Dünyanın artık "Virüsten önce, virüsten sonra" şeklinde şekilleneceğini belirten Erdal Torunoğlları, UEFA ve FIFA'nın tamamen kulüplerden yana tavır alarak yeni kararlar çıkarmaması halinde yönetecek kulüp bulamayacağını da sözlerine ekledi.
Erdal Torunoğulları'nın DHA'ya yaptığı özel açıklamalar şu şekilde:
- Beşiktaş'ta son durum nedir?
"Beşiktaş'ta durum, idman yok, bir şey yok. Global olarak da öyle. Tüm dünyada bu sıkıntı var. Çok büyük bir belirsizlik var. Herkes bekliyor, yapılacak bir şey yok. Artık hiçbir şey eskisi gibi değil."
"BEN OLSAM LİGİ TESCİL EDERİM"
- Belçika, ligini tescil etti ama UEFA buna karşı çıkıyor, sizin bu duruma bakış açınız nedir?
"Belçika'nın ilan etmesi bence haklı. Türkiye Ligi'ni ben olsam tescil ederim. Küme düşmeyi iptal ederim, alttan da iki takım gelir. Seneye 20 takımla devam ederim. Şu anda ligin ne zaman oynanacağını kimse kestiremiyor, UEFA da bilmiyor.''
"KULÜPLERİN YAŞAMASI İÇİN ÇOK RADİKAL KARARLAR ALINMALI"
- UEFA ve FIFA bu süreçte neler yapmalı? Sonuçta kulüplerin ekonomisi de bu durumdan çok olumsuz etkilenecek.
''Antrenman yapılmıyor, sözleşmeler var. Kimse önünü göremiyor, büyük bir sıkıntı. Futbolu yönetenler böyle düşünüyor ama ne kadar direnirler bilmiyorum. UEFA kulüplerden taraf olmak zorunda. İşin gerçeği bu. Biz dahi kendi bıraktığımız işlerimizi virüsten sonra yerinde bulabilecek miyiz? Bulursak şükredelim. Kolay değil bu iş.İtalyan ayakkabı üreticisi bu hastalıktan öldü, imkanı olsa yapardı. İnsanlık için kurallara uymamız gerekiyor. Başkalarının ölümüne sebep olmayalım. Sağlık boyutu en önemlisi.Diyelim yarın lig başladı, sen stadı dolduramazsın, o insanlar nasıl gelecek stada. Her iş alanı için geçerli. UEFA da bunları göz önünde bulundurarak, fazla yıpratmadan kararı vermeli. FIFA da karar vermeli bundan dolayı. Beni almazsa ne yapayım UEFA Kupası'na. Ne yapayım? Kulüplerden yana tavır alması gerekiyor."
"RONALDO 100 MİLYON KAZANIYOR, YÜZDE 80'İNİ BIRAKSA NE OLACAK"
"Ronaldo ücretinde indirim yapmış. Adam 100 milyon alıyor. Yüzde 80'ini bıraksa ne olacak. Kulüplerin yaşaması için, sporun devamı için radikal kararlar alınmalı. Bence önce TFF almalı kararı,sonra UEFA ve FIFA'yla paylaşması gerekiyor. Bu işin şakası yok. Tadı tuzu kaçtı bu işin."
"2-3 AYDIR KULÜBE PARA GİRİŞİ YOK"
- Maçlar yeniden başladığında seyircisiz oynatılması söz konusu. Böyle olursa para girişi yine olmayacak, bu nasıl etkileyecek?
"Şu anda 2-3 aydır kulübe bir para giriş yok. Daha önceleri giriş olsa da başka bir virüs vardı. O para da bankalara gidiyordu. O virüsten kurtulalım derken buna yakalandık. Seyirciyi stada çağırmak basit değil, psikolojisi çok farklı. Bu durum kaç ay sürer bilmem ama stada götüremezsin seyirciyi. Evde biri hapşırdığın zaman şüpheyle bakıyorsun. Markette alışverişe giden herkes birbirine şüpheyle bakıyoruz, birbirinden kaçıyor. Bu durumda seyirciyi stada nasıl götüreceksin? Çok soğukkanlı olmalıyız. Birbirimizi kırmadan bu süreci atlatmamız gerekiyor. Yani milattan önce, milattan sonra vardı ya, artık bundan sonra dünyaya virüsten önce, virüsten sonra diye bakacağız."
"UEFA KULÜPLERDEN YANA OLMAZSA, YÖNETECEK KULÜP BULAMAZ"
- UEFA ve FIFA'nın kulüplere bu süreçte para yardımı yapması gerekmez mi?
"Kişisel olarak konuşayım, para yardımından çok, sözleşmelerde kulüplere tolerans vermesi gerekiyor. Ben, önümüzdeki sezon bu sözleşmelerle devam edemem, böyle bir şey olamaz. Tek taraflı feshetme hakkı vermesi gerekiyor. UEFA yönetecek kulüp bulamaz. Durum ona gidiyor. Ben önümüzdeki sezon bu maaşlarla nasıl devam edeceğim diye düşünüyor kulüpler. Önümüzdeki sezonda aynı sponsorları bulamazsın. Sana bu parayı veren insanlar indirim isteyecek. Sen o parayla kulübü yönetmeye çalışıyorsun. Şu anda görüntü bu. Oyuncudan yana değil, kulübü kurtarmadan yana hareket etmesi gerekiyor UEFA ve FIFA'nın. Bu Almanya'daki kulüp için de, Türkiye'deki kulüp için de, Hindistan'daki kulüp için de geçerli. Bu sadece spor ekonomisi için geçerli. Buna bir çözüm bulunması lazım. Gerekirse gençlerle, gerekirse 30-40 bin TL'lik maaşlı insanlarla oynayacaksın. Burada kulübün ayakta kalması önemli. Önemli olan devletin ayakta kalması değil mi. Kulüp de aynı şeydir. Kulüpler ayakta kalacak ki sistem işlesin.''
"UMARIM OYUNCULAR MAAŞLARINDA İNDİRİME GİDER"
- Yönetim olarak futbolcuların maaşlarında indirime gidecek misiniz?
''Biz kendi aramızda görüşüyoruz yöneticiler olarak. Herkes anlayışla karşılıyor, bunun başka şansı yok. Umarım oyuncular maaşlarında indirime gider, şu an öyle bir şey yok. Kulübü korumak zorundayız, başka şansı yok. Benim, onun, kimsenin egosu söz konusu değil.''
"İNSANLIK CAN DERDİNE DÜŞMÜŞ, BU TÜR TRANSFERİ KONUŞMAK AYIP"
- Böylesi zor bir zamanda Dorukhan'ın yeni sözleşmesi üzerinden bir polemik başladı. Siz bu konuda ne diyorsunuz?
"Dorukhan bizim oyuncumuz.1.5 yıl daha sözleşmesi olan bir oyuncumuzdur. Dorukhan, Beşiktaş'la var oldu. Onun bir suçu yok, sakatlık geçirdi. Amacımız bir an önce iyileşip bizim takımın formasını giymesi. Menajeri hangi kafayla konuştu bilemiyorum. İnsanlık can derdine düşmüş. Transferi, bu tür şeyleri konuşmak da ayıp. Biz her şey sağlıklı giderken, 12'sinde menajeriyle temasa geçtik, bu kişiyle değil, biz bunu tanımıyoruz. Görüşmelerimiz oldu, çocuk sakatlığından dolayı şubatta Almanya'ya gitti. Geri döndü, bu virüs başladı. Bu rakamların bir anlamı kalmadı ki. Bu menajerin derdi, amacı nedir anlamış değilim. Bu adamı tanımıyorum da zaten."
"ŞAFAK MAHMUTYAZICIOĞLU KENDİNE DİKKAT ETSİN, İŞİNE BAKSIN"
- Eski yönetici Şafak Mahmutyazıcıoğlu'nun dün sosyal medyadan, Aras Özbiliz transferi fotoğrafını koyarak yaptığı açıklamalar var. Bununla ilgili ne söyleyeceksiniz?
''Araz Özbiliz, babamın çocuğu değil. Amcamın oğlu da, dayımın oğlu değil. Aras Özbiliz, Fikret Demirer ve Fikret Orman'ın isteği doğrultusunda ben bu transferi yapmışım.O dönemin şartlarına göre makul fiyatlarla yapmışım. Daha sonra sözleşme kulüp içinde uzatılmış ve yeniden yapılmış, o konuda bir bilgim yok. O arkadaşımıza gelince; şu anda dünya, insanlık can derdinde. Başka bir problemin çözümüne odaklanmış vaziyette. Benim tavsiyem arkadaşımız da sağlığına dikkat etsin, evden dışarı çıkmasın, televizyonunu seyretsin, işine baksın.''