Muğla Emniyet Müdürlüğü ve Sıtkı Koçman Üniversitesi işbirliğinde düzenlenen Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu’nun konuşmacı olarak katıldığı ‘Ruh ve Beden Sağlığı’ konferansı yoğun ilgi gördü. Üniversite AKM salonu tamamen dolarken, Prof. Saraçoğlu, Anadolu topraklarının her derde deva olacak bir bitki çeşidine sahip olduğunu açıkladı. Konferansa, Vali Amir Çiçek, İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Halil Çelik, Cumhuriyet Başsavcısı İbrahim Akbaş, Üniversite rektörü Prof. Dr. Mansur Harmandar, İl Emniyet Müdürü Veysal Tipioğlu, Polis teşkilatı mensupları ve öğrenciler izledi.
Muğla Valisi Amir Çiçek, yönetim anlayışlarının felsefesi ve mantığının kutlu birey, huzurlu toplum olduğunun altını çizdi. Vali Çiçek, “Beden ve ruh sağılığı çok iyi olan toplumlar huzurlu olur” dedi.
Muğla Emniyet Müdürü Veysal Tipioğlu, gelişmiş ülkelerin polis teşkilatlarının suç ile mücadele alanında yürüttükleri çalışmalarda üniversiteler ve bilim insanları ile iç içe çalıştıklarını söyledi. Tipioğlu, “Biz de Muğla Emniyet Müdürlüğü olarak toplumun yararına olan projelerde Üniversitemiz ile iç içe çalışma içindeyiz. Her zaman polisiye önlemler, suçların önlenmesinde ve suçluların yakalanmasında başarı sağlamak için yeterli değildir. Toplum ile iç içe çalışmamızın ve personelimizin gayretli çalışmaları sonucu İlçelerimizde mala ve şahsa karşı işlenen suçlarda ciddi bir azalma vardır” dedi.
Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, Anadolu topraklarına herkesin sahip çıkması gerektiğini söylerken, her derdin şifasının Anadolu topraklarında var olduğunu açıkladı. Saraçoğlu, “Kur’an-ı Kerim’in Embiya suresi 13 ayetinde ‘Kaçmayın, lüks ve savurganlık içinde yaşardığınız yere evlerinize dönünüz. Çünkü sorguya çekileceksiniz’ der. Devamında da ‘Bu nimetleri süs olsun diye yaratmadık. Eğer süs olsun diye yaratsaydık, bunu kendi katımızda yapardık’ diyor Yüce Allah. Bizler Altaylardan at üstünde gelmiş bir toplumumuz. Yaşadığımız topraklara sahip çıkmaz zorundayız. Bugün Yunanistan bizim topraklarımızdan çıkan bazı bitkileri grip çayı diyerek Avrupa’ya satıyor. Ama biz bunu yapamıyoruz. Bugün doğal tedavi yönteminin en az 5-6 bin yıllık bir geçmişi vardır ve bunu yok sayamazsınız. En azından ilminiz yetmiyor ise, aleyhinde konuşmayın ve bunlara çer-çöp demeyin, koca karı ilaçları demeyin. Geçmişte ektiğimiz kavun, karpuz domates ürünlerinin tohumlarını ayırır ertesi yıl bir daha ekilirdi. Ama şimdi hibrit tohumlar var. Hibrit tohumlar verimde yüzde 80 artış sağlar ama tohumluk almak isterseniz alamazsınız, kısırdır. Bunu neden yaptınız diye sorduğunuzda ‘Dünya açlık ile karşı karşıya’ derler. Bir de son zamanlarda doğumlarda sezeryan doğumlar moda oldu. Türkiye’de sezeryan mı, normal doğum mu bunlara kadınlar karar veriyor. Normal doğum ile dünyaya gelen bir bebek çok sayıda değişik bakteriyi alıyor. Bu dünyaya gelen bebeğin bağışıklık sistemi için birinci derecede önemli. Sezeryan ile gerçekleşen doğumlarda annenin ilk şikayeti ‘Sütüm yok’ oluyor. Normal doğum olmadığı için oksitosin yani sütle ilgili bir horman olduğu için süt olmaz. En önemlisi normal doğumlarda Otizm gibi rahatsızlık yaşamazlar” dedi.