Siirtli Sivil Toplum Örgütlerinden Kobani Eylemlerine Tepki

İstanbul’da faaliyette bulunan Siirt il, ilçe ve köy derneklerinden 30 sivil toplum kuruluşu bir araya gelerek Kobani olayları nedeniyle bir basın açıklaması yaptı.
Açıklamada “7 -8 Ekim tarihlerinde yaşanan olaylar, özellikle bölgemizde ağır tahribatlara yol açmıştır. Yaklaşık 41 cana mal olmuş, tirilyonlarca maddi kayıp ve en önemlisi de, yaklaşık iki yıldır devam eden huzur ortamı ve ‘Çözüm süreci’ maalesef yara almıştır. Bölgemiz ve özelde Siirt bu kaotik ortamı asla hak etmemiştir. Yağmalanan dükkânlar, yakılan okul ve kütüphaneler, kültür evleri, müzeler ve sokak eylemleri, şehrimizi adeta cehenneme çevirmiştir. AVM’ler tahrip edilip talan edilmiştir. Herkesin malumu olduğu üzere, kültürümüzde, örf adetlerimizde de böyle olaylar yoktur ve de kabul edilemez. Yaşananları, Kamu binalarının yakılması ve özel mülkiyete ait işyerlerinin talan edilmesinin tanımlanmasının takdirini kamuoyuna bırakıyoruz. Bizler yine de bu olaylara hoşgörüyle yaklaşıp, bir yol kazası olarak görüyor, bir daha da asla yaşanmayacağını umuyoruz” denildi.
Açıklamada 2 yıla yakın bir zamandır, adeta bir bahar havası yaşadıklarını normal yaşantılarına döndüklerini belirten Siirtli sivil tolum örgütleri çözüm sürecinin kendileri için çok önemli olduğunu belirtilerek, “Bu sürece katkı veren tüm kurum, kuruluş ve aktörlere hepimiz şükran borçluyuz ve bizler de bu süreci sonuna kadar sahiplenmeliyiz. Ama birileri veya bazı kurum ve devletler, bu barış havasından olağanüstü rahatsız olmuşlardır. Rantları kesilmiş olabilir veya yıllardır süre gelen kangren haline gelen Kürt sorunu sonlandığında varlık sebepleri olan durum ortadan kalkmıştır. Bu karanlık mahfiller, bir şeyler bahane edip, 7 Şubat Mit Krizi, Gezi eylemleri, 17, 25 Aralık hezeyanları ile adeta bu sürece ve özellikle, bu sürecin aktörlerine savaş açmışlardır. Ama şükür ki sağduyu hâkim olmuş ve dirayetli siyasi iradeyle oyunlar boşa çıkmıştır” denildib
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Kobani Kuşatması akabinde, yapılan eylem çağrısı, yanlış mecralara savrularak, maalesef sokakları adeta cehenneme çevirmiş ve 7-8 Ekim tarihlerinde, hafızalardan silinmeyecek bir miras bırakmıştır. Yaklaşık 34 ilde, özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgemizde, nahoş hadiseler olmuş, bu eylemler, hepimizin malumu maddi, manevi çok büyük zararlar vermiş ve maalesef ölümler olmuştur. Ülkemizde iki yıldır devam eden barış ve çözüm süreci umarız ki zarar görmemiştir. Savaşın ve çatışmanın, demokratik yöntemlerin yanında hiçbir zaman alternatifi olamayacağı kesindir. Ne ülkemiz, ne bölgemiz, nede üç dilli şehrimiz olan Siirt bütün bu olup bitenleri hakketmemiştir. Türk’ün, Kürt’ün, Arab’ın kardeşliği asla bozulmayacaktır, inşallah bundan sonra bu kardeşlik daha sağlam ve de artarak olacaktır.
Kobani’deki ve Ortadoğu’daki kardeşlerimizin acısını paylaşıyoruz onların acısı bizim acımızdır. Ancak bunu dillendirmenin ve istemenin de bir şekli ve yolu olmalı. Eylemin en görkemlisini yapalım, sloganlar atalım, pankart açalım, ama, sokakları ve şehirleri yaşanamayacak yerler yaparak bir yere varamayız. Bize yakışan sağduyudur ve Sabır’dır. Kobani’de IŞİD’in saldırıları sonucu 200 bine yakın masum vatandaşımızın ülkemizde ağırlanması Kobani meselesinde bizleri sevindiren en önemli gelişmedir. Özellikle 10- 15 yıldan beri sükunete eren, kardeş kavgasını asla tasvip etmiyoruz. Tarafları sükûnete ve kardeşliğe davet ediyoruz. Birilerini sevindirmeyin, o provakotörlere zemin hazırlamayın ve ekmeklerine yağ sürmeyin”.

Haberleri