Zirve Yayınevi Davası’nda 99. Duruşma

Emekli Orgeneral Hasan Iğsız, Zirve Yayınevi Davası’nın 99. duruşmasında tanık olarak dinlendi.
Emekli orgeneral Hasan Iğsız, 2006-2008 yılları arasında Malatya’da 2. Ordu Komutanı olarak görev yaptığını hatırlatarak, "Ben bu davada basına yansıdığı kadarıyla TUSHAD diye bir örgüt duymadım. Ben Genel Kurmay 2. Başkanı olarak görev yaptığım dönemde, Özel Kuvvetler Komutanlığı bana bağlıydı. Özel Kuvvetler bünyesinde böyle bir teşkilatın olduğunun söylendiğine bile şahit olmadım. Ordudaki 44 yıllık görev süresince böyle bir örgütü duymadım" dedi.
Emekli orgeneral Hurşit Tolon ile 1974 yılında, Harp Akademisi’ni birlikte okumaları nedeniyle ilişkilerinin başladığını belirten Iğsız, Zirve Yayınevi cinayetlerinin meydana geldiği gün Hurşit Tolon’un Malatya’da bulunmasıyla ilgili iddialar hakkında ise, "Malatya’ya İnönü Üniversitesi’nin inisiyatifiyle geldi. Konferans tamamen üniversitenin inisiyatifiyle gerçekleşti" ifadelerini kullandı.
Iğsız, kendisinin 2. Ordu Komutanlığı’nda Hurşit Tolon’u resmi törenle karşılaması ile ilgili iddia hakkında ise "Bu konu, dava döneminde gündeme geldi. Bu soru, TSK’ya resmen sorulmuş olsaydı, çok daha aydınlatıcı cevap alınabilirdi. Emekli bir orgeneral, korgeneral, bir garnizona geldiğinde tören mangasıyla karşılanır. İstanbul’da 1. Ordu Komutanlığı döneminde de beni ziyaret eden çok sayıda emekli orgeneral’ tören mangasıyla karşıladım. Bu bir temayüldür" diye konuştu.
Hasan Iğsız, dönemin Malatya İl Jandarma Komutanı Mehmet Ülger’in kendisine misyonerlik faaliyetleriyle ilgili bilgi verip, sunum yapmadığını da belirterek, gizli tanık İlker Çınar’ın mahkemeye sunduğu bir belgede ’tenziplerinize ve bilgilerinize’ şeklinde geçen ifadenin, TSK’da hiçbir dönem kullanılmadığını kaydetti. Iğsız, "44 yıllık askerlik hayatımda ben böyle bir emir yazısı duymadım. TSK’da böyle bir ifade yoktur. Üstten alta böyle bir talimat yazısı yazılmaz" dedi.
Bir uzman çavuşa ait özlük dosyasının kesinlikle kozmik odada saklanamayacağını, ancak görevli bulunduğu bölümde muhafaza edilebileceğini belirten Iğsız, "TSK’da gizli saklı görevlendirme olmaz. Hepsi yasal ve resmi görevlendirmelerdir" dedi.
Hasan Iğsız’dan sonra, İnönü Üniversitesi Öğretim Üyesi Salim Çöhce tanık olarak dinlendi. Çöhce, Hrant Dink cinayetinden sonra, kendisinin ve İnönü Üniversitesi Öğretim Üyesi Ruhi Abat’ın polis evine davet edilerek, burada Hrant Dink cinayeti, bölücülük ve misyonerlikle ilgili olarak kendilerinden bilgi alınmaya çalışıldığını söyledi. Çöhce, bu toplantının ise dönemin Emniyet İstihbarat Şube Müdürü İsmail Bilgin tarafından düzenlendiğini ileri sürdü.
Tutuklu sanık Ruhi Abat ise kendilerinin, Hrant Dink cinayetinden bir gün sonra polis evine davet edilerek, sürekli misyonerlikle ilgili konuşmasını istediklerini ancak kendisinin konuşmadığını, bunun nedeninin ise o dönemin emniyet yöneticilerine olan güvensizliğinden kaynaklandığını ileri sürdü.
Mahkeme Heyeti duruşmaya ara verdi.

Haberleri