Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) Yönetim Kurulu Üyesi ve Malatya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (MESOB) Başkanı Şevket Keskin, “Devlet büyük firmaların önünü açmış, ‘git getir, ithalat yap Türkiye’de sat’ diyor, arkasından cadde esnafının üzerine giderek, ‘Aman zehirli ayakkabı var almayın’ demesi kadar yanlış bir şey yok” dedi.
TESK Yönetim Kurulu Üyesi ve MESOB Başkanı Şevket Keskin, beraberinde Ayakkabıcılar Esnaf Odası Başkanı Bülent Karakoç ve oda başkanları ile birlikte Ayakkabıcılar Çarşısı’nı ziyaret ederek esnafla konuştu. Esnaf, “Zehirli ayakkabı” açıklamasının ardından işlerinin büyük oranda düştüğü ve hem kendilerinin ve hem de vatandaşın endişeli bir duruma geldiğini belirterek, acil olarak sorunun çözümünü istedi. Esnaf, vatandaşların aldıkları her ayakkabıya şüphe ile baktıklarını belirterek, bu durum karşısında mağdur olduklarını kaydetti.
Malatya Ayakkabıcılar Esnaf Odası tarafından ayakkabı mağazalarının vitrin camlarına “Mağazamızda Çin malı ayakkabı satılmamaktadır” afişleri asıldı.
MESOB Başkanı Keskin, zehirli ayakkabı açıklamalarının ardından esnafın büyük oranda sıkıntı çektiğini belirterek şöyle konuştu: “Özellikle bakanın açıklaması, Türkiye’deki Çin ayakkabılarının zehirli olduğu ve bununda belli bir miktar olduğu, piyasaya sürüldüğünü belirterek, herkesin güvendiği yerde alışveriş yapması mantığı ile hareket edildi. Ama bu başka yöne çekildi. Sandılar, bütün esnaf ve sanatkar camiası, özellikle cadde esnafının bu ayakkabıları sattığı şeklinde vatandaşın kafasında soru işareti bıraktı. Bu esnafın sorunu değildir. Bu devletin kendi sorunudur. Eğer siz ithalatı serbest bırakır, gümrüklerde rahat geçirirseniz, onlarda getirip satarsa bunu esnaf alır. Ancak esnaf kendi giymediği ayakkabıyı başkasına giydirmez. Ama sadece ayakkabı bugün gündemde. Bugün yediğimiz kırmızı biber, pul biber Çin’den geliyor. Bugün büyük firmaların ürettiği malların hepsi Çin’den geliyor. Kullandığımız cep telefonlarının yüzde 80’i Çin malı. Niye ayakkabı bu kadar öne çıktı. Buna bir anlam veremiyorum. Türkiye’de devlet Çin malını, ithalatını serbest etmiş. Bugün devlet yöneticileri ve bu işle yetkili herkes ayakkabı üzerinde yoğunlaşıyor. Burada bir oyun olduğuna inanıyorum. Birilerinin getirip, birilerinin satamadığını düşündükleri için bir şikayet üzerine bu konu gündeme gelmiştir.”
Keskin, devletin buna bir çözüm getireceğini belirterek şunları söyledi: "Eğer gerçekten insan sağlığına zararlıysa, insan sağlığından daha önemlisi yok, ithalatını keseceksin, Türkiye’ye sokmayacaksın. Sen Türkiye’ye getireceksin, bataklığı başta kurutmayacaksın, ineceksin damarlara gireceksin, ‘siz burada kurutun’ diyeceksin. Böyle bir mantık olmaz. Ben esnaf ve sanatkar camiasına inanıyorum. Küçük esnaf ve sanatkarımız bilerek Çin malını almaz ve satmaz, Esnaf ve sanatkarımız kendisine layık görmediğini başkasına layık görmez. Herkes gönül rahatlığı ile esnaf ve sanatkarımızdan ayakkabı alışverişi yapabilir. Bu konuyla TESK olarak da yakından ilgileniyoruz."
Keskin, devletin yapacağı tek bir şey olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Dışarıda ithal edilen ayakkabılar belli mi, belli bir firma getiriyor. O firmayı çağıracaksa, televizyonda nasıl zehirli ayakkabı açıklamasını yaptıysa, o firmaları da açıklayarak, o firmaların getirdiği ayakkabıları toplatacak ve büyük bir ceza verecek. Bunu devlet yapacak ve ithalatı yapan firmayı yakalayacak. Vatandaşın üzerine gitmeyecek. Vatandaşa getirip verirsen, ‘al bunu sat’ dersen vatandaş satar. Devlet nasıl vergi yüzsüzlerini açıklıyorsa, zehirli ayakkabı ithalatını yapan firmaları da teşhir etsin ve ayakkabıları toplatsın. Devlet, bataklığı başta kurutsun. Devlet büyük firmaların önünü açmış, ‘git getir, ithalat et, Türkiye’de sat’ diyor, Arkasında cadde esnafının üzerine giderek, ‘Aman zehirli ayakkabı var almayın’ demesi kadar yanlış bir şey yok. Bu ekonomiye de darbe vurur, bu milletimizi de olumsuz etkiler ve bir güvensizlik ortaya çıkar.”