Mircea Lucescu'nun röportajından satır başları;
‘Ormandaki sahada idman yaptık’
Hocam öncelikle merhaba. Kulüp olarak durumunuz içaçıcı görünmüyor. Bu sene Shakhtar eski gücünde değil mi? Ukrayna’daki karışıklığın bunda payı büyük olmalı?
Biliyorsunuz, bir iç savaş var. Evimizde değiliz uzun zamandır. Takımım ve ben bir senedir otelde yaşıyoruz. İnsanın aklını zorlayacak şartlar içindeyiz. Kiev’de ormanda kendimize bir saha bulduk. Orada çalışıyoruz. Görseniz çok şaşırırsınız. Dünyanın en güzel, en modern stadı olan Dombass Arena’dan yoksunuz. Sürekli seyahat ediyoruz. Bu sezon tam 52 kez uçağa bindiğimizi biliyor musun?
‘Ukrayna’da düşman gibi görülüyoruz’
Durumunuz Beşiktaş’ın geçen sezon yaşadıklarını anımsatıyor..
Evet biraz öyle ama bizimki çok daha sıkıntılı. Beşiktaş gibi büyük takımlar, Türkiye’nin, hatta Avrupa’nın neresine giderse bir taraftar topluluğu onu destekler. Ancak Shakhtar Donetsk olarak biz Ukrayna’da düşman olarak görülüyoruz. Ayrılıkçı diyorlar, terörist diyorlar. Hak etmediğimiz yakıştırmalarla karşı karşıyayız. Ve bu tablo içinde futbol oynamaya, başarılı olmaya çalışıyoruz. Shakhtar, Zorya, Metalurg Donetsk, Chernomorets, Olimpik Donetsk, İlichivets. Hepimiz iç saha maçlarımızı Kiev’de oynadık. Dinamo Kiev şampiyon oldu ama maçlarının yüzde 80’ini evinde oynadı!
Savaşarak takımı bir arada tuttum’
Bu tablonun sizi zorladığı ve bırakacağınız söyleniyor?
Kontratım bitmesine rağmen geçen sene uzattım. O imza, şartlar ne olursa olsun kaçmayacağımı göstermek içindi. Futbolcularımın şehri terk etmesini önlemek, takımı bir arada tutmak için yaptığım bir başkaldırıydı. Çok spektaküler oyuncuları alıp müthiş bir takım oluşturduk. Yatırım yaptık, bunun çöpe gitmesine izin veremezdim, veremem. Dombass Arena’da 50 bin kişinin desteğiyle oynadıklarında kendilerini çok iyi hissediyorlardı. Donetsk sakin ve huzur dolu bir şehirdi. Malum olaylar başlayınca özellikle Brezilyalı oyuncular gitmek istedi. Bir gece yarısı saat 02:00’de ünlü bir menacerlik şirketi 12 oyuncumu bedelsiz almaya kalktı. Hatırlarsınız, Brezilyalı oyuncularım kaçtı ve Süper Kupa maçına rezerv takımla çıktım. Savaştım ve takımı bir arada tuttum. Brezilyalılar imza attığımı görünce geri döndü. Biz de sonrasında Kiev’i üs olarak seçtik. Otel odasında kalıp hayatta kalmaya çalıştık. Adeta bir sığınmacı gibi yaşadık. Ama iyi iş yaptık takımımla. Onlarla gurur duyuyorum.
Peki ne yapacaksınız bundan sonra?
Bir yılım daha var. Başkana sözüm var. Ben kaçmam. Juande Ramos olaylar çıkar çıkmaz gitti ama ben dimdik ayakta durdum. Ben profesyonelliğimi değil, bu kez karakterimi ortaya koydum. Kaçmak çok kolaydı. Başkan Akhmedov’la bir durum değerlendirmesi yapacağız tabii ki. Futbolda neler olacağını kestiremezsiniz.
Ukrayna’da arazi yatırımlarımız olduğu için Shakhtar’ı bırakamadığınız söyleniyor?
Gülüyorum tüm bunlara. Ne arazisi. Türkiye’de yazılıp çizilince Romanya’da da çıktı bunlar. Hükümet yabancıya toprak satmıyor ki! Bunlar tamamen spekülasyon. Benim burada 8 senem geçti. Kolay mı öyle bırakıp gitmek! Bu kulübü bu şartlarda bırakıp gidemem.
Şampiyon yaptım haksızlığa uğradım
Türkiye’de son dönemde adınızı daha fazla anmaya başladık. Fenerbahçe ve Beşiktaş’la isminiz geçiyor?
Türkiye’ye müthiş bir sevgim ve sempatim var. Şampiyon yaptığım iki kulüp tarafından haksızlığa uğramama rağmen onları seviyorum. Fenerbahçe ile görüştüm, evet. Ama yeni değil. Shakhtar ile Kadıköy’de UEFA Kupası’nı kazandığımız maçın ardından sayın Aziz Yıldırım ile görüştüm ama çok geçti.
Türkiye’de sürekli aranan adamsınız? Neden hep siz?
Taraftarlar beni seviyor. İkincisi, Mircea Lucescu ismi iyi bir isim. Beraberinde iddiayı ve başarıyı getirir. İddia ve başarı da sponsorları ve bilet satışlarını olumlu etkiler. Ukrayna’da tam 23 kupa kazandım. Kulübüyle aşık olan insanlarla çalışmayı severim. Bizim başkanımız Rinat Akhmedov gibi. Beni buraya getirirken ki tavrı, bana davranışları ve sunduğu imkanlar... Kısa dönemli projeler bana göre değil. Bakın; Brescia’da 5 yıl kaldım. Kulübü, başkanı, taraftarı sevdim. Dinamo Bükreş’te de öyle. Gezinen bir adam olmadım. Shakhtar’da 11 yıldır görev yapıyorum.
Başarıya hâlâ açım
Sorumuzu tekrar soralım, Fikret Orman’la görüştünüz mü?
Evet, görüştük, konuştuk, tartıştık. Başkanı severim ve ona saygı duyarım. Ama yazdığınız gibi ortada ne atılan bir imza var, ne de verilmiş bir söz. Daha fazla ayrıntı istemeyin lütfen.
Peki kariyerinizle ilgili planlarınız nedir? Türkiye’ye yolunuz hiç mi düşmeyecek?
Bilmiyorum. Ne kadar daha böyle sağlıklı olacağıma bağlı. Başarıya hâlâ açım. Futbola olan tutkum devam ettiği sürece sahalarda olacağım. Futbolda ne zaman ne olacağı belli olmuyor. Göreceğiz. Türkiye’yi, çok seviyorum. Kalbimde her zaman güzel anılarla hatırladığım bir ülke.