Yeni Tüketiciyi Koruma Kanunu’nun Getirdikleri Anlatıldı

Tüketiciyi Destekleme Derneği (TÜKDES) “Yeni Tüketiciyi Koruma Kanunu’nun Getirdikleri” konulu konferans düzenledi.
Tüketiciyi Destekleme Derneği binasında gerçekleşen konferansa konuşmacı olarak, Tüketiciyi Destekleme Derneği Genel Başkan Yardımcısı, ESOGÜ İktisadi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Başkanı Prof. Ömer Adil Atasoy katıldı. Atasoy, Yeni Tüketiciyi Koruma Kanunu’nun getirdiklerinden bahsederek, “Tüketicinin korunması hakkındaki kanun sadece kanun olmaktan ibaret değil. Hukuki olaylar ve bunların düzenlenmesi bu kadar çok ayrıntı ve önem taşıyan haller ortaya çıkarıyor ki, bu kanunun verdiği yetkiler kanunun ayrıntısını düzenlemek üzere, tüketici hakları, ticaret hayatı ve piyasanın denetlenmesi Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na verilmiş oluyor” şeklinde konuştu.
TÜKETİCİNİN HAKLARINI KORUYABİLMELERİ ÇOK ZOR
Günlük olayların ayrıntısına girildikçe “Tüketiciyi korumaya neden ihtiyaç vardır?” sorusunun dikkat çektiğini belirten Atasoy, “Tüketici günlük ticari faaliyetleri ve hedefleri dışında bir kısım malları edinen, bunlardan yararlanan, kullanan kişiler olarak karşımıza çıkıyor. Yani tüketicilerin kendine has özellikleri, meslekleri var. Kendi haklarını bizzat kendileri koruyabilmeleri çok zor” dedi.
Tüketicinin haklarını arayabilecek şekilde hukuki bir himaye altında korunabilsinler mi sorusunun da tüketici kesiminin pozitif bir ayrımcılıkla korunması gerekliliğini ortaya koyduğunu söyleyen TÜKDES Genel Başkan Yardımcısı Atasoy, “Tüketicinin karşısında yer alan satıcı veya hizmet sunan kişiler belirli bir ticari ve mesleki faaliyet dolayısıyla bu faaliyetleri sürdürdükleri için bunun eğitimini alıyorlar, belirli bir mesleki gurup içerisinde örgütleniyorlar. Her bir meslek kendi menfaatlerini ve bu menfaatler ortasında haklarını koruyabilmek için örgütlenmiş. Bunlar ekonominin arz tarafını yani mal ve hizmet tarafını teşkil ediyorlar. Ekonomi tek taraflı değil, ekonominin talep tarafı da var. Talep tarafını da tüketiciler oluşturuyor” diye konuştu.
Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun yürürlüğe girinceye kadar Tüketicilerin kendisine göre örgütlenmesi olmadığını ifade eden Atasoy, “Bu anlamda tüketicinin korunması kanunu, tüketici haklarını ve tüketicilerin arz cephesi karşısında kendi haklarını koruyabilmesi; onların insafına terk edilmeden korunabilmeleri için gerekli hukuki düzenlemeleri yapıyor ve örgütlenmeyi getiriyor. Bu örgütlenmenin iki tarafı var, birincisi kanundan doğan resmi olarak yapılan örgütlenme. Mesela reklam kurumu, tüketici konseyi gibi kurumlar var” ifadelerini kullandı.
BAKANLIK, “TÜKETİCİM HAKKINI ARASIN” DİYOR
Yeni kanun ile tüketici birlikleri ve tüketici federasyonlarına özel bir kolaylık getirildiğini belirten Atasoy, şu şekilde konuştu:
“Bu kanun ile federasyonlar tüketicilerin genel anlamda menfaatlerini koruyucu ve kollayıcı durumlarda çekimser davranmasınlar. Bu kadar masrafın altından nasıl kalkarız ya da davayı kaybedersek gibi bir takım olumsuz şeylere kapılmasınlar. Haklı olan tüketicinin haklarının peşinde koşsunlar. Bunların açtıkları davalarda mahkeme harçları alınmadığı gibi, dava aleyhlerinde sonuçlansın avukatlık ücreti ve mahkeme masraflarını ödeme zorunluluğu yok. Bakanlığımız bu sorumluluğu üzerine alıyor. Yeter ki benim tüketicim hakkını arasın diyor. Bu bakımdan da örgütlenmenin çok daha etkin, tüketici hakları bakımından önemli bir tarafı olduğunu bu kanunda getirilen değişikle görmüş bulunmaktayız.”

Haberleri