Hayri Kozak; Ünal Aysal’ın başarıları dolayısıyla gitmemesine karşı bir pozisyonum yok. Ben Ünal Aysal’ı katiyen başarılı bulmuyorum. Bunu da her yerde söylüyorum. Ünal Aysal’ın kalmasıyla ilgili ağzımdan laf çıkmadı değil, ama onun bir tek anlamı var, bu kadar kısa vadeye Galatasaray seçimlerini sığdırmaya kimsenin hakkı yok. Başta Kulüp Başkanı olarak Ünal Aysal’ın… Bir Olağanüstü Genel Kurul’a gidiyor ve muhtemel potansiyel adaylara düşünme, hazırlık süresi, yönetimi kurma, kurullarını saptama süresi için sadece 2 Ekim’e kadar izin veriyor. Bir anlamda tüzük oraya kadar izin veriyor.
‘Çocuk oyuncağı değil!’
Galatasaray’ın böylesine kritik ortamında, yönetimlerin sıkıntıda olduğu bir yönetim zafiyeti olduğu dönemlerde aniden seçime gidilirse, 3-5 günde kurulacak yönetimlerle hiç kimseye hayır gelmez, Galatasaray’a hiç gelmez. Onun için Ünal Aysal’ın da bunu düşünmemesi mümkün değil. Ünal Aysal ilk gelişinde, sadece 12 saat çalışmak suretiyle bir yönetim kurmuştur, onun canlı şahidiyim. Ondan sonra dönemi tamamlamadan bozdu, Ali Dürüst’ün vs 6-7 arkadaşın görevine son vermek suretiyle yeni seçime gitti Olağanüstü ve yine kısa bir sürede yeni yönetim yaptı. Bugün yine yönetimin süresi yarıda kalıyor, tekrar Olağanüstü Genel Kurul’a gidiyor. Bu çocuk oyuncağı değil. Olmuş, karar vermiş, bana göre çok yanlış karar vermiş, sorumluluklarını en azından yarı döneme, Mali Kongre’ye kadar mutlaka sürdürmesi gerekirdi, geçti. Şimdi bundan sonra yapacağı şey, ne yapıp yapıp, ne şekilde şekillendirecekse, ne şekilde kalıbına uyduracaksa, formaliteleri nasıl halledecekse, bu seçimi hiç değilse Ocak ayına ertelemesi şeklinde önerim var. Dolayısıyla Ocak ayına ertelediğinde hem adaylık düşünen arkadaşlarımızın yönetimlerini hazırlamaları için 2-3 ay süreleri olacak. Ünal Aysal da tekrar adaylığını koysun, yönetimini yenilesin, o arkadaşlarla birlikte daha hazırlıklı şekilde seçime girsin.
‘Devraldığı mirası bilmeden yola çıkarsanız bu hallere düşersiniz.’
Beni istemediler, kırdılar gibi ifadeleri çok çocukça, anlamsız, kimseyi inandıramayacak kadar zayıf görüş olarak görüyorum, orada başa da beni koyuyor, çok büyük yanlış yapıyor. Beğenmediği Divan, Genel Kurul, Ünal Aysal’a hayatında hiçbir kurumda göremeyeceği engin yetkileri vermiştir, tarihi 9 Temmuz 2011’dir. 10 saatte kurduğu yönetimi, kuruluşundan seçilişine kadar, 50 gün sonra yapıyor Olağanüstü Genel Kurul’u. Hiç hazırlıksız geldiği için, görevi devraldıktan sonra farklı bir tabloyla karşılaştığını söylüyor. Borçların çok yüksek rakamları bulduğunu söyledi o zamanlar. 3, 5 yıl geçti, aldığı yetkilerle gerçekleştirdiği hiçbir çalışma olmadı. Kısa süreli kurulan yönetimlerin de devraldığı mirası bilmeden yola çıkarsanız bu hallere düşersiniz. Kendinizi de, kulübü de düşürürseniz. Bu tür yönetimler tehlikelidir, bugün olduğu gibi.
‘Hiçbir sabit yatırım yapmadı’
Galatasaray Kulübü Mayıs 2011 tarihinde Adnan Polat’tan kulübü devraldığında borç aşağı yukarı 545 milyon TL civarındaydı. 30 Haziran itibariyle borç-alacak farkı 780 milyon TL. 200-220 TL artmış durumda. 3,5 senede 1.9 milyar gelir sağlamış sistem, borçlara ödeme yapamıyor. Hiçbir sabit yatırım yapmamış. Bir tek Kalamış’taki Adnan Polat’ın başlamış olduğu kapalı havuzu tamamlamış. Hepsi bu kadar. Burada programsız, olağanüstü yüksek harcamalar, olduğu gibi bitmiş, borçlara hiçbir para ödenmemiş, kulüp sıkışıklık yaşayan bir duruma düşmüş. Rakamlar yalan söylemez. Beni çok çok üzen, İnan Kıraç’ın da bu konuya yönelik görüşlerini dinleyerek çok üzüldüm.
‘Ali Dürüst asla başkan olmaz!’
Ali Dürüst asla başkan olmaz, nokta. Söz konusu bile değildir. Bunu iddiayla söylüyorum. Şu an sadece Alp Yalman vardır. Çok sevdiğimiz, başarılı başkanlarımızdan. İnşallah çok kısıtlı zamanda finansal ortamı sağlar ve başarılı olur. İşi çok çok zor. Onun dışında da elle tutulur spesifik bir başkan adayı yok. Mehmet Helvacı başkanlığa aday olduğunu söylüyor ama, spesifik olarak ‘ben varım, yokum’ diye hiçbir şey söylemedi. Bu saatten sonra farklı bir insanın çıkacağını, zaman da olmadığı için asla düşünmüyorum. Ama şans, Galatasaray adına potansiyel adaylara da tanınsaydı, çok farklı şeyler konuşuyor olurduk. Bu çocuk oyuncağı değil. Galatasaray dediğimiz camia, devasa bir kulüp.
‘Fatih Terim’in dönmesi söz konusu olamaz’
Biraz ukalaca konuşacağım ama Fatih Terim’in dönmesi söz konusu olamaz. Biraz bir şey biliyorsam, söz konusu olamaz. Fatih hoca, henüz kulüp yönetecek statüye gelmemiştir. Hocamızdır, kulübü çok iyi bilir, ama yöneticilik, idarecilik çok başka şey, teknik, deneyim sahibi olmak çok başka şey. Mutlaka kulüplerin başına futbolla ilgilenmiş, oynamış, teknik direktör olarak veya futbolcu olarak kişilerin gelmesine çok çok tarafım, ama henüz Fatih hoca buna hazır olmadığı için söylüyorum. Daha yaşı da müsait, Divan üyesi de oldu, ufak ufak kulübe de yaklaşıyor. İnşallah önümüzdeki yıllarda belki düşünebilir ama bugün değil.