Farkında mısınız? Türkiye’de 252 bin çocuk sigara kullanıyor...

Uluslararası verilerle hazırlanan Tütün Atlası’na göre Türkiye’de 14.5 milyon yetişkin ve 252 bin çocuk sigara kullanıyor. İstatistiklere yansımayanlarla birlikte bu sayıların çok daha fazla olduğunu tahmin etmek zor değil. Uzmanların önerisi, üç ayaklı mücadele. Yani tütün ürünlerini kullananların bırakması, pasif etkilenenlerin korunması ve yeni kullanıma başlamanın önlenmesi.

Dünya Sağlık Örgütü, Amerikan Kanser Topluluğu ve Dünya Akciğer Vakfı’nın katkılarıyla hazırlanan Tütün Atlası’nda yer alan veriler, Türkiye’de tütün-sigarakullanımının hâlâ çok yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Buna göre Türkiye’de halen 14.5 milyon yetişkin ve 252 bin çocuk sigara kullanıyor. Her yıl sigara kaynaklı nedenlerle 83 bin 100 kişi yaşamını kaybediyor. Türkiye’deki erkeklerin yüzde 31’inin tütün kaynaklı hastalıklar nedeniyle yaşamını yitirdiği belirtiliyor. Bu oranla Türkiye, Kuzey Kore’nin ardından dünyada ikinci sırada yer alıyor. Türkiye’de kadınlarda tütün kaynaklı hastalıklar nedeniyle yaşamını yitirenlerin oranı ise yüzde 12. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da geçen hafta yaptığı açıklamada “Yüzde 27’lere kadar düşen, şimdi tekrar yüzde 31’lere doğru bir çıkış trendinin olduğunu gördüğümüz bir tütün kullanımından bahsediyoruz” demişve “Nargile dahil olmak üzere tütün ürünlerinin kullanıldığı açık alan, kapalı alan tariflerini güncelleyerek yoğun mücadele dönemine gireceğiz” ifadelerini kullanmıştı.

BIRAK, KORU, ÖNLE

Sağlığa Evet Derneği Yönetim Kurulu üyesi ve göğüs hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Füsun Yıldız , tütün ve tütün ürünleriyle mücadele stratejisinin üç ayaklı olması gerektiğini belirterek, şunları söylüyor: “Tütün ürünleri kullananların bırakması, pasif etkilenenlerin korunması ve yeni kullanıma başlamanın önlenmesi. Her üçü de birbirine çok bağlı ve birbirini destekleyen bireysel, sivil toplum ve kamusal çalışmaları gerektiriyor. ‘Sigara içmeyenlerin özgürlüğünün iadesi’ olarak bakmamız gereken 5727 sayılı kanunla ‘Tütün ve Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü’ Mayıs 2008’de kısmi olarak ülkemizde uygulanmaya başlamış, 19 Temmuz 2009’da ise 4207 sayılı kanunla tüm kapalı alanlarda tütün ve tütün ürünlerinin kullanımı yasaklanmıştı. Bu üç ayaklı mücadele stratejisini destekleyen en güzel örneklerden biri. Kanun kesintisiz, tavizsiz olarak uygulanmaya devam etmeli.

NARGİLE TEHLİKELİ

Kanunların uygulanmaması tüketimi arttırdığından denetim kurumunun çok aktif çalışması ve endüstriyle kamu ilişkisinin kesinlikle olmaması gerekiyor. Tütün endüstrisi kârının devamlılığı için dönüşüm içinde ve yeni ürünlerle piyasaya giriyor. Bunlardan biri de elektronik sigaralar (e-sigara). Elektronik sigaralar yasak olmalarına rağmen, internet sayfalarında açıkça, ‘daha güvenli, riski azaltılmış’ ürünler olarak satılıyor. Bütün firmaların ve ürünlerin buluştukları ortak nokta, klasik sigaraya göre ‘zararı azaltılmış’ ürün imajı. Bazı firmalar sigara bırakmaya yardımcı ürün pazarladıkları iddiasındalar ve ilaç firmaları gibi sağlık çalışanlarıyla temas içindeler. Ayrıca yine sigarayı bırakmak isteyenlerin önüne sunulan başka bir tehlikeli ürün de en az sigara kadar zararlı nargile. Dünya ülkeleri halklarını tütün ürünlerinden kurtarmaya başlamışken bağımlılık ve hastalığı devam ettirecek yeni ürünlere izin vermek doğru değil. Bu konuda da kesintisiz ve tavizsiz kanuni düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Ayrıca sigara içimiyle ilgili sayıları azalttığı ve yeni başlayanları bu ürünlerden koruduğu kanıtlanmış düz paket uygulamasın da acilen hayata geçirilmesi, tütün mücadele stratejilerinin üç ayağını da destekleyecektir.”

‘BIRAKACAĞIM’ DEĞİL ‘KURTULACAĞIM’ DE

35 yıllık göğüs hastalıkları uzmanı Prof. Dr. İbrahim Akkurt, 25 yıl boyunca tütünün her çeşidini kullandıktan sonra ‘kurtuldu.’ Meslek hayatı boyunca yaklaşık 130 bin hastaya hizmet veren Akkurt, sigarayla savaşını da başkalarına ilham vermesi için kitaplaştırdı. ‘Sigaradan Kurtulmanın Püf Noktaları’ adlı kitabı Türk Tabipleri Birliği Yayınları’ndan çıkan Prof. Dr. Akkurt, ‘sigarayı bırakmak’ yerine ‘sigaradan kurtulmak’ ifadesini kullanmayı tercih ediyor. Prof. Dr. Akkurt, Hürriyet’e şunları anlattı:

“Ben 10 yılımı ‘bırakma numaraları’ ile geçirmiştim. Kendimin, çevremin, çoluk-çocuğumun baskısı nedeniyleydi bu numaralarım… ‘Bırakmak’ kelimesinin kendisinin tütün ve mamullerinden uzaklaşmamın önündeki en büyük engel olduğunu, bana iyice zarar vermeye başladığını ve ‘kurtulmam gerektiğini’ anlamam tam 10 yılımı aldı. Bu illet kesinlikle “bırakmak” gibi oldukça naif olan bir kelimeyi hak etmiyor. Siz de bırakma numaralarını bir kenara bırakın ve kurtulmayı içselleştirin.

AZALTMAK DA TUZAK!

Azaltmaya çalışarak bıraktığını -bırakacağını sanmak kurtuluşu imkânsız hale getiren en büyük tuzak. Azaltarak sigara illetini 3 gün, 5 gün, 3 ay hatta daha da uzun süre ‘bırakmak’ olası, ancak azaltarak kurtulmak mümkün değil. Çünkü ortada kendi eserimiz olan bir nikotin canavarı var. Hasta olduğunu, bir ‘nikotin bağımlılığı hastası’ olduğunu kabul etmek zorundasın. Bu hastalığa bir defada hemen tek bir mikrobun bulaşmasıyla yakalanmadın. Hastalığı büyük oranda senin dışındaki birçok faktör nedeniyle ‘kendine iyi bir şey yapıyormuşsun’ düşüncesiyle kendin başına sardın. Gerçek istek önemli, ‘yeter’ demelisin… Gerisi çorap söküğü gibi gelecektir. Ertelediğin her gün, günde kaç adet içiyorsan o sayı x (çarpı) binlerce törpü ile ciğer pareni törpülüyorsun. İçindeki binlerce zehri vücudundaki tüm hücrelere iletiyorsun demektir. Kalbin, beynin sağlamken ondan kurtul! Henüz bir yerlerin felç, kanser olmadan ondan kurtul! Bunların her biri olmuşsa bile bir an önce ondan kurtul! ”

E-SİGARA, PİPOYLA KENDİNİZİ KANDIRMAYIN

- Prof. Dr. İbrahim Akkurt, “Günlük sigara sayısını azaltmak, hatta günde bire kadar bile düşürmek, e-sigara, nargile, pipo-puro-kalın-ince-katranı/nikotini azaltılmış-tatlandırılmış sigaraya vs. geçmek hiçbir zaman tütün ve mamullerinin esaretinden kurtulmak değil, kendimizi başka türlü kandırmaktır” diyor. Prof. Dr. Akkurt, şöyle devam ediyor:

NİKOTİN CANAVARI ESİR ALIYOR

“Nikotinle bağımız ilk zamanlarda sadece sosyal içici, ayda yılda 1, 2 defa değişik ortamlarda birkaç adet sigara tüketip aylarca aramamak şeklindeydi. Sonra paketi üzerimizde taşıdık ancak haftada 1 paket sigara bile fazla geliyordu. Daha sonra da günde bir pakete çıktık hatta gün geldi o da yetmemeye başladı. Çünkü kendi elimizle yarattığımız nikotin canavarı sürekli onu besleme dozunu arttırmayı istedi bizden. Günlük sigara sayısını bire düşürmek demek: Ne olursun seni saatte-yarım saatte-iki saatte bir beslemeyeyim de 24 saatte bir besleyeyim diyerek onun hakimiyetinde, esaretinde olmaya devam etmek demektir.”

521 SİGARA BIRAKMA POLİKLİNİĞİ VAR

- Türkiye’de bu yıl itibarıyla 521 sigara bırakma polikliniği hizmet veriyor. Bu polikliniklerde 2009 yılından bu yana yaklaşık 2.5 milyon muayene yapıldı. Sigara bırakma tedavisinde kullanılan ancak geri ödeme kapsamında olmayan vareniklin ve bupropion etken maddeli ilaçlar ile nikotin replasman (yerine koyma) tedavisi ilaçlarının alımı Sağlık Bakanlığı tarafından yapılarak, sigara bırakma polikliniklerine dağıtıldı. Bu ilaçlar sigara içme isteğini azaltarak, süreçte yaşanan yoksunluk belirtilerini önlüyor. 2010 yılından itibaren, yaklaşık 1 milyon kişi ilaçlardan faydalandı.

NİKOTİNİN EROİN, KOKAİN VE ALKOLDEN FARKI YOK

Türk Toraks Derneği’nin verilerine göre sigara dumanı 4 binden fazla zehirli, tahriş edici ve kansere yol açan kimyasal madde içeriyor. Ayrıca tütündeki nikotin, ciddi bağımlılık yapma özelliğine sahip. Nikotinin meydana getirdiği bağımlılık nedeniyle diğer kimyasal maddeler de vücuda alınıyor. Çok güçlü bir psikolojik uyarıcı ajan olan nikotinin, bağımlılık ortaya çıkarma özelliğinin eroin, kokain ve alkolden hiç farkı yok. Sigarayı ilk kez deneyen her üç kişiden biri tek bir sigara ile bağımlı hale geliyor. Bir sigara içildiğinde, ortalama 10 saniye gibi kısa bir sürede yanaktan emilen nikotin, beyne ulaşıyor ve eroin, kokain gibi maddelerin etkilediği merkezi uyararak bazı hormonların salınmasına neden oluyor. Bu da gevşeme, sakinleşme gibi değişikliklerin ortaya çıkmasını sağlar. Ödül gibi gelen bu değişikliklerin devam etmesi için vücut daha çok nikotin istemeye başlıyor. İçilen sigaranın sayısı giderek artıyor. Çünkü nikotinin meydana getirdiği etkilere karşı vücutta tolerans gelişiyor. Yani, vücuttaki nikotin miktarı arttıkça etkisi azalıyor, ödül gibi gelen değişikliklerin devamını sağlamak için nikotin miktarının daha da artması gerekiyor. Bu aşamada vücut maddeyi gerek olmadığı halde almak zorunda. Bu davranış ve yapmadığınız zaman hissettiğiniz sinirlilik, gerginlik, konsantrasyon bozukluğu, iştah artışı, depresyon vb duyguları iradenizle kontrol edemiyorsunuz.

GÜNDE 4 BİN KİŞİ‘SİGARAYI BIRAKACAĞIM’ DİYOR...

- ALO 171 Sigara Bırakma Danışma Hattı 175 operatörle 7 gün 24 saat canlı, kesintisiz hizmet veriyor.

- Sağlık Bakanlığı verilerine göre, günde ortalama 4 bin kişi hattı arıyor.

- 2017’de 47 bin 281 kişi sigara bırakma planı yapılarak takip edildi. Alo 171 tarafından takibi yapılan bireylerin yüzde 17’sinin sigarayı bıraktığı tespit edildi.

- Alo 171 hattı ile sigara bırakmak isteyenler teşvik edilirken, bırakma kararı alanlara rehberlik ediliyor.

- Bırakma sürecinde ortaya çıkan nikotin yoksunluğuyla baş etmeye yönelik danışmanlık veriliyor.

- Bağımlılık düzeyi düşük ve orta düzeyde olanlar için danışanın da istemesi halinde kişiye özel sigara bırakma planı yapılıyor.

- Bağımlılık düzeyi yüksek olanlar hekim kontrolünde sigarayı bırakmaları için sigara bırakma polikliniklerine yönlendiriliyor.

- Danışanların, arzu etmeleri halinde randevuları da alınıyor.

- Sigara bırakma planı yapılan danışanlar, yılda en az 7 defa geri aranarak, takip ediliyor. Zorlandıkları konulara ilişkin çözüm önerileri sunuluyor ve destek sağlanıyor.

ETKİLİ OLMAYAN YÖNTEM ZAMAN KAYBETTİRİYOR

- Sigara bağımlığını bitirdiği öne sürülen birçok yöntemden söz ediliyor.  Terapilerden, küpelerden tutun da kristal taşlara kadar... Ancak bunların hiçbiri etkinliği kanıtlanmış yöntemler değil. 9 Eylül Üniversitesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Oğuz Kılınç, sigara içenlerin sadece yüzde 3-5’inin profesyonel destek almadan kurtulabildiklerini söylüyor. Destek alınması halinde bu oranın yüzde 30’ları geçtiğini belirten Prof. Dr. Kılınç, “Bilimsel olarak sigara bırakmada etkisi kanıtlanmış sadece iki yöntem var. Bunlardan ilki davranışçı bilişsel terapiler, diğeri nikotinsizlikten dolayı ortaya çıkan yoksunluk belirtilerini kontrol edip, bağımlılıktan kurtulmayı kolaylaştıran ilaçlar (Sağlık Bakanlığı’nın verdiği). Bunların dışında kalan hiçbir yöntem etkili değil. Bilimsel olmayan yöntemleri deneyenler ve başarısız olanlar ortalama iki yıl sonra yeniden kurtulmayı deniyorlar” diyor.

Sağlık Haberleri