Meme kanserinin meme ve süt kanalları hücrelerinde köklenen bir hastalık olduğunu belirten Kayseri Özel Tekden Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mahmut Şenel, emzirmenin meme kanserine karşı koruyucu olduğunu vurguladı. Op. Dr. Mahmut Şenel, bu nedenle hiç evlenmeyen ve emzirmeyen kadınlarda meme kanseri görülme riskinin daha fazla olduğunu ifade etti.
Erken teşhis hayat kurtarıyor
Meme kanserinin 40 yaş üzeri kadınlarda daha sık görüldüğüne dikkat çeken Op. Dr. Mahmut Şenel, hastalığın en önemli nedeninin genetik yatkınlık olduğunu söyledi. Hastalığın, kadınlarda akciğer kanserinden sonra en fazla görülen kanser türü olduğunu kaydeden Şenel, hastalıkta erken teşhisin önemine dair şunları söyledi:
“Kadınlarda meme kanseri en çok görülen tür ve sıralamada akciğer kanserinden sonra ilk sıralarda yer alıyor. Ancak erken teşhis bu durumu ortadan kaldırıyor ve meme alınmadan tedavi olma ihtimali de yükseliyor. Kadınlara erken teşhis için, meme kontrolü yapmalarını öneriyoruz. Kitle kontrolü de ayda bir yapılmalı. Muayeneyi yaparken, bir ellerini başlarının altına alarak ve koltuk altını açarak, parmak ucuyla memeyi dairesel biçimde kontrol etmelerini öneriyoruz. Ele gelen kitlelerin ağrısız olması önemli bir bulgu. İnsanlar genelde kitlede ağrı olmadığında rahatlıyorlar ancak meme kanserinde bunun tam tersi geçerli. Kanlı meme başı akıntısı görülmesi de bizim için uyarıcı. Bunun olması meme kanserinin kesin nedeni değil, bazen iyi huylu kist sonucunda da meme başında akıntı olabilir ancak yine de böyle bir bulgu görüldüğünde ayrımının yapılması için doktora görünmek gerekiyor. Meme başlarında meydana gelen çökmeler, simetri bozukluğu, memede portakal görünümü şeklinde görülen değişiklikler, koltukaltında ele gelen kitleler de önemli belirtilerden. Ayrıca hiçbir şikayet ya da ailede meme kanseri öyküsü olmasa bile 35 yaşından sonra, 6 ayda bir meme ultrasonu, yılda 1 de mamografi ile meme muayenesini yapılmalı.”
Psikolojik destek önemli
Op. Dr. Mahmut Şenel, bunun yanı sıra, hastalıkta psikolojik tedavinin de önemine değindi. Meme kanseri olan hastalara psikolojik tedaviyi de yanı sıra önerdiklerini dile getiren Op. Dr. Mahmut Şenel, “Meme emzirmeye yarayan, çocuk gelişimi için önemli bir organ olduğu kadar cinsel bir obje olarak da karşımıza çıkıyor. İşin ailevi ve sosyal boyutu var. Böyle bir organı aldırmak zorunda kaldığınızda partnerleri ne kadar anlayışlar karşılarsa karşılasın, bunun kendi psikolojilerinde yarattığı bir çöküntü var. Bazı kadınlar sırf bu nedenden dolayı öleceklerini bile bilseler, memelerini aldırmak istemiyorlar. Bu nedenle hastalarımızın psikolojik destek almaları çok önemli.” ifadelerini kullandı.