Kastamonu Şeker Fabrikası’nda 52’inci pancar alım kampanyası düzenlenen törenle başladı.
İl genelinde pancar ekiminde yüzde 40’lara varan bir düşüş yaşanması sonucu çiftçiyi teşvik etmek amacıyla başlatılan kampanyaya katılım oldukça yoğundu. Bu kapsamda Kastamonu Şeker Fabrikasında gerçekleştirilen pancar alın kampanyasına katılan Vali Şehmus Günaydın, şekerin hayatın önemli bir parçası olduğunu belirterek, “Sabah kahvaltıda şekeri görüyoruz, öğlene kadar çay içerken karşımızda şekeri görüyoruz, tatlı yerken şekeri görüyoruz. Velhasıl şeker, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası. Tabi şekerin hammaddesi olan pancarı üretmek, bunun ekonomiye kazandırmak ne kadar önemli bunu az önce değerli fabrika müdürümüz ifade ettiler. Şu çok açık ve net görülüyor. Her şey bizim elimizde. Biz işimizi doğru yaparsak, üzerimize düşeni yaparsak hiçbir sorun kalmaz. Kotamız 240 bin ton fakat üretim 210 bin ton. Çiftçimiz daha fazlasını ürettiği zaman bizim kotamız artırılacak ve bu sıkıntılar kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Yani sonuç olarak çiftçilerimiz daha fazla üretirse, kotaları tamamen kullanırlarsa, bizim üzerimize düşen de gidip o kotaları daha fazla artırmaktır. Hiç şüpheniz olmasın, o kota artar. Yeter ki siz kotanızı doldurun. Bakın aradaki rakam yaklaşık 7-8 milyon TL. Bu nedenle gelin şu kotamızı bir an önce tamamlayalım. Biz bu üretimle sadece 53 günlük kapasitemizi doldururuz. Bunun daha verimli daha randımanlı olabilmesi için 100 günlük üretimin yapılması lazım. Biz çiftçi arkadaşlarımızdan bu ışığı aldığımız zaman elbette ki biz de üzerimize düşeni yapacağız. Bunun yanında devletimizin ve hükümetimizin özellikle çiftçilerimiz için ortaya koyduğu teşvikler ve destekler son yıllarda gittikçe arttı ve artmaya da devam ediyor. Bugün mazot desteği olsun gübre desteği olsun çiftçilerimiz için çok önemli bir kazanım. Bizim kotamızın İç Anadolu Bölgesine gittiğini söyledi müdürümüz. Bizim bu üretimi mutlaka ve mutlaka Kastamonu sınırları içerisinde yapmamız lazım. Bu kotamızı öncelikle dolduralım, ondan sonra bizler üzerimize düşeni yapacağız merak etmeyin” dedi.
“SİYASİ HAYATIM BOYUNCA FABRİKANIN KAPANMAMASI İÇİN MÜCADELE ETTİM”
Şeker Fabrikasında doğduğunu ve ortaokulu bitirene kadar da bu fabrikanın ekmeğiyle büyüdüğünü hatırlatan AK Parti Kastamonu Milletvekili Mustafa Gülşen ise, “Sadece bu fabrikada değil, aynı zamanda Ayvalı Köyünde pancar tarlalarında da büyüdüm. Hem çiftçinin hem de bu fabrikadaki üreticilerin derdini bilen ve yakından takip eden bir insanım. Bu fabrikanın hem Kastamonu insanları için, işçisiyle, nakliyatçısıyla birlikte, hem de bölge için önemini yakından bilen birisiyim” dedi.
Siyasi hayatı boyunca fabrikanın özelleştirilmesine değil ama özelleştirme süreci sonunda kapanmasına karşı mücadele verdiğini açıklayan Gülşen, “Benim meselem aslında bizim meselemiz. Değerli başkanımın ifade ettiği bu fabrikanın bacasının tütmesi meselesi oldu. Süreci çok yakından takip ettiğim için hem il başkanlığım döneminde hem milletvekilliğim döneminde şunu çok net söylemeliyim. Bu fabrikanın özelleştirilme sürecinde Sayın Başbakanımızın, şuan ki Cumhurbaşkanımızın iptal etmesinin asıl sebebi fabrikaların çalışmasının tehlikeye girmesiydi. Bunu değerli sendika başkanım çok yakından biliyor. Bunu daha yakından takip etseydi çok memnun olurduk, bizim bu işe verdiğimiz mücadeleyi de çok iyi biliyor. Sadece benim değil, benimle birlikte şeker fabrikalarının bulunduğu Malatya, Amasya gibi bölgelerin milletvekillerinin verdiği gayreti, çabayı çok yakından biliyor. Bizim meselemiz sadece bizim değil, bugün Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın meselesi, bu fabrikaların bacalarının tütmesi. Bu fabrikaların özelleştirildikten 1 sene sonra kapanacağı ifadesi çiftçimizi korkutmak için kötü bir komplodur. Bu fabrikaların kapanmamak üzere özelleştirilme süreci başlatılmıştır. Özelleştirilme süreci bir siyasi partinin oluşturduğu süreç değildir. Özelleştirme süreci hükümet ve devlet politikasıdır. Şeker fabrikalarının özelleştirilme süreci 2000 yılının Aralık ayında başlamıştır. SEKA gibi diğer kurumların özelleştirilmesi de bizden önceki hükümetlerin başlattığı bir süreçtir. Siyasi iktidarların tamamı, gerek bugün ki iktidar gerek bizden önceki iktidarlar ülkenin kaynaklarını insanlar için en verimli şekilde kullanmakla mükelleftir. Kaynakların verimli kullanılması tüm siyasi partilerin aşağı yukarı ittifakla gördüğü şey verimli çalışması için özelleştirilmesi gerektiğidir. Bunun pek çok iyi örnekleri de kötü örnekleri de vardır. Şeker Fabrikası konusundaki hassasiyetimiz kapanmasına engel olmaktır. Yani çalışması ve şeker üretimine devam etmesidir. 240 bin tonluk kotamızın neden 200 bin onlara düştüğünü de gösteriyor. Yani insanlar tedirgin. Şuna emin olun bunu net bir şekilde söylemek istiyorum. Bu hükümet özelleştirilme sürecini iptal etmesinin ana sebebi fabrikaların kapanmamasıdır. Fabrikaların kapanacağı endişesiyle pancar ekmeyen çiftçilerimiz doğru bir tedirginlik içinde değildir, onda tedirgin olmayın. Bu fabrikanın bacası tütmeye devam edecek. Özelleştirme süreci o şekilde devam etmesi için zaten iptal edildi. Biz şu anki sözleşmelere çiftçimizin ve çalışanların mağdur olmaması için çalışma şartını koyuyoruz. Yani fabrikalar çalışacak diyoruz. Bundan 7-8 yıl önce il başkanlığım döneminde Ankara’ya kota istemek için giderdik ama sadece şu özelleştirme sürecinde yaşadığımız tedirginlikle, yanlış açıklamalar sebebiyle çiftçimiz tedirgin oldu ve pancar ekmeyi bitirdi veya azalttı. Çok teşvik etmeye çalıştık, çok anlatmaya çalıştık bu fabrika kapanmayacak diye ama ne yazık ki gerek siyasi yaklaşımlar sebebiyle gerek başka endişeler sebebiyle fabrikanın kapanacağı endişesi çiftçilerimizin ve işçilerimizin aklında ne yazık ki yer etti. Şekerin ve şeker fabrikaların kıymetini en az burada çalışan arkadaşlarımız kadar bizler de biliyoruz. Bizim kadar bu ülkeyi yönetenler de biliyor. Dolayısıyla fabrikanın çalışmayacağı endişesi doğru bir endişe değil” diye konuştu.
“KAMPANYA DÖNEMİ 53 GÜN SÜRECEK”
2014 yılında fabrikaya bağlı 6 ziraat bölge şefliğinde, 143 adet köy, 3 bin 40 çiftçi tarafından 48 bin 770 dekar alanda pancar üretimi yapıldığına dikkat çeken Fabrika Müdürü Uğur Karabaltaoğlu da, “Bu kampanya döneminde tahmini olarak 200 bin ton şeker pancarı işlenerek 28 bin ton kristal şeker, 60 bin ton yaş pancar posası, 7 bin ton melas üretimi planlanmaktadır. Çiftçiye ödenecek pancar bedeli yaklaşık olarak 32 milyon TL’dir. Fabrikamızın hedef pancar işleme kapasitesi 3 bin 800 ton/gün olup, pancar işlemeye 15 Ekim tarihinde başlanacaktır. Kampanyamız tahmini 53 gün sürecektir” şeklinde konuştu.
“ALTIN YUMURTLAYAN TAVUĞU KESMEK HANGİ AKLA VEYA MANTIĞA SIĞIYOR”
Şeker Fabrikalarının satılacağının bizzat Maliye Bakanı tarafından açıklandığını hatırlatan Şeker-İş Sendikası Kastamonu Şube Başkanı Ali Çufadaroğlu, bu yüzden buruk ve hüzünlü açılışların artık fabrikanın kaderi olmaması gerektiğini kaydetti.
Çalışanlar olarak önceki kampanya dönemlerinde fabrikanın düğün bayram havasında açıldığına işaret eden Ali Çufadaroğlu, şunları söyledi: “Maalesef üzülerek belirtmek itiyorum ki şimdi kampanyayı nasıl yapacağız düşüncesi içerisinde kampanyamıza başlıyoruz. Buruk ve hüzünlü açılışlarımızın olması bizim ve fabrikamızın kaderi olmamalı. Fabrikamız ve çalışanlarımız olarak bunu hak etmiyoruz. Bizler yarınlarımızı görerek, daha iyi ve kaliteli şekeri nasıl çıkartırız diye düşünerek, kampanyalar yapmak istiyoruz. Çiftçimizin alın teri, şeker pancarını işleyerek memleketimizin ve Kastamonu’muzun kazanmasını istiyoruz. Sizlerle şu anda keyifli ve huzurlu bir şekilde karşınıza geçip konuşmak isterdim. Ancak Fabrikamızın kadro eksikliği ve eleman eksikliği yüzünden ne sıkıntılar çektiğimizi Fabrika müdürüm başta herkes çok iyi biliyor. Bizleri bu günümüz de yalnız bırakmadınız. Fabrikamız Cumhuriyet tarihinde ilk defa eleman ve çalışan yetersizliğinden kapanma noktasına geldi. Bu haktan revamı? Bir noktaya dikkatini çekmek istiyorum”
Kastamonu Şeker Fabrikasına 18 yıldır bir tek işçi alınmadığını vurgulayan Şeker İş Sendikası Başkanı Ali Çufadaroğlu, şunları kaydetti: “Bundan 15 sene önce 800-850 kişi arasında çalışanımız vardı. Şuanda daimi ve mevsimlik olarak çalışan sayımız sadece 307 kişi. Başka fabrikalardan fabrikamıza 120 kişi görevli geldi. Bu görevli sayısı da fabrikamızı çalıştırmak için yetersiz. Çalışanlarımızın özverisi olmasa, vallahi de billahi de bu fabrika çalışmaz. Ben buradan feryat ediyorum. Artık bu feryadımızı birilerinin görüp imdadımıza yetişmesi lazım. 2007 yılında hükümetin çıkarttığı bir kanunla mevsimlik işçilerimizi 170 günden fazla çalıştıramıyoruz. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir kanun yok. Kadro istiyoruz, özelleştirme idaresi müsaade etmiyor. Mevsimlik arkadaşlarımız en az 20-25 senedir kadro bekliyor ona da olmaz deniliyor. Kime eziyet ediyoruz. Çalışanlara mı, fabrikaya mı yoksa memleketimize mi. Bir türlü anlam veremiyorum. 2001 yılında şeker fabrikaları özelleştirme idaresine devrolundu. Celladını bekleyen mahkum gibi asılmamızı bekliyoruz. Satıldı satılacak. Bu ifadelerden bıktık ve gına geldi. Özelleştirme idaresi sat kurtul mantığında. Böyle bir mantık akıllara durgunluk vermektedir. Soruyorum sizlere altın yumurtlayan tavuğu kesmek hangi akıl ve mantığa sığar. Üretim yapan bir yere destek verilmesi gerekirken köstek olunuyor. Bizler hep söyledik. Bundan sonra da söylemeye devam edeceğiz. Artık sürüncemede kalınmasına ne fabrikaların ne de çalışanlarımızın sabrı kaldı. Türkiye’deki özelleştirmeler maalesef şahısları zengin etmek. Birilerine güzelim fabrikaları, altını çizerek söylüyorum, peşkeş çekmektir”
Konuşmaların ardından fabrikaya ürününü en erken getiren üreticilere çeşitli hediyeler verildi, daha sonra kurban kesilerek açılış kurdelesi kesildi. Törende, Vali Şehmus Günaydın, ilk pancar alımını yaparak, pancar alım kampanya dönemini başlattı.
Şeker Fabrikasında düzenlenen törene, İl Genel Meclisi Başkanı Mehmet Kayıkcı, İl Emniyet Müdürü Mustafa Yoldan, Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Osman Yaman, İŞKUR İl Müdürü Adnan Arslan, AK Parti İl Başkanı Av. Metin Çelik, CHP İl Başkanı Mehmet Salih Karasalihoğlu, MHP İl Başkanı İlhan Engin, CHP Merkez İlçe Başkanı Muzaffer Bıyıklı, MHP Merkez İlçe Başkanı Ali Osman Kurtcu, Ziraat Odası Başkanı Nahit İğdirli, TAŞIKO Başkanı Ahmet Sarıahmetoğlu, Muhtarlar Derneği Başkanı Mehmet Leblebicioğlu ile çok sayıda davetli katıldı.