk lirasındaki değer kaybının birikimli etkilerinin hafiflemeye devam etmesiyle temel mal grubunun eğilimindeki iyileşme sürdü.
Gıda grubunda yıllık enflasyon sınırlı bir yükselişle yüzde 12,56 oldu. Temmuz ayında yıllık enflasyon işlenmemiş gıdada yüzde 12,1’e gerilerken işlenmiş gıdada yüzde 13’e ulaştı. Bu dönemde gıda enflasyonu nispeten yatay seyretse de, taze meyve ve sebze dışı gıda fiyatlarının yıllık artış oranı yüzde 15,2’ye yükseldi. Bu görünümde kuraklığa bağlı arz yönlü unsurlar belirleyici oldu.
Yüzde 3,74 seviyesine gerileyen enerji grubu yıllık artışı, tüketici enflasyonuna olumlu katkısını sürdürdü. Bu dönemde alkollü içecek ve tütün ürünlerinin yıllık tüketici enflasyonuna katkısı ise bazı sigara fiyatlarındaki artışların etkisiyle 0,12 puan yükseldi.
Hizmet fiyatları aylık bazda yüzde 1,20 oranında arttı ve grup yıllık enflasyonu 0,44 puanlık yükselişle yüzde 8,62’ye çıktı. Bu dönemde yıllık enflasyon hizmet alt gruplarının tamamında arttı. Özellikle, lokanta-otel hizmetlerinde yıllık enflasyonun gıda enflasyonundaki görünümle uyumlu olarak yukarı yönlü seyrini koruduğu dikkat çekti. Bu gelişmeler çerçevesinde, hizmet grubunda enflasyonun ana eğilimi yükselerek çekirdek göstergelerdeki iyileşmeyi sınırladı.
Temel mal grubu yıllık enflasyonu Temmuz ayında yüzde 11’e geriledi. Mayıs ve Haziran aylarında gerileyen dayanıklı tüketim malları fiyatları Temmuz ayında yatay bir seyir izlemiş ve grup yıllık enflasyonundaki düşüş eğilimi sürdü. Buna karşılık, döviz kuru etkilerinin daha gecikmeli bir şekilde hissedildiği dayanıklı dışı temel mal grubunda yıllık enflasyon yukarı yönlü seyrini korudu. Bu dönemde mevsimsellikten arındırılmış verilerle temel mal enflasyonunun ana eğilimindeki iyileşme sürdü.
2014 yılının ikinci çeyreğine ilişkin veriler iktisadi faaliyetin ılımlı seyrini sürdürdüğüne işaret etti. Üretim tarafından değerlendirildiğinde, sanayi üretim endeksinin Mayıs ayında bir önceki aydaki artışını geri aldığı ve Haziran ayında sınırlı bir artış sergilediği gözlendi. Böylece, üretim ikinci çeyrekte yatay bir seyir izledi.
Harcama tarafına ilişkin veriler, yurt içi özel kesim nihai talebinin ılımlı bir eğilim sergilediğine işaret etti. Tüketim talebine dair göstergelerden, tüketim malları üretimi bir önceki çeyrek seviyesinin üzerinde gerçekleşirken, tüketim malları ithalatı ise bir önceki çeyreğe kıyasla geriledi. Benzer durum dayanıklı ve dayanıksız tüketim talebi ayrımında da geçerli oldu. Dayanıklı talebine ilişkin göstergelerden otomobil satışları ilk çeyrekteki sert düşüşün ardından ikinci çeyrekte ılımlı bir artış kaydetti, Temmuz ayında ise belirgin bir artış sergiledi. Beyaz eşya satışları ise iki çeyrek üst üste düştükten sonra yılın ikinci çeyreğinde tekrar artış gösterdi. Böylelikle, ikinci çeyrekte dayanıksız tüketim malları talebinin ılımlı bir artış gösterdiği, dayanıklı mallar talebindeki gerilemenin de durmuş olabileceği düşünüldü. Öte yandan, makine-teçhizat yatırımlarına ilişkin göstergeler yatırımlardaki zayıf seyrin korunduğuna işaret etti. İnşaat yatırımına ilişkin veriler de henüz bir toparlanmaya işaret etmediği görüldü.
Son dönem verileri ihracatın büyümeye olumlu katkısının önümüzdeki dönemde azalabileceğine işaret etti. Altın hariç ihracat miktar endeksi uzunca bir süre sonra ilk kez Haziran ayında aylık bazda gerileme gösterdi. Bu durum en büyük ikinci ihracat pazarımız olan Irak’taki jeopolitik gelişmelerden ve Euro Bölgesi’nde iktisadi faaliyetin yavaşlamasından kaynaklandı. Bu faktörlerin bir süre daha dış talebi sınırlamaya devam etmesi riski bulundu. Nitekim öncü göstergeler yılın üçüncü çeyreğinde ihracatta bir miktar yavaşlama gözleneceği yönünde sinyaller verdi.
2014 yılı Mayıs döneminde mevsimsel etkilerden arındırılmış verilerle toplam ve tarım dışı işsizlik oranları bir önceki döneme göre artış gösterdi. İşsizlik oranlarının yükselmesi tarım dışı istihdamdaki yavaşlamadan kaynaklandı.
Bu dönemde, sanayi sektörü istihdamı bir önceki ay gerçekleşen seviyesini korurken, inşaat sektörü istihdamı azaldı. Hizmetler sektöründe ise istihdamın artış hızı düştü. Yılın üçüncü çeyreğine ilişkin öncü göstergeler istihdamda belirgin bir toparlanmaya işaret etmediği gözlendi. Yatırım eğiliminin düşük seviyelerde seyretmesi istihdam piyasasındaki iyileşmenin zaman alabileceğine işaret etti.
Özetle, iç talep ılımlı bir seyir izlerken dış talepte ivme kaybı görüldü. Bu çerçevede, iktisadi faaliyetin ilk çeyrekteki güçlü dönemlik artışının ardından ikinci çeyrekte yataya yakın bir seyir izlediği tahmin edildi. Anket göstergeleri iktisadi faaliyetin üçüncü çeyrekte de ılımlı seyredeceğine işaret etti. Bu çerçevede, önümüzdeki dönemde talep gelişmelerinin enflasyon üzerinde baskı oluşturmayacağı düşünüldü. Öte yandan, zayıflayan dış talebe bağlı olarak cari dengedeki düzelmenin bir miktar hız keseceği öngörüldü.
Kurul, son aylarda kredilerin büyüme hızının ve kompozisyonunun arzu edilen yönde seyrettiğini ifade etti. Bu gelişmede para politikası duruşu ve alınan makroihtiyati önlemler belirleyici oldu. Tüketici kredilerinin yıllık büyüme oranı düşmeye devam derken ticari krediler göreli olarak daha güçlü bir seyir izledi. Kredilerdeki bu görünüm bir yandan orta vadeli enflasyon baskılarını sınırlarken diğer yandan cari dengedeki düzelmeyi destekledi. Kurul, finansal koşullardaki kısmi iyileşmenin ve yurt içi belirsizliklerdeki azalışın önümüzdeki dönemde kredi piyasasını olumlu etkileyebileceğini belirtti. Bununla birlikte, kuraklığa bağlı olarak artan gıda fiyatları ve süregelen jeopolitik riskler kısa vadede tüketici güveni ve kredi talebindeki artışı sınırlayabileceği açıklandı.
Geçtiğimiz yılın ortalarından itibaren gerçekleşen birikimli döviz kuru gelişmelerinin yıllık enflasyon üzerindeki olumsuz yansımaları kademeli olarak azaldı. Nisan ayında 3 puanı aşan söz konusu etkilerin Temmuz ayı itibarıyla 2,5 puan civarında olduğu tahmin edildi. Kurul, 2015 yılında enflasyonda bu kanaldan önemli bir düşüş alanı olduğuna dikkat çekti. Bununla birlikte, döviz kuru hareketlerinin ikincil etkilerinin yakından izlenmesi gerektiği vurgulandı.
Gıda fiyatlarındaki yüksek seyir enflasyon görünümündeki iyileşmeyi geciktirdi. Kurul, bu çerçevede kuraklığın ve jeopolitik risklerin enflasyon görünümü üzerindeki etkilerini de ele aldı. Kurul, son aylarda yurt içi gıda fiyatlarının yurt dışı gıda fiyatlarından olumsuz yönde ayrıştığına dikkat çekti. Gıda grubunun genelinde yılbaşından itibaren yüksek fiyat artışlarının gözlendiği ve jeopolitik risklerin de etkisiyle kısa vadede belirgin bir düzeltme beklenmediği ifade edildi. Enflasyonun ulaştığı yüksek seviyeler orta vadeli beklentileri de olumsuz etkilemekte ve fiyatlama davranışlarına dair riskleri artırdı. Dolayısıyla, gelinen noktada bütün ilgili kurumların enflasyonla mücadeleye destek vermesinin makroekonomik istikrar açısından büyük önem taşıdığı hatırlatıldı. Bu kapsamda, aktif bir dış ticaret politikasının gıda fiyatlarındaki riskleri sınırlama konusunda faydalı olabileceğine değinildi.
Bu değerlendirmeler çerçevesinde kurul, kısa vadeli faizlerdeki mevcut duruşun sürdürülmesine karar verdi. Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlar yakından izlenecek ve enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar getiri eğrisini yataya yakın tutmak suretiyle para politikasındaki sıkı duruş sürdürüleceği belirtildi. Kurul, bu doğrultuda likidite politikasının gerektiğinde etkin bir şekilde kullanılabileceğini hatırlatti.
Kurul, son aylarda küresel para politikalarına dair belirsizliklerin azalmasıyla birlikte uzun vadeli faizlerin oynaklığının da düştüğüne dikkat çekti. Bu durum, yurt içi belirsizliklerdeki azalışla birlikte geniş faiz koridoruna olan gereksinimi kısmen azalttı. Bu çerçevede kurul, faiz koridorunun daha simetrik bir hale getirilmesi için gecelik borç verme faizlerinin indirilmesine karar verdi.
Kurul, maliye politikasına ve vergi düzenlemelerine ilişkin gelişmeleri enflasyon görünümüne etkileri bakımından yakından takip etti. Para politikası duruşu oluşturulurken, önümüzdeki dönemde mali disiplinin korunacağı ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlarda öngörülmeyen bir artış gerçekleşmeyeceği belirtildi. Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenmesi söz konusu olabileceği açıklandı.
Orta vadede mali disiplini kalıcı hale getirecek ve tasarruf açığını azaltacak yapısal reformların güçlendirilmesi makroekonomik istikrarı destekleyeceğini ve bu yönde atılacak adımlar aynı zamanda para politikasının hareket alanını genişletecek ve uzun vadeli kamu borçlanma faizlerinin düşük düzeylerde seyretmesini sağlayarak toplumsal refaha olumlu katkıda bulunacağı açıklandı. Bu çerçevede, Orta Vadeli Program’ın gerektirdiği yapısal düzenlemelerin hayata geçirilmesi büyük önem taşıdığı belirtildi.