Antmen: “dünyada 250 Milyonu Aşkın Çocuk İşçi Var”
Mersin Barosu Başkanı Alpay Antmen, dünyada çocuk işçilerin sayısının 250 milyonu aştığını belirterek, “Ayrıca çocuklar mafya ve çetelerin elinde; zorla gasp ve yankesicilik suçlarına yönlendiriliyor. 6-11 yaş arası 130 milyondan fazla çocuk okuldan yoksun kalıyor. Türkiye’de de 1 milyon çocuk işçi ve yılda 40 bin çocuk gelin var” dedi.
Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yapan Mersin Barosu Başkanı Antmen, Birleşmiş Milletler’in (BM) 25 yıl önce hazırladığı bir sözleşmeyle dünya çocuklarının temel haklarının korunmasını garanti altına aldığını, ancak bu bildirgenin sözde kaldığını ifade etti. “Sözüm ona, çünkü uygulanmayan bir bildirgenin bir kıymet-i harbiyesi var mı?” diyen Antmen, bugün dünyadaki çocuk işçilerin sayısının 250 milyonu aştığını kaydetti. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün, yaşları 5 ila 14 arasındaki 132 milyon çocuğun tarım sektöründe çalışmaya zorlandığına ve bu nedenle eğitim ve sağlık olanaklarından yoksun kaldığına dikkat çektiğin dile getiren Antmen, “Ayrıca çocuklar mafya ve çetelerin elinde zorla gasp ve yankesicilik suçlarına yönlendiriliyor. 6-11 yaş arası 130 milyondan fazla çocuk okuldan yoksun kalıyor” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’NİN ÇOCUK HAKLARI KARNESİNDE PEK ÇOK ZAYIF VAR”
Türkiye’de de dünyadakine benzer bir tablonun yaşandığını ve Türkiye’nin çocuk hakları ile ilgili karnesinde pek çok zayıf bulunduğunu vurgulayan Antmen, şöyle devam etti: “TÜİK çocuk işgücü anketine göre, Türkiye genelinde 6-17 yaş grubundaki çocuk sayısı 15,3 milyon. Bu çocukların yüzde 8,5’i okula devam etmiyor. Okula devam etmeyenlerin oranı özellikle 15-17 yaş grubunda yüzde 25’i aşıyor. Türkiye’de 1 milyon dolayında çocuk işçi bulunuyor. Araştırma, yasak olmasına rağmen çocuk işçiliğinin artarak devam ettiğini gösteriyor. Ekonomik faaliyette çalışan 6-17 yaş grubundaki çocukların istihdam oranı yüzde 6 dolayında bulunuyor. Çocuk işçilerin yaklaşık yüzde 45’i tarım, yüzde 24’ü sanayi, yüzde 31’i hizmet sektöründe. Çalışan çocukların yüzde 53’ü ücretli veya yevmiyeli, yüzde 46’sı ise ücretsiz aile işçisi. Türkiye genelinde 6-17 yaş grubunda istihdam edilen çocukların yüzde 44,8’i kentsel, yüzde 55,2’si kırsal yerlerde yaşıyor. Bu çocukların yüzde 68,8’i erkek ve yüzde 31,2’si ise kız. Çocukların istihdam oranı, 6-14 yaş grubunda yüzde 2,6 olurken 15-17 yaş grubunda yüzde 15,6’ya ulaşıyor.”
Çalışan çocukların yüzde 49,8’i aynı zamanda okula devam ederken, yüzde 50,2’sinin ise okula devam etmediğine işaret eden Antmen, “6-14 yaş grubundaki çalışan çocukların yüzde 81,8’inin, 15-17 yaş grubundaki çalışan çocukların ise yüzde 34,3’ünün okula devam etmediği görülüyor. Bu çocuklar yaşamları boyu kalıcı sağlık sorunları ve daha da kötüsü eğitimsiz kalacakları için kalıcı yoksulluğa mahkum edilmiş bulunuyorlar. Okula devam eden 6-17 yaş grubundaki çocukların yüzde 3,2’si ekonomik işlerde, yüzde 50,2’si ev işlerinde, aynı yaş grubunda okula devam etmeyen çocukların ise yüzde 34,5’i ekonomik işlerde, yüzde 38,8’i de ev işlerinde faaliyet gösteriyor. Görüyoruz ki, kamunun izleme, denetleme ve kayıt altına alma mekanizmalarının işlemediği ülkemizde çocuk işçiliği ciddi bir sosyal yaraya dönüşmüş bulunuyor” dedi.
“HER YIL 40 BİN KIZ ÇOCUĞU GELİN OLUYOR”
Hükümetin eğitim politikalarını eleştiren Antmen, Türkiye’nin taahhütlerini ihmal ettiğini ve yasadışı çocuk işçiliğine göz yumulduğunu öne sürdü. Mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarının 8-9 yaşlarından itibaren, her yıl eğitim döneminin en az yarısını fındıktan pamuğa, şeker pancarından narenciyeye çeşitli ürünlerin üretiminde ve toplanmasında çalışarak geçirdiklerini belirten Antmen, çocukların haftada en az 6 gün, günde 9 saat çalıştırıldıklarını öne sürdü.
Türkiye’deki çocuk gelinler sorununa da değinen Antmen, şunları kaydetti: “Kız çocuklarının yüzde 14’ü erken yaşta evlendiriliyor. Her yıl çocuk yaşta ortalama 40 bin kız çocuğu ‘gelin’ oluyor. Bu yüzden intiharlar yaşanıyor. Türkiye çocuk gelin sorununu çözemiyor. Çocuk işçiliği gibi çocuk istismarı ve çocuklara yönelik şiddet olayları da yaygın. Her 100 çocuktan 80’i şiddet görüyor. Her yıl binlerce çocuğumuz bonzai ve benzeri uyuşturucu madde bağımlılığının pençesine düşürülmektedir.”
“DEVLET ÇÖZÜM ÜRETMELİ”
Devletin, çocukların yaşadıkları sorunların çözümü için köklü politikalar geliştirmesi gerektiğini dile getiren Antmen, sözlerini şöyle tamamladı: “Eğitime katılımı olmayanlar, suça karışan çocuklar, ana-baba bakımından yoksun olanlar, şiddete maruz kalanlar, erken ve zorla evlendirilen kız çocukları, nüfusa kayıtlı olmayanlar, cinsel istismara, dini, toplumsal ve sınıfsal çeşitli baskılara maruz kalanlar, göçmenler, anadil sorunu yaşayanlar, engelli çocuklar sorunları için bizlerden çözüm bekliyor. Devletin elini uzatmasını bekliyor. Devlet çocuklara yönelik olarak ciddi ve köklü politikalar geliştirmeli ve bunları kalıcı hale getirmelidir. Ana-baba rolü ve sorumluluğunun ihmal edildiği durumlarda devletin rolü ve sorumluluğu devreye girmelidir. Devlet çocuklara, yaşama ve gelişme, sağlık hizmetlerine, eğitime, insana yakışır bir yaşam standardına erişim, eğlence, dinlenme ve kültürel etkinlikler için zamana sahip olma, istismar ve ihmalden, uyuşturucu bağımlılığından ve ekonomik sömürüden korunma hakkı sağlamalıdır. Daha da ilerisi çocuklarımıza kendileriyle ilgili konularda görüşlerini dile getirme ve ifade özgürlüğü tanınmalıdır. Özel gereksinimleri olan ve engelli çocukların hakları devlet tarafından öncelikli olarak sağlanmalıdır.”