Türk Ocağı’nda Bu Hafta “tarihte Kırım Ve Kırım’da Türk Varlığı” Konuşuldu

Aydın Türk Ocağı’nda bu hafta “Tarihte Kırım ve Karım’d Türk Varlığı” konuşuldu. Konferansa konuşmacı olarak katılan ADÜ öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Ercan Sepetçioğlu Kırım’ın tarihi sürecini detayları ile anlatarak "1944 yılında Kırım Türkleri Nazilerle işbirliği yaptıkları gerekçesi ile acımasız bir sürgüne tabi tutulmuşlardır. Özbekistan, Kazakistan, Sibirya bölgelerine sürülürler. Sürgüne tabi tutulan 200.000 kişinin %46 sı sürgün esnasında hayatlarını kaybetmişlerdir” dedi.
Kırım’ın, Asya ile Avrupa’nın birleştiği bölgede, çok sayıda doğal limanı içeren bir yarımada olduğunu Batı Hunlarını oluşturan Türk boylarının Kırım’ı Türkleştirmiştirdiğini belirten Doç. Dr. Ercan Sepetçioğlu, “”Daha sonra Avarlar, Peçenekler bu coğrafyada yaşamışlardır. 13.yüzyıldan sonra Cengiz Han’ın torunları Altınordu Devletini bu bölgede kurmuşlardır. 15. yüzyıldan sonra Kırım Hanlığı ile Kırım, Osmanlı egemenliğine geçmiştir. Fatih Sultan Mehmet stratejik deniz hedefleri olarak önce Kırım’ı almak istemiştir. Osmanlı ne zaman Kırım’ı kaybeder, o zaman düşüşe geçmiştir. Osmanlı Kırım’a hiçbir zaman vali atamamıştır. Kırım Hanları, özerk bir şekilde Kırım’ı yönetmişlerdir. Rusya’da tahta çıkan Deli Petro ilk hedef olarak denizlere yönelmiştir. O’ndan sonrada bütün Rus çarları denizlere yönelmişlerdir. Kırım bu açıdan Ruslar için çok önemsenmiştir. Ruslar denizlere ulaşınca Rus tarihi yeni bir döneme girer ve Rusya büyük bir güç olur. 1850’li yıllardan itibaren Kırım hep uluslararası sorun olmuştur. 1853-1856 Osmanlının Kırım Harbinden sonra ilk dış borçlanma söz konusu olmuştur. 1900’lü yılların başında Ruslar Kırım Türklerini göçe zorlamışlardır. Kırım Türkleri Anadolu’nun dört bir yanına yerleşmişlerdir. Rusya’nın iç kısımlarına yerleştirilenlere yönelik misyonerlerin Hıristiyanlaştırma çalışmaları söz konusu olmuştur. 1944 yılında Kırım Türkleri Nazilerle işbirliği yaptıkları gerekçesi ile acımasız bir sürgüne tabi tutulmuşlardır. Özbekistan, Kazakistan, Sibirya bölgelerine sürülürler. Sürgüne tabi tutulan 200.000 kişinin %46 sı sürgün esnasında hayatlarını kaybetmişlerdir” dedi.
Kırım Türklerinin eğitimli, kültürlü bir topluluk olduğunu ve Kırım’ın Türk Dünyasının önemli bir kültür merkezi olarak görüldüğünü belirten Doç. Dr. Sepetçioğlu “İsmail Gaspıralı bir Kırım Türkü olarak “Dilde ,fikirde,işte birlik” ilkesini ortaya atmıştır. 1991 de Sovyetler Birliği’nin çökmesinden sonra Kırım Ukrayna’ya bağlanır. 1944 teki sürgünden sonra boşalan Kırım’a Ruslar yerleştirilmiştir. 1991den sonra Kırım Türkleri , Kırım’a geri dönmeye başlamışlardır. Ancak Ruslarla arazi sorunları yaşamaktadırlar. Ruslar Kırım Türklerinin Kırım’a geri dönmesini istememekteydi. Ukrayna ise Kırım Türklerinin sürgünden Kırım’a geri dönmesine izin vermekteydi.” İfadelerine yer verdi.

Haberleri