Bütün canlılar mutasyon geçirir. İnsanlarda bile her gün mutasyonlar olur. Özellikle cilt gibi dokularda yaşlandıkça daha sık görülür. Mutasyonun nedeni, genetik kopyalanmasından doğan hatalar ve dış etkenlerden (güneş ışığı gibi) kaynaklanır. Virüslerin geçirdiği mutasyonların çoğu virüsler için ölümcüldür. Nadiren virüse yeni bir güç kazandırabilir.
Sessizce yayılıyor
COVID-19’da insanlardan insanlara geçerken güçlendiğine dair bir mutasyon görmüyoruz. Bu virüs zaten insanlarda başarılı olduğundan ve çoğunlukla sessizce yayıldığından mutasyon baskısı yaşamıyor. Sadece taşıdığı bir gen (nsp14) sayesinde çoğalırken hata ve mutasyon oranını düşük tutabiliyor.
Sağlıklı olan vücut virüse karşı antikor üretiyor
2002 yılındaki SARS koronavirüsünden bildiğimiz kadarıyla virüsü kapan ve bağışıklık sistemi sağlıklı olan insanlar virüse karşı antikor üretiyorlar ve bu antikorlar 2-3 sene kalıyor. Buradan yola çıkarak koronavirüsü kapanlarda da bağışıklığın 2-3 sene sürmesini bekleyebiliriz. Başarılı bir aşı sayesinde bu süre uzatılabilir.
Bazı hayvanlara da bulaşır
Hayvanlardan kaynaklanan virüsler tür atlaması yapar. Koronavirüs kendine bir konak ararken ACE2 isimli reseptöre ihtiyaç duyuyor. Yarasa, kaplan, kedi ve maymunların hücrelerinde bu reseptörü kullanabiliyor. Bu nedenle sadece insanlara değil başka canlılara da bulaşabiliyor.
Felç tehlikesi bulunuyor
Özellikle gençlerde, diğer akciğer belirtileri olmasa da nörolojik felç ve benzeri belirtiler görülüyor. Bunun nedeni henüz kanıtlanmadı. Ama grip virüsünden bildiğimiz kadarıyla pıhtılaşmadan dolayı embolizm ve felç olabiliyor.
Aşı ve sürü bağışıklığı şart
Virüsü kontrol altına almanın tanımını şunlar kapsar: Virüs yok mu oldu? Yoksa yayılması yavaşladı mı? Ayrıca testler geliştirilip tam anlamıyla herkes test olmadıkça gerçek boyutu asla anlayamayız. Elbette ölüm oranlarının azalması iyi bir işaret olacaktır. Pek çok ülke bu veriye dayanarak “Virüs kontrol altında” diyebilir. Ama gerçek anlamda kontrol altına alınması ancak aşı ve sürü bağışıklığı ile olur. Onlar olmadan elimizdeki tek koz sosyal mesafe ile virüse karşı diğer tedavilerin (aşı olmayan) gelişmesidir. Karantina bitse dahi bir yerden sonra herkes kendine ve ailesine göre risk almak zorunda.
Otopsiden çıkan şaşırtıcı hesap
COVID-19'dan ölen insanların otopsilerine baktığımızda gripten ölen insanlara benzer olarak kendi bağışıklık sistemlerinin salgıladığı ‘sitokin’ denen proteinlerden doğan hasarı görüyoruz. Koronavirüste ölümün sebebi bağışıklık sisteminin bir parçası olan hücrelerin, akciğerde ‘sitokin’ denen proteinleri salgılaması ve o proteinlerin dokuda yarattığı zarardan kaynaklanıyor.
İşyerlerinin kapısında anlık test
Sosyal ilişkilerin devam edebilmesi adına en ilginç gelişme, anında sonuç veren koronavirüs testlerinin yaygınlaşması olacak. Abbott, Cepheis, CUE gibi şirketler bu tür cihazlar geliştirmeye çalışıyor. Henüz doğruluk oranları çok iyi değil. Bunu başarırlarsa ABD’de pek çok iş yeri giriş kapılarında bu testlerden kullanmayı düşünüyor.
Yeniden nüksetmiyor
Okuyup gördüğünüz “Koronavirüsü ikinci kez kaptı” haberlerinde virüsün nüksettiği değil, hastalığın sonlarına doğru PCR testi (virüsün genomunu ölçen ve sadece virüs bedende bulunduğu zaman işe yarayan test) sonuçlarının hassasiyet sınırında gidip geldiği ve o yüzden bir gün pozitif sonuç, bir gün negatif sonuç, bir gün tekrar pozitif sonuç verdiği anlaşıldı. Elimizdeki verilere göre bu virüsü ikinci kez kapmak çok düşük bir ihtimal.
Semih Tareen kimdir?
Virolog Doktor Semih Tareen, Washington’a bağlı Seattle’da yöneticisi olduğu biyoteknoloji şirketinde her gün ekibi ile virüsler üzerinde yüzlerce deney yürütüyor. 20 yılı aşkın süredir virüs genetiği üzerine çalışıyor; virüsleri kullanarak hastalıkları iyileştirme teknolojisi geliştiriyor.