İşte Yıldırım'ın yazılı savunması...
"Sayın Başkan Sayın Üyeler…
Öncelikle almış olduğunuz bu yürekli ve haklılığı hergeçen gün artarak anlaşılan kararınızan ötürü sizleri kutluyorum…
Sizler bu kararla sadece adaleti sağlamakla kalmadınız , Adil Yargılanma ve Savunma hakkı ihlalleri ile kuşatılan Türk Yargı Sistemi ni illegal yapı ve yapılanmaların vesayet ve hükümranlığındanda kurtaran ilk ateşi yaktınız.Bu yüzden. Kendim, Ülkem ve Hukuk adına minnetarım…
Huzurunuzda yapılan yargılamaya ilişkin çok fazla şey konuşacağımı düşünenler yanılmaktadırlar..Hukuka Uygun olarak elde edilmemiş ve açıkça hukuka aykırı olan bu delillerle alınmış kararlar hakkında konuşmayı bu ülkeye ve siz Cumhuriyetin Hukukçularına yapılmış bir hakaret olarak değerlendiriyorum.Bununla birlikte bu dönemin ve bu döneme ait yapılanmanın , hukuka aykırı olarak kurulan Özel Makamlarını,bu Makamlarca oluşturulan Hukuka Aykırı delillerini ve en önemlisi Mülkün Hukuku na paralel yeni bir hukuk yaratmaya yönelik bu kararlarını tanımadığımı buradan bir kez daha ilan ediyorum…
Bununla birlikte Yargılamanın dışında hiçbir şey söylemeyeceğimi düşünenlerde yanılmaktadırlar.Zira bugün yaşanılanlar ve yaşatılanlar sadece Aziz Yıldırım'a ve Fenerbahçe'ye yönelik değildir . Ülke barışına,,vatansever gazeteci ve yazarlara, saygın emniyet mensuplarına,ve bu iddialar yüzünden ,onuru ve şerefi uğruna gözünü kırpmadan hayatına son veren şanlı TSK mensuplarına kısacası bu toprakları Vatan yapan tüm değerlere yöneliktir.Ve bugün ben Aziz Yıldırım olarak bu nedenlerle savunmamın Yüce Türk Milleti adına yapıldığının kayda geçmesini istiyorum.
Ve bugün, bu vatan için bu ülke için bu cumhuriyet için yaşayan insanlara yönelik olarak yapılan örgüt kurma.şike yapmak,darbe yapmak,casusluk yapmak,ve onlarca asılsız iddiaları ülkem ve bu onurlu insanlar adına külliyen reddediyorum..3 Temmuz 2011 tarihinde başlayan sürecin her aşamasında yapmış olduğum tüm savunma ve açıklamaları aynen tekrar ediyor, ogün nerede duruyorsam bugünde aynı yerde durduğumu yineliyorum.
Ogün bu vatan evlatlarını örgüt kurmakla suçlayanlar,kurgu fezlekelerin altına imza atanlar,şafak sökmeden ocaklarımıza çöküp bizleri silahlı suç örgütü üyesi yapanlar ve en acısı bunları yapanlara bağımsız basın adı altında alkış tutanlar bugün ya terör örgütü üyesi olmakla suçlanıyorlar yada cezaevindeler..
Biz o tarihte “Ne şikesi Memleket Elden Gidiyor” dediğimizde gülenler şimdi yanıldıklarını anlatıyorlar her fırsatta.
Aziz Yıldırım'ı Devrimci Karargah Örgütü Üyesi ve İBDA-C örgüt üyeliğinden dinleyenler şimdilerde ifade üzerine ifade veriyorlar…
2011 yılında bu operasyonların Aziz Yıldırıma ve Fenerbahçeye değil Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Hükümetine yönelik olacağını söylediğimde gülenler bugünlerde Devletin bu yapılardan nasıl arındılacağı konusunda fetva veriyorlar.
Bu zihniyetin Türkiye Cumhuriyeti Yargısını,Emniyetini ve TSK rini hedef alarak Türkiyeyi savunmasız bir şekilde uluslar arası emperyalist politikaların kucağına atıldığını söylediğimizde bize gülenler bugün tv larda haklılığımızı tekrarlıyorlar.
Ve bunları Sayın Cumhurbaşkanına yazdığımızda ve asıl hedefin Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Hükümeti olacağını anlattığımızda bizi eleştirenler şimdilerde adımızla konuşuyorlar.
Sayın Başkan, Sayın Üyeler
Sadece şike davası değil,bu Cumhuriyetin bu Devletin tüm vatansever kişi ve kuruluşlarına yönelik tüm bu davalar bu ülkenin taşıyamayacağı ağır bir yüktür.Ve ülkenin bir an evvel bu yükten kurtulması lazımdır…
Süratle ve kararlılıkla sonlandırılacak bu davalar ve verilecek beraat kararları ;belki bu dönemin faturasını canıyla,onuruyla hürriyetiyle yada geri kalan tüm hayatı ile ödeyenlerin acısını hafifletmeyecektir..Ancak aynı şartlarda aynı direnişi göstermekten kaçınmayacak bu insanlara iade edilecek itibar, Türkiyenin itibarı olacaktır.
Çünkü bizler bu ülkeyi çok sevdik iyisiyle kötüsüyle,eğrisiyle doğrusuyla ve ona ait ne varsa…Ve bu ülkenin itibarı için yaşadık..Hakkımızda asılsız iddialarla hükümler kurulduğunda cezaevlerinde yatmak için koşarak geldik..Ve birileri uluslararası platformlarda Türkiyeyi ve ona ait ne varsa şikayet etmek için fırsat kollarken,biz tüm çektiklerimize rağmen haklı çıksak da Türkiye aleyhine dava açmayacağımızı peşinen kabul ettik…
Ve bu kararlılığımız son nefesimize kadar sürecektir.
Ve Fenerbahçe, aynı kararlılıkla, Cumhuriyetin, Demokrasinin,özgürce ve kardeşçe yaşanılan büyük Türkiye için yoluna kaldığı yerden devam edecektir.
Aziz Yıldırımın başkanı olduğu tek örgüt ise Atatürk Türkiyesinin en büyük sivil toplum ve spor örgütü olan Fenerbahçe Spor Kulübü olarak kalacaktır.
Ve dün olduğu gibi bugün ve hergün son sözümüz Darağacında bile olsak Fenerbahçe olacaktır.
Ve suçumuz Fenerbahçeli ve Vatansever olmaksa, ölene kadar mahkum yaşamayı göze aldığımızı bildirir, yine bir vatan şairinin “ONUR DA AĞLAR” isimli dizeleriyle sözlerime son veririm.
NE ALNIMIZDA BİR AYIP
NE KOLTUK ALTINDA SAKLI HAÇIMIZ
BİZ BU HALKI SEVDİK
VE BU ÜLKEYİ,
İŞTE BAĞIŞLANAMAZ, KORKUNÇ SUÇUMUZ
AZİZ YILDIRIM"