"TÜRKİYE'DE 40 BİN İNSAN İNME NEDENİYLE HAYATINI KAYBEDİYOR"
İnme nedeniyle ülkemizde her yıl 40 bin insanın hayatını kaybettiğini ifade eden Prof. Dr. Öztürk, elektronik sigaranın da sigara alışkanlığı kazanmaya yönelik motive ettiğini ve dolayısıyla inme riskini arttırdığını belirterek sözlerine şöyle devam etti: "Beyin damar hastalıkları ve bunun çok dramatik bir tablosu olan inme bütün dünyada giderek artmakta. Beyin damar hastalıklarının içinde en çarpıcı olanı inme de çok arttı. Dünyada 27 milyon kişi inme geçiriyor ve 6 milyon insanı bu nedenle kaybediyoruz. Ülkemizde de TÜİK raporlarına göre yaklaşık her yıl 40 bin insanımızı inme nedeniyle kaybediyoruz. Bu trafik kazalarından ve tüm kanser türlerinden çok daha ön planda olan, sayı olarak çok fazla can yakan bir durum."
KARADENİZ BÖLGESİ'NDE RİSK YÜKSEK
Türkiye'de inmenin bölgesel olarak görülme sıklığına da değinen Prof. Dr. Öztürk, Karadeniz Bölgesi'nde kan yağlarının yüksekliği nedeniyle riskin de yüksek olduğunu belirtti ve şunları söyledi: "Ülke olarak beslenme alışkanlıklarımız çok farklı ama yapılmış istatistiklerde şaşırtıcı sonuçlar da var. Örneğin Karadeniz Bölgesi'nde kan yağlarının daha yüksek olduğunu görebiliyoruz. İç Anadolu Bölgesi, Güneydoğu Anadolu başta olmak üzere tüm Türkiye'de obezitenin artmakta olduğunu görüyoruz. Bunda aslında geleneksel beslenme tarzımız değil de fast-food tarzı beslenmenin çok ciddi bir tehlike yarattığını görüyoruz."
2030 YILINDA İNMENİN YÜZDE 10 AZALTILMASI HEDEFLENİYOR
Avrupa İnme Organizasyonu'nun (European Stroke Organization) 2030 yılı için inme oranını yüzde 10 azaltmayı hedeflediğini belirten Öztürk, "Yılda eğer 40 bin insanımızı inme nedeniyle kaybediyorsak, 2030 yılında en azından 4 bin insanın hayatını kurtarmış olmamız gerekiyor" dedi.
"YILDA 175 BİN KİŞİ İNME GEÇİRİYOR"
Damar tıkanıklığı nedeniyle inme geçirenlerde artık anjiyo yoluyla pıhtının alınabildiğini söyleyen Prof. Dr. Özcan Özdemir, "İnme tedavisinde en büyük yenilik damar tıkanıklığı nedeniyle inme geçirenlerde oldu. Artık anjiyo yoluyla girilip pıhtının alındığı takdirde hastaların yüzdze 50-60'ı yaşamlarını bağımsız olarak sürdürebiliyorlar. Şah damarı tıkanıklığı olan hastalarda yüzde 50'sini kaybediyorduk, kalanların yüzde 90'ını da bağımlı olarak yaşıyordu" dedi.
Türkiye'de yılda ortalama 175 bin kişinin inme geçirdiğini belirten Prof. Dr. Özdemir, "Yılda ortalama 175 bin inme vakası görülüyor. İnmeye bağlı ölümler yüzde 20 civarında. Hastaların yüzde 40'ı da engelli olarak hayatına devam ediyor" dedi.
KOL VE BACAKLARDA GÜÇSÜZLÜK GİBİ BELİRTİLERE DİKKAT
Prof. Dr. Özdemir sağ kol ve bacak ile sol kol ve bacakta ani gelişen güçsüzlük ile konuşamama veya konuşulanları anlamama durumunda acil olarak 112'nin aranması gerektiğini söyledi.
İnmeye dair risk faktörlerine dikkat çeken Türk Nöroloji Derneği Nörolojik Yoğun Bakım Bilimsel Çalışma Grubu Moderatörü Prof. Dr. Ethem Murat Arsava ise inmenin diğer damar hastalıklarından ayrı düşünülmemesi gerektiğini ve vücut damar sağlığı için hangi risk faktörleri varsa inme için de aynısının söz konusu olduğunu belirtti ve şunları söyledi: "Tansiyon, şeker, daha önce kalp krizi geçirmiş olmak, çok yoğun sigara kullanımı, çok yoğun alkol kullanımı, fiziksel anlamda iyi bir yaşam sürmemek, obezite, uyku apnesi gibi durumlar, kolesterol problemleri tüm vücuttaki damar hastalıkları gibi inme için de bir risk faktörü" dedi.