Paralel yapıya yönelik ikinci dalga operasyonunda haklarında yakalama kararı çıkarıldıktan sonra sorgulandıkları mahkemece tutuklanan 5 polis için avukatları itirazda bulundu.
Terörle Mücadele eski Şube Müdür Yardımcısı Osman Özgür Açıkgöz’ün tutukluluğuna itiraz edilen ve İstanbul Sulh Ceza Hakimliği’ne sunulan dilekçede, polislerin tutuklanmasına neden olan iddiaların somutlaştırılmadığı, “Kaçma ve delilleri karartma şüphesi” durumlarında tutuklama yapılabileceğinin altı çizildi. İtiraz dilekçesinde, polislerin kaçmadığı ve kendilerinin gelip teslim olduğuna vurgu yapılarak “Kaçma; sanığın, kasten, adli makamların kendisini mahkemeye davetini veya diğer muhakeme işlemleri için gerekli olduğu biçimde hazır bulundurulmasını olanaksız kılması demektir. Ancak mahkeme kararında da belirtildiği üzerine hakkında yakalama kararı çıkması üzerine müvekkilim adliyeye giderek kendi teslim olmuştur” ifadelerine yer verildi.
Dilekçede, “’Dosyada mevcut olan delilerin değiştirilmesi, yok edilmesi veya gizlenmesi fiilen mümkün değildir. Bu itibarla tutuklama kararı, alenen gerçeğe aykırı bir gerekçeye dayandırılmıştır” savunması yapıldı.
Sulh ceza mahkemelerinin “tarafsız ve bağımsız” olmadığının da iddia edildiği itiraz dilekçesinde Mahkemelerin kuruluş zamanlaması, hakimlerin atanması konusuna dikkat çekilen dilekçede, yargıda “kapalı devre” hukuk sisteminin kurulduğu öne sürüldü.
Haklarında yakalama kararı çıkarılan 17 şüpheli polisten Terörle Mücadele eski Şube Müdürü Ömer Köse, Terörle Mücadele eski Şube Müdür Yardımcısı Osman Özgür Açıkgöz, komiser Ramazan Bolat, Kürşat Durmuş ve başkomiser Erkan Ünal çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.