Sarı-kırmızılı kulübün resmi internet sitesinden konuyla ilgili yapılan açıklamada, "Tahkim Kurulu’nun Galatasaray’ın itirazı üzerine vermiş olduğu ret kararı, daha önceki hukuksuz kararlarının da ötesine geçerek, çifte standardı da içinde barındıran bir hukuk katliamının son örneği oldu. Alınan bu karar, bizi hiçbir şekilde şaşırtmadığı gibi, Türk sporunun geleceği adına taşıdığımız endişelerin haklılığını bir kez daha ortaya koydu.
İşte gerekçeleri:
1- Tahkim Kurulu Talimatında karar düzeltme yolunun kapalı olduğu belirtiliyor.
Doğru değil: Tahkim Kurulu’nun önceki içtihatlarında karar düzeltme yolunun kabul edildiği görülüyor.
Örnek: Kurul’un 07.09.2011 tarihli toplantısında Altay ve Bucaspor Kulüpleriyle ilgili kararlarındaki ifade aynen şöyle: "yerinde görülen karar düzeltme isteminin kabulüyle..."
2- Tahkim Kurulu, yaptığımız ilk itiraz dilekçesinde, yaptırımın ertelenmesi talebinde bulunulmadığını belirtiyor.
Mantığa aykırı: Galatasaray’ın yaptığı ilk itiraz para cezasıyla ilgiliydi ve ortada ertelenmesi talebinde bulunabileceğimiz bir seyircisiz oynama kararı yoktu. Olmayan bir karara karşı nasıl itirazda bulunulabilir?
Doğrusu: Seyircisiz oynamayla ilgili erteleme talebimiz, ilk itiraz niteliğindedir.
3- Futbolcumuz Burak Yılmaz’ın, geçen sezon oynanan maçta yüzüne gelen çakı nedeniyle kapatma yerine para cezası verilmekle yetinilmesi de bir başka çifte standart örneğidir.
Yanlış beyan: Bugün yapılan görüşmede, bu çelişkiyi dile getiren Galatasaray yöneticilerine, Federasyon Başkanı Yıldırım Demirören, o zamanki talimatın farklı olduğunu ve asgari cezanın uygulanmasını öngördüğünü söyledi.
Doğrusu: Atılan maddenin isabet etmesi halinde talimatlarda geçen yıl da aynı madde söz konusuydu, değişiklik yapılmadı.
Sonuç: Yaşanan bütün hukuksuzluklara rağmen, Galatasaray Spor Kulübü Yönetim Kurulu üyeleri, bugün TFF Başkanını ziyaret ederek, Seba Ligi’ndeki tansiyonun daha fazla yükselmemesi için son bir girişimde bulunmuş; ancak hem bu itirazımızın reddi, hem de oyuncumuz Felipe Melo’ya 2 maçlık ceza kararının açıklanmasıyla, Türk sporunda artık hukuksuzluğun hukuk haline geldiği bir kere daha tescil edilmiştir" denildi.