Tüm dünyada yıl içinde gerçekleştirilen iklim değişikliği toplantılarının ışığında hazırlanan Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli değerlendirme raporunda yer alan verilere göre; Türkiye'de sıcaklık artışı, yağış rejiminde değişim, deniz suyu seviyesinde yükselme, toprak suyu içeriğinde önemli ölçüde azalmalar var. Ataşehir Belediyesi'nin düzenlediği konferansa katılan İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, bu verileri H değerlendirdi.
TOPLU BALIK ÖLÜMLERİ
"Kentlerdeki sıcaklık artışı sonucu sıcak hava dalgaları, binaların üst katlarında oturan kilolu ve hasta insanlar için ölüm demek" diyen Kadıoğlu "Sıcaklık üst katlarda daha fazla ve kilolu insanlar vücut sıcaklıklarını kontrol edemiyorlar. 2003 Ağustos ayında Fransa'da sıcak hava dalgalarından dolayı 35 bin kişi öldü. Sıcaklığın artması Türkiye'de sıtma gibi tropik iklim hastalıklarında da artış demek. Sinekler ve keneler çoğalacak, insanlara geçen hastalıklar artacak. Sıcaklık deniz suyunu da ısıtınca toplu balık ölümleri olacak'' dedi.
'MÜŞTERI BULAMAYACAK'
Kadıoğlu sıcaklık artışının daha fazla orman yangını anlamına da geldiğini vurguladı. "Yangın, daha fazla buharlaşma demek, toprağın nemi kuruyor. Bunun anlamı da 'kıtlık'tır" diyen Kadıoğlu şöyle devam etti: "Kış ve yaz turizmi de etkilenecek. Karların erimesiyle kayak merkezleri müşteri bulamayacak. Tatil için yazın ortası değil, ilkbahar ve sonbahar seçilecek. İklim ve binaların neden olduğu ısınma sonucunda, hortum, şiddetli ve ani seller, gök gürültülü sağanak yağışlar ve yıldırımların sayısında artış olacak."
OTOYOL ALARMI
Verilerde yer alan "Su seviyesinin yükselmesi" başlığının önemine dikkat çeken Kadıoğlu, "Karadeniz Otoyolu gibi yollar, böyle bir durumda kullanılamayacak'' dedi. Yağış olmayınca, aşırı sıcaklarda buharlaşma nedeniyle toprakta su kaybı meydana geleceğini ifade eden Kadıoğlu "Bitkiler susuzluktan ölünce kökleri ile tuttukları toprak serbest kalacak ve rüzgârla yayılacak. Bunun anlamı da çölleşmedir'' diye konuştu.
SU SAVAŞLARI
Prof. Dr. Kadıoğlu, sadece ülkeler arasında değil, ülkelerin içinde, bölgeler arasında da sorunlar yaşanacağına dikkat çekti. Kadıoğlu, "Şu anda Anadolu'da köyler arasındaki en büyük kavgalar sudan kaynaklanıyor. Mesela İstanbul, Bulgaristan sınırından Düzce'ye kadar suları topluyor. Bu illerle İstanbul arasında da sorunlar yaşanacak" uyarısı yaptı.
"AVRUPA'NIN KORKUSU KİTLESEL GÖÇLER"
Kadıoğlu halen göçlerin nedenlerinin savaşlar ve iklim değişikliği olduğunu belirterek şöyle dedi: "Avrupa'nın en büyük korkusu; Afrika, Türkiye, Ortadoğu'nun kuraklaşması ile beraber, kitlesel göçlerle karşı karşıya kalması. Şu anda yaşanan göçler ileride kitleselleşecek. Avrupa göçü, bir ulusal güvenlik problemi olarak görüyor. Böylece sınırların kontrol edilmesi problemi ortaya çıkıyor. Şimdi de sınırları kontrol etmek için savaşlar olacak.''
"Çöl iklimine doğru gidiyoruz'' diyen ve normal şartlarda buzul çağına girilmesi gerektiğini ifade eden Kadıoğlu, dünyayı sürekli ısıtan insanların yok olmaması halinde Dünya'nın bir daha buzul çağına giremeyeceğini kaydetti.
"AFET SAYILMIYOR"
Kuraklığın kanunlarda afet olarak yer almadığına işaret eden Prof. Kadıoğlu, "Oysa Türkiye kuraklık ülkesi. Afet olarak görülmediği için bununla ilgili bir istatistik de yok. Türkiye'de bir şeyin afet sayılabilmesi için mutlaka binaya zarar vermesi gerekiyor. Anlayış bu'' dedi.
Kaynak: HABERTÜRK