Türkiyenin Kadınları Ve Çocuklari Bm’de ‘başarı’ Olarak Gösterildi

İstanbul’da kadınları ve çocukları hedef alan “Elektrikli Ev Aletlerinde Enerji Verimliliği Farkındalığı ve İklim Değişikliği” adıyla hazırlanan proje sınırları aştı ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP)’nin internet sitesinde başarı hikayesi olarak yayınlandı. Proje kapsamında 6-12 yaş arasındaki çocuklara enerjinin doğru kullanımı oyunla anlatıldı annelere ise tasarruf konusunda bilgiler aktarıldı.
Kadir Has Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Meltem Şengün Ucal tarafından geliştirilen “Elektrikli Ev Aletlerinde Enerji Verimliliği Farkındalığı ve İklim Değişikliği“ Projesi çocuklara sunduğu interaktif bilgisayar oyunu ve kadınlar için hazırladığı konferanslar ile broşürler sayesinde enerji verimliliğine destek sağlayacak. UNDP (Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı) tarafından hibe desteği sağlanan proje UNDP internet sitesinde 4 dilde başarı hikayesi olarak yayınlandı.
“Elektrikli Ev Aletlerinde Enerji Verimliliği Farkındalığı ve İlkim Değişikliği” başlıklı araştırma kadınları ve çocuklar kanalıyla enerji verimliliği bilincini topluma kazandırmayı amaçladı. Proje dahilinde hazırlanan enerjifarkindaliği.org adlı sitede, araştırma sonuçları, proje çıktıları ve çocuklara bu bilinci kazandırmak amacıyla hazırlanan bilgisayar oyunu, renkli görsel kitapçıkların yanı sıra kadınlar için pratik bilgiler bulunuyor.
“EN ÇOK ZARAR GÖRECEK KİTLE ONLAR"
İklim değişikliğinin en çok etkileyeceği kitle olarak bugünün çocuklarını gören ve projeyi onların kanalıyla gerçekleştiren Kadir Has Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Meltem Şengün Ucal projeyi oluşturmadaki hedeflerini şu sözlerle anlattı: “Projeyi hazırlarken hedefimiz kadınlar ve çocuklardı. Çocukları ve kadınları seçme nedenimiz, iklim değişikliğinden en çok zarar görecek ve etkilenecek olan kitlenin çocuklar olduğunu düşünüyorduk. Nesilleri bilinçlendirmek de bu anlamda çok önemliydi. Kadınları da çocukları yetiştiren insanlar ve aynı zamanda tüketici kitlesi içinde önemli bir yerde olduklarından dolayı kadınları tercih ettik. Burada amacımız, kadınlar dahilinde ev halkına hitap etmekti. Kadının evdeki pozisyonunu, eşine elektrikli ev aletlerini seçerken tercih pozisyonunda yardımcı olacağını düşünerek kadınları hedef kitle olarak seçtik.”
BİLGİSAYAR OYUNUYLA ENERJİ TASARRUFU
Proje dahilinde geliştirdikleri oyunun amacından bahseden Doç. Dr. Meltem Şengün Ucal 6-12 yaş arası çocukları hedeflediklerini belirtti. Çocuğun ileriki yaşlarda yapacağı tercihlerinin çocuklukta gelişmesi gerektiğine vurgu yapan Doç. Dr. Ucal, “Oyun, projemiz içindeki çeşitli faaliyetlerden bir tanesiydi. Onlar için özel oyun tasarladık. Tasarladığımız oyunun içerisinde çocuklar oyun oynayarak enerji verimli ürünleri nasıl kullanmalı? ve enerjiyi nasıl verimli hale getirebiliriz? Sorularına cevap aradılar. Çocuklara, evdeki elektrikli bütün ev aletleri bunlarla ilgili nasıl davranmaları gerektiğini algılatmaya ve farkındalık yaratmaya çalıştık. Çocuklarımızın oyunları oynamalarını sağlayarak farkındalığı ileriki yaşlarda geliştirmeleri için çalıştık. Çocuk ileride bir tercih yapacaksa farkındalık küçüklükten başlamalı diye düşündük” dedi.
Proje dahilinde okulları da ziyaret ettiklerini söyleyen Doç. Dr. Ucal, “Çocukları sadece oyunla değil, ilköğretim okullarında düzenlediğimiz etkinliklerle de eğittik. Üniversitemizin bulunduğu kampüs açısından yakınında bulunan Balat, Fener ve Fatih’teki bütün okulları ziyaret etmeye çalıştık. Sadece İstanbul ili içerisinde sınırlı kalmayarak Kocaeli ve Bursa gibi illerde de okulları ziyaret ettik. Orada da farkındalığı yaratmak adına seminerler verdik. Oyunu tanıtarak, bunlara orada oyunlar oynattık. Çocukların büyük ilgi duyduklarını fark ettik. Mesela buzdolabının kapağı açık kaldığında çocuk orada oyunda buzdolabının kapısını kapatması gerektiğini ve kapattığında ne kadar puan alacağını görüyor. Kapattığında 10 puan alıyor ve elektrikli ev aletlerine dokunarak belli bir puan topladığında bravo başardın şu kadar enerji verimliliği sağladınız tasarruf ettiniz gibi alkışlanıyor. Çocuk bu sayede buzdolabı kapatması gerektiğini ve televizyonu açık bırakmaması gerektiğini öğreniyor ve alkışlanıyor. Alkışlar da çocuk için bir hediye olduğundan onu mutlu ediyor” diye konuştu.
“PROJE İLE ENERJİYE HARCANAN MİKTARI AZALTMIŞ OLACAĞIZ”
Yaklaşık 8 ay süren projenin çıktıları doğrultusunda çalışmalar yaptıklarını ifade eden Ucal, “Projemiz 8 aylık bir projeydi ve projeyi devam ettirmek istiyoruz. Tamamlandı ve şu anda projenin çıktıları konusunda çeşitli faaliyetlerde bulunuyoruz. Özellikle projenin çıktılarının uluslararası camiada yayınlanması için çeşitli konferanslara katılıyoruz. Proje ile ilgili konferanslar yaptık. Kadının hedef kitle olarak alınmasından dolayı enerji verimliliği ve kadının önemi isimli bir konferans düzenledik. Ayrıca ikinci bir konferans da elektrikli ev aletleri ve enerji verimliliği üzerineydi. Belki ilerleyen zamanlarda yeniden bir enerji konferans dahilinde proje çıktılarımızı değerlendirebiliriz. İlerleyen zamanlarda projenin devamı olarak da çeşitli uluslararası projelere tekrar katılmak istiyoruz” dedi.
Projenin kullandığı argümanlar dahilinde enerjiyi tasarruf ettirerek farklı davranışlar sergilemeyi amaçladığını vurgulayan Ucal, “Tasarruf edici davranışları yaygınlaştırmak ve farkındalık yaratmak amacıyla yola çıkmıştık. Bu bağlamda projemiz enerjiyi daha doğru kullanmak ile ilgiliydi. Doğru enerji doğru tasarruf toplam bütçe içerisinde büyük bir azalışa sebep olacak. Çünkü bu bütçe içerisinde mevcut olan dışa bağımlılık ve dolayısıyla enerjiye harcanan miktarı da azaltmış olacağız diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
“ENERJİ VERİMLİLİĞİ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İLE DİKKATE ALINMALI”
Enerji verimliliğinin kavram olarak doğru algılanması gerektiğini vurgulayan Kadir Has Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Volkan Ediger, “Enerji verimliliği sürdürülebilir kalkınma için gerekli olan enerjinin temini anlamına gelmektedir. Enerji verimliliği enerjinin aranması, üretilmesi, taşınması ve tüketilmesi süreçlerinin hepsini kapsamalıdır. Biz bunun daha çok tüketim kısmına önem veriyoruz. Oysa diğer süreçler de en az onun kadar önemlidir. Bu nedenle enerji verimliliğini sürdürülebilirlik içerisinde dikkate almakta yarar var. Sürdürülebilirlik, ilk defa 1987 yılında Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın kurduğu bir komite tarafından hazırlanan Bruntland Raporu’yla tanımlandı. Rapora göre, sürdürülebilirlik gelecek nesillerin kendi sorunlarını çözme imkan ve kabiliyetine zarar vermeden günümüzün sorunlarını çözmektir” dedi.
Sürdürülebilir enerjinin tasarrufla gerçekleşemeyeceğinin altını çizen Prof. Dr. Volkan Ediger, “Sürdürülebilirlik lambaları kısmak, su kullanmamak, yani yaşam standartlarımızdan taviz vermek değildir. Bizim yaşam standardımızı olduğu gibi koruyarak, hatta daha da üst düzeylere çıkararak enerjiyi daha verimli kullanmamız yani yaptığımız işi daha az enerji ile halletmemiz gereklidir” ifadelerine yer verdi.
“SANAYİMİZİ YENİDEN DİZAYN ETMELİYİZ”
Enerji verimliliğine yönelik gayretleri daha çok enerji tüketimi konusuna gösterdiğimizi ve bunun eksik bir yaklaşım olduğuna değinen Prof. Dr. Ediger, “Enerji tüketiminde daha çok evler konusunda yani hanelerde yapılan tüketime önem vermemiz üzerine fazla duruluyor. Bundan daha önemlisi sanayidir. Çünkü sanayi ile konut ve hizmetler sektöründe tüketilen enerji aşağı yukarı aynıdır. Her ikisi de nihai enerjiden aldığı pay yüzde 30’u civarındadır. Bu sanayideki enerji tüketiminin, birçoğunu demir çelik ve çimento gibi, çok fazla enerji yoğun endüstrilerde yer almaktadır. Sanayide yapısal bir değişikliğe gitmemiz gereklidir. Önce imalat sektöründen hizmetler sektörüne, imalat sektörü içinde de enerji daha az yoğun endüstrilere geçmemiz gerekli. Dünyanın her yerinde özellikle gelişmiş ekonomilerde aynı yöntem uygulanır. Ekonomide ciddi bir yapısal değişiklik yapılır. Gelişmiş ülkelerde gayri safi milli hasılanın dağılımına baktığımızı zaman hizmetler sektörünün çok daha ön plana çıktığını görürüz. İmalat sanayi içinde de mümkün olduğu kadar enerji yoğun endüstrilerden kaçınılır ve enerji yoğunluğu mümkün olduğu kadar azaltılır. Enerji yoğunluğu azaltmanın bir diğer yolu da katma değeri yüksek ürünler üretmekten geçer. Bizim son birkaç yıldır yaptığımız toplam ihracata baktığımızda ortalama ihracat değerinin kilo başına 1 ya da 2 dolar olduğunu görüyoruz. Bu da ortalama olarak domates, bibere karşılık gelmektedir. Yani katma değeri düşük ürünler üretiyoruz. Bilimsel çalışmalara, özellikle araştırma ve geliştirmeye çok daha fazla önem vererek katma değeri yüksek ürünler üretmeliyiz. Bunun için de, sanayimizi, ekonomimizi yeniden yapılandırarak verimli ve etkin enerji tüketimini sağlayacak şekilde yeniden dizayn etmeliyiz” diye konuştu. Bu konudaki çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Prof. Dr. Ediger, enerji ve sürdürülebilir kalkınma konusunda araştırmalara ağırlık verecek yeni bir merkezin Kadir Has Üniversitesi’nde kurulmakta olduğunu ve özellikle burada yürütülecek lisansüstü tezlerle ülkemizdeki önemli bir açığın kapatılmasına gayret edileceğini vurguladı.

Haberleri