Halk arasında ‘tavukkarası’ veya ‘gece körlüğü’ olarak bilinen ‘retinitis pigmentosa’ göz hastalığı, beyne giden sinirlerin işlevlerini tam anlamıyla yapamaması olarak tanımlanırken, genetik ve ilerleyici özelliğe sahip bu sorun, en tehlikeli göz hastalıklarının başında geliyor.
Gece körlüğünün tedavisiyle ilgili, son yıllarda umut verici gelişmeler yaşandığını belirten Özel Esentepe Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü’nden Op. Dr. Hasan Vatansever, A vitaminin eksik olması durumunda gözdeki sorunun çok hızlı şekilde ilerleyip, kalıcı körlüğe neden olabileceğini söyledi.
Yaygın olarak görülen göz hastalıklarından biri olan gece körlüğünün, göze gelen ışığı algılayan retinanın yapısındaki bozulmalar sonucu ortaya çıktığını kaydeden Dr. Hasan Vatansever, “Bu bozulmalar kendiliğinden düzelmez ve zamanla da artabilir. Çünkü retinadaki hücrelerin yenilenme özelliği yoktur. Bu yüzden gece körlüğü, kalıcı körlüğe neden olabilir. Gece körlüğü hastalığında, hastanın görme seviyesi yoğun ışıkta, loş ortamda, gece saatlerinde ve alacakaranlıkta minimum seviyeye inerek, görme bulanıklaşır ve cisimler seçilemez hale gelir. Rahatsızlığın en net belirtisi gece karanlığında görüşün bozulmasıdır. Daha sonraki süreçte gün ışığında da görme kabiliyeti azalmaktadır. Hastanın her iki gözünde de de görme açısında daralma meydana geliyor” dedi.
Gerekli takviyelerle ilerlemesi durdurulabilir
Gece körlüğü teşhisinin ilk olarak, hastalığın belirtilerinin doğru biçimde anlamakla başladığını aktaran Dr. Hasan Vatansever, “Görme kalitesi pek çok nedenden ötürü bozulabilir. Hastanın görüş kabiliyetini net biçimde ölçmek, bunun gece ve gündüz arasında fark edip etmediğini belirlemek gerekir. Daha sonra retinanın da incelenmesi ile gece körlüğünün kesin teşhisi koyulabilir. Hastalığın teşhisi koyulduktan sonra hangi seviyede bir görme kaybı olduğu belirlenmektedir. Gece körlüğünün günümüzde kesin bir tedavisi yoktur. Ancak hastanın görme kaybı düşük seviyedeyse Omega-3 ve A vitamini takviyeleri ile hastalığın ilerlemesi durdurulabilir. Eğer ileri derece görme kaybı varsa ve hastanın görüş kabiliyeti sürekli azalıyorsa biyonik göz tedavisi uygulanabilmektedir” ifadelerini kullandı.