Türkiye’deki En Önemli Sorun ’engel’

Türkiye Özürlüler Eğitim ve Dayanışma Vakfı (ÖZEV) Mütevelli Heyeti Başkanı Saime Toptan, engelin her insanın yaşamı içinde her zaman karşılaşabileceği bir sorun olduğunu belirterek, "Engel ülkemizin en büyük sorunudur. Çünkü 2005 yılında Devlet İstatistik Enstitüsü’nün yaptığı bir belirlemeye göre Türkiye nüfusunun yüzde 12,29’u engelli" dedi.
Mersin Uluslararası Liman İşletmeciliği ve Türkiye İnsan Kaynakları Eğitim ve Sağlık Vakfı (TİKAV), 2014 yılında engellilerin sosyal hayata katılımını teşvik etmek ve engellilere fırsat eşitsizliği sağlamak için hayata geçirdikleri ’İçimizdeki Engelliler Projesi’nin kapanış programında ’İçimizdeki Engeller Konferansı’ düzenledi. Mersin Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen konferansa, 23. Dönem TBMM Başkanı Köksal Toptan, eşi ÖZEV Mütevelli Heyeti Başkanı Saime Toptan, Mersin Valisi Özdemir Çakacak’ın eşi Kevser Çakacak, Vali Yardımcısı Nihat Karabiber, TİKAV Yönetim Kurulu Başkanı Sultan Yılmaz, Akfen ile MIP temsilcileri, öğrenciler, engelliler ve engelli aileleri katıldı. Törende konuşan Başkan Sultan Yılmaz emeği geçenlere teşekkür etti. Konuşmasının ardından ise projeye destekleyenlere teşekkür plaketi verildi. Ardından ÖZEV Mütevelli Heyeti Başkanı Saime Toptan, ’İçimizdeki Engeller Konferansı’ verdi.
"ENGEL SOSYAL BİR SORUNDUR"
Bu tür projelerin kendilerini mutlu ettiğini söyleyen Toptan, her zaman bu tür projeleri desteklediklerini belirtti. Engelin her insanın yaşamı içinde her zaman karşılaşabileceği bir sorun olduğunu kaydeden Toptan, "Yani engel sosyal bir sorundur. Bireylerin gerek doğum öncesi gerek doğum sırası gerekse doğumdan sonra karşılaşabilecekleri bir takım olaylar nedeniyle hayatın olağan davranışlarında zorlanmasıdır engel. Biz vakıf olarak yaptığımız çalışmalar sırasında şunu tespit ettik. Devletimiz engelliler ile ilgili çok güzel çalışmalar yapmakta. Sivil toplum örgütleri ellerinden gelen gayreti göstermekte ancak çıkarılan yasalar ve bu yasalardaki bütün imkanlara rağmen engelliler halen neden zorlanmakta. Bu soruyu cevaplamak için yaptığımız çalışmalarda ailelerde birebir onların düşüncesini de alarak şöyle bir sonuca vardık ki sadece engellileri, sadece onların ailelerini rahatlatmak ve bilgilendirmek yetmiyor. Ayrıca toplumun da bu konuda bilgilenmesi toplumun da engeli tanıması, engelin farkında olması gerekmektedir. O nedenledir ki çalışmalarımızı ağırlıklı olarak toplumu eğitme, engel hakkında toplumu bilgilendirme ve farkındalık yaratma projelerine ayırdık" diye konuştu.
"HER ZORLUKLA BERABER BİR KOLAYLIK VARDIR"
Engellilerin zorlanmasının içinde yaşadığı toplum ve çevre olduğunu vurgulayan Toptan, "Çünkü her engelli ailesi çocuğu için hangi imkan varsa onu arar, bulur, ona ulaşmaya çalışır. Kendisine söylenenleri elinden geldiği kadar yerine getirmeye çalışır. Hepimiz anne ve babayız. Çocuklarımız hastalansa doktora gideriz onun dediklerini harfiyen uygularız. İşte engelli aileleri de böyle. Onların ki biraz daha uzun süreçte bu işi yapmaları ve bununla karşı karşıya kalmaları olayıdır. Onlar yaşadıkları ev, apartman, mahalle ve kenttir ulaşım ve erişimde zorlanırlar. Onlar temel haklardan yararlanmada, karşılaştıkları ayrımcı uygulamalar ve farklılıkların düşünülmediği mekanlarda yaşamlarını sürdürmek zorunda kaldıkları için zorlanırlar. Bu zor yaşamları kolaylaştırmak için çıkış yolları olduğunu biliyoruz. Çünkü biliyoruz ki her zorlukla beraber bir kolaylık vardır. Kur’an-ı Kerim’in bu önemli ayetinin ışığı altında tüm çabalar, devletimizin çabaları, vakıfların, annelerin ve babaların çabaları işte bunun için çok değerlidir. Her zorlukla birlikte bir kolaylığa ulaşmak için çok değerlidir. Bu çıkış yolunda eğitmek öğretmek ve hak eksenli uygulamaları gerçekleştirmek vazgeçemeyeceğimiz adımlardır" ifadelerini kullandı.
"ENGEL ÜLKEMİZİN EN ÖNEMLİ SORUNU"
Toplumu engel konusunda bilgilendirmek gerektiğinin altını çizen Toptan, sözlerine şöyle devam etti:
"Özellikle bu sorunla tanışıklığı olmayanlar, olumsuz tutum ve davranışlarla engellilerin hayatını zorlaştırıyorlar. Onun için toplumu bilgilendirmeliyiz. Hepimiz genç ve sağlıklıyken olağan davranışlarda zorlanmayız. Engelli, yaşlı ve hasta isek o zaman zorlanırız, yapamayız. Uygun mekanlara kolaylaştıran teknolojiye, empatik yaklaşıma ihtiyacımız vardır. Ancak empatik yaklaşım yardım eksenli değil hak eksenli olmalıdır. Çünkü hak evrenseldir, eşitlik ve adalet ister ayrımcılığı kabul etmez. Bu önemli soruna bakışımız örf, adet ve geleneklerin, dinimizin bizden istediklerine uygun olmalıdır fakat onların yasal hakkı olduğunu bilerek ve isteyerek. Çünkü yasalar ve sözleşmeler engellileri, hayır sever faaliyetlerin tıbbi tedavinin ve sosyal esirgemenin konusu olarak hakları olan bireyler olarak görmeyi emretmektedir. Engel ülkemizin hatta dünyanın en önemli sorunlarından biridir. Ülkemizin ise en önemli sorunu. Çünkü 2005 yılında Devlet İstatistik Enstitüsü’nün yaptığı bir belirlemeye göre Türkiye’de nüfusun yüzde 12,29’u engelli. Bu olay konunun ilgilendirdiği yakınlarda dikkate alındığında yarısından fazlasını ilgilendiren çok önemli bir sorun. Eğer bu grubu yani engelliyle doğrudan veya dolaylı olarak ilgilendiren toplumun bu kısmının bu sorunları halledilmezse bu grubun yaşam standardı diğerleri ile eşitlenmezse o zaman çağdaşlık hedefini unutmamız gerekir. Ülke nüfusunun yarısının mutsuz olduğu yerlerde çağdaşlık yoktur. Demokrasi, adalet, eşitlik, sevgi gibi evrensel değerler de engellidir."
Türkiye’de engellilerin hayatlarını kolaylaştıran yasaların, düzenlemelerin 1996 yılından beri yapıldığını kaydeden Toptan, "İmzalanan uluslararası sözleşmeler ve halk oyuna sunulan Anayasa ile kabul edilen pozitif ayrımcılık ilkesi gereği tüm yasalar da hepsinde engellileri ilgilendiren konular varsa düzeltilmiş, yoksa oralara onları rahatlatacak hükümler eklenmiştir. Bütün bu yasal çalışmalar onlara bir ayrıcalık sağlamak için değil onları diğer bireylere eşit hale getirmek içindir. Toplum içinde bağımsız yaşamaları içindir" şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından Saime Toptan’a çiçek takdim edildi.

Haberleri