Bezmialem Vakıf Üniversitesi Paratiroit Doku Transplantasyonu Merkezi doktorlarından Yrd. Doç. Dr. Yunus Taşçı, “Dünyada ilk kez beyin ölümü gerçekleşen ve organ bağışı için aile onayı olan kişiden alınan paratiroit doku naklini gerçekleştirdik” dedi.
Benzer şikayetlerle hastaneye başvuran 41 yaşındaki İclal Kızkapan ve Beser Arslan isimli iki kadın dünya’da ilk kez gerçekleştirilen nakil sayesinde Türkiye’de sağlıklarına kavuştular. Bezmialem Vakıf Üniversitesi Paratiroit Doku Transplantasyonu Merkezi’nde Prof. Dr. Erhan Ayşan ve ekibi tarafından gerçekleştirilen operasyon, kadavradan alınan dokuların nakledilmesi nedeniyle dünyada ilk olma özelliğini taşıyor.
“İLAÇLARI GÖRMEK İSTEMİYORUM”
Bezmialem Vakıf Üniversitesi Hastanesi’nde gerçekleştirilen nakil öncesinde, kalsiyum ilaçlarına bağımlı bir hayat yaşayan İclal Kızkapan, tedaviden sonra kendini çok iyi hissettiğini ve hiçbir sağlık sorunu yaşamadığını ifade etti. 5 yıl önce geçirdiği tiroit ameliyatı sonucu paratiroit dokuları hasar gören Kızkapan, “Ameliyattan üç gün sonra ellerimde, ayaklarımda ve yüzümde uyuşmalar oldu. Hastanede kriz dahi geçirdim. Birkaç gün hastanede kaldıktan sonra günde 3 tane kalsiyum ilacı almaya başladım. Bu ilaçları 2009 yılından beri 5 yıldır alıyordum. Erhan Bey ve ekibi ile tanışmam sonucunda kadavradan alınan paratiroit dokuları Dünya’da ilk kez bana nakledildi. Nakil sonrası ilaçları bıraktım. Artık ilaçları görmek dahi istemiyorum ve operasyondan sonra hepsini kaldırdım. İlaçları kullanmadığım halde hiçbir sıkıntı hissetmiyorum. Kasılmalar olmuyor” dedi.
Bu işlemin yapıldığı Dünya’daki ikinci hasta Beser Arslan ise bu doku eksikliğinin yorgunluk ve halsizlikle günlük yaşantısını büyük ölçüde olumsuz etkilediğini belirtti. Hapları kullanmadığında kısa bir yürüyüşü dahi gerçekleştiremediğini ifade eden Arslan, “Omuzlarım ağrıyordu ve sürekli uyku halindeydim. Kalbim çok hızlı artıyordu ve ritim bozukluğu hissediyordum. Ameliyattan sonra, kalsiyum düşüklüğü yaşadım. Her yerim kasılıyordu. Hapları kullanmadığımda kendimi çok kötü hissediyordum. Her tarafım kasılıyordu. Elimi açamıyordum ve ellerim ayaklarım kasılıyordu. Çabuk yoruluyordum ve hemen oturmak istiyorum. Fiziksel aktivite yapamıyordum kısa bir yürüyüşte yoruluyordum” diye konuştu.
TÜRKİYE’DE İLK VE TEK MERKEZ
Guatr ameliyatlarından sonra paratiroit dokuları hasar gören hastalarda kan kalsiyum seviyesinin bozuk olması nedeni ile hastalar günlük yaşam aktivitelerini yerine getiremiyor. Günlük faaliyetleri kısıtlayan ve sosyal yaşantıyı olumsuz etkileyen bu durum, Bezmialem Vakıf Üniversitesi Hastanesi Paratiroit Doku Transplantasyonu Merkezi’nde gerçekleştirilen çalışmalar sonucu hastalara umut oldu. Paratiroit Doku Transplantasyonu Merkezi için öncelikle Sağlık Bakanlığı’ndan onay aldıklarını belirten Bezmialem Vakıf Üniversitesi Hastanesi doktorlarından Yrd. Doç. Yunus Taşçı, “Merkezimizin kuruluş süreci yaklaşık iki yıl öncesine dayanıyor. Paratiroit Doku Transplantasyonu Merkezi için öncelikle Sağlık Bakanlığı’na başvuruldu. Mart 2013 yılında Bezmialem Üniversitesi Vakıf Üniversitemiz Türkiye’de ilk Paratiroit Doku Nakli Merkezi olarak ruhsatını aldı. Türkiye’de bu ruhsatı alan ilk kurumuz. Temmuz 2013’te de hastamıza ilk naklimizi gerçekleştirdik. Bu vakamız günde yaklaşık 9 adet kalsiyum ve 6 adet D Vitamini kullanan ve sürekli kalsiyum değerleri düşüklüğü nedeniyle kasılmalar yaşayan ve bu nedenle ar ara hastaneye yatması gereken bir hastaydı. Hastamızda nakil sonrası herhangi bir ilaç ihtiyacı yok. Takiplerine devam ediyoruz. Bu şekilde hastamızı bu kasılmalardan ve ilaçlardan kurtarmış olduk” dedi.
KADAVRADAN İLK NAKİL
Merkezde gerçekleştirilen son iki nâkilin beyin ölümü gerçekleşen ve organ bağışı için aile onayı alan kişiden alındığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Yunus Taşçı, “Organ bağışı sonrası kadavradan alınan paratiroit doku nakli yeni bir yöntem. Bu yöntem öncesinde, dokuyu paratiroit bezi büyümesi olan hastalardan alıp, buradaki nakil merkezimizde uygun işlemlerden geçirip hücrelerden oluşan bir sıvı haline getirip hastalarımıza bir iğne yolu ile naklediyorduk. Nakli kol üst kısımdaki kasın içine enjeksiyon yapıyoruz. Bu hücreler orada tutunuyorlar ve paratiroit dokunun salgıladığı parathormonu salgılamaya başlıyorlar ve bu şekilde hastalarımızın kandaki kalsiyum değeri normal seviyelere yükselebiliyor. Ancak son iki nakilde beyin ölümü gerçekleşmiş, yakınları tarafından organları bağışlanmış kadavradan nakil gerçekleştirdik. Biz de kalp, akciğer, karaciğer ve böbrek ekibiyle ameliyata giriyoruz. Boğaz bölgesinde bulunan paratiroit dokularını çıkarıyoruz. Ameliyat sonrası o bezleri uygun işlemden geçirerek hastamıza enjeksiyon yöntemi ile herhangi bir ameliyat yapmadan veriyoruz. Bu enjeksiyon sonrası kısa süreli tedavilerimiz var ve sonrasında hastanın kullandığı kalsiyum ilaçlarını kesiyoruz” ifadelerini kullandı.
NAKİL UMUT VADEDEN BİR YÖNTEM
Taşçı, nakil sonrasında hastaların özellikle ilaç kullanımlarının sona erdiğine dikkat çekerek şunları söyledi: “Nakil yaptığımız hastaları hem ilaç kullanmaktan kurtarıyoruz hem de bu ilaçları yıllarca kullanmalarından oluşabilecek yan etkilerden de korumuş oluyoruz. Merkez kurulmadan önce bu hastalığın tek tedavi seçeneği ilaçlardı.Dünyada çok az merkezde uygulanan bu tedavi şekli ile açıldığı günden bu yana 30 hastaya bu nakli uyguladık. Hastaların yüzde 80’inde başarı sağladık ve bu hastalarımız kullandıkları ilaçları kestiler.”