Aroma Katkılı Üretim Ve Ticari Sunumda Artış, Nargilede Tüketimini Patlattı
AAroma katkısı ile içimi yumuşatılan, tütün kokusu maskelenen nargilenin halk sağlığı zararlarına dikkat çeken Sağlık Enstitüsü Derneği, nargilenin üretim ve ticari sunumunun yeniden düzenlenmesini talep ediyor.
Nargile içiminin küresel epidemiyolojisi üzerine yapılan bilimsel çalışmalar, bundan 10 yıl önce, nargile, dünyanın Ortadoğu bölgesinde azalan oranlarda ve genellikle yaşlı erkeklerin kullandıkları bir tütün ürünü iken, günümüzde, bu ürünün dünyanın dört bir tarafında, özellikle gençlerin rağbet ettiği ve pıtrak gibi açılan nargile kafelerdeyaygın olarak tüketildiğini gösteriyor. Wasim Maziak ve arkadaşlarının 8 Ekim 2014’te Tobacco Control’de yayınlanan makalelerinde yaptıkları değerlendirmeye göre, nargile 10 yıl önce popülaritesi sönmekte olan bir tütün ürünü iken, günümüzde birçok ülkede gençlerin sigaradan daha yüksek oranda kullandıkları bir tütün ürünü haline gelmesinin arkasında, 1990’lı yıllarda başlayan aromalandırılmış nargile tütünü imalatı gösteriliyor.
TÜTÜNE AROMA KATKISI GENÇLERİ CEZBEDİYOR
Endüstriyel olarak üretilen aromalı nargile tütünü öncesinde, nargile içimi, ham tütünün ezilip, ıslatılması ve şekil verilmesi ile elde edilen, içimi oldukça sert ve acı olan bir malzeme ile gerçekleştirildiğini ifade eden Sağlık Enstitüsü Derneği Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı şu bilgileri paylaştı:
“Aroma katkısı ile içimin yumuşatılması ve tütün kokusunun baskılanmasının olanaklı hale gelmesiyle birlikte, nargilelik tütünün bir endüstriyel ürün olarak üretilmesi ve pazarlanması da gündeme geldi. Maziak ve arkadaşlarına göre, aromalı nargile tütünü ürünü, nargilecilikte, sigaraların kitlesel üretimini ve pazarlanmasını olanaklı kılan Bonsack makinesinin keşfine benzer nitelikte bir açılım sağladı. Aromalı nargile tütünü ürününün getirdiği en büyük ‘yenilik’ ise, çok çeşitte üretilebilir ve kolay yaygınlaşabilir olması, tat çeşitliliği ile gençlere cazip gelmesi, nargile hazırlama sürecini basitleştirmesi ve bir saate yakın süren ve belli ritüelleri olan tüketiminin aynı dönemde yükselen kafe kültürü ile uyumlu olmasıdır”.
FARKLI AROMALI 221 NARGİLE TÜTÜNÜ PİYASADA
Türkiye’de nargilelik tütün ürünü üretmek ve satmak için uygunluk belgesine sahip firma sayısı 2011’de 4 iken, günümüzde 6 firma olduğunu belirten Dağlı şöyle devam etti:
“2011 yılında firmaların ürettikleri 148 adet farklı nargilelik tütün ürününe piyasaya arz uygunluk belgesi verilmiş iken, günümüzde bu sayı 221’e çıkmış bulunuyor. Söz konusu 221 adet ürünün büyük çoğunluğu şeftali, muz, çilek, yeşil elma, hindistan cevizi, kapuçino, sakız, çikolata gibi aromalarla üretilmiş ürünler. Bu aromalar ürünü tanımlayan öge olarak açıkça ürün paketi üzerinde yazıyor. Türkiye’nin de taraf olduğu Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi’nin 9’uncu maddesine göre, tarafların tütün ürünlerinin tadını iyileştiren girdilere yasaklama ve sınırlamalar getirmesi gerektiği halde, kamu idaresi piyasaya arz edilen nargile tütünü ürünlerinde 111 adet girdi kullanıldığını, bunların büyük çoğunluğunun işlevinin ürüne tat vermek olduğu beyan ediyor. Ülkemizde, 4207 sayılı yasa gereği, ikram işletmeleri dâhil tüm kapalı kamusal alanda tütün ürünlerinin tüketimi yasak olduğu halde, nargile kafelerde sözde bitkisel nargile bahanesiyle bu yasağın yüksek oranda delindiği biliniyor. Yasada 2013 yılında yapılan değişiklikle sözde bitkisel ürünlerin de ütün ürünü olarak kabul edilmesi ve yapılan düzenlemelerle, ticari nargile sunumunun belgeye tabi kılınması ile kapalı alan yasağına uyum artırılmaya çalışılsa da, bu girişimler yetersiz kalıyor. Nargile kafelerde kaçak, vergisiz ürün kullanımı, çok sayıda belgesiz işletmenin faaliyet göstermeye devam etmesi, düzenleme gereği nargilelik tütün mamulü sunumu yapması mümkün olmayan yerlerin belgelendirilmiş olması, kapalı alanda nargile kullanımı, nargile şişeleri üzerinde sağlık uyarısı bulunmaması, müşterilerin içtikleri ürün ve içeriği hakkında bilgi sahibi olmamaları gibi sorunlar devam ediyor” diye konuştu.
NARGİLE KAFELERDE ZEHİR SOLUNUYOR
Nargile ile ilgili sorunların en önemli göstergelerinden birisinin de nargile kafelerde tütün dumanından etkilenim olduğunu ifade eden Sağlık Enstitüsü Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Efza Evrengil ise şunları söyledi:
“ABD Johns Hopkins Üniversitesi’nin İstanbul’da nargile kafelerde bu etkilenimi ölçmek amacıyla Ocak-Mayıs 2013 döneminde yürüttüğü araştırmanın sonuçlarına göre, nargile kafelerin kapalı alanlarında yüksek partikül, nikotin, polisiklik aromatik hidrokarbonlar, karbon monoksit ve nikotinden türeyen nitrosamin keton konsantrasyonları bulunmuş. Bu maddelerin ölçülen değerleri yoğun sigara dumanlı ortam ölçümleri ile benzerlik taşıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün 24 saatlik sürede ince partiküller (PM2.5) için standardı metreküp havada azami 25 mikrogram olduğu halde, incelenen nargile kafelerin kapalı alanlarında medyan ince partikül metreküpte 162 mikrogram olarak ölçülmüş. Araştırma kapsamındaki nargile kafelerin 71 çalışanının hem kendilerinin yüksek oranda içici olmaları hem de kapalı alanda tütün dumanına mesleki maruziyetlerinin çifte etkisi sonucu, tütünün biyolojik işaretleri adı verilen göstergelerin saç, idrar, tükürük örneği testlerinde ve nefes ölçümlerinde aşırı yüksek olduğu belirlenmiş. Tütün kullanmayı bırakmış ve hiç tütün kullanmamış çalışanlarda bile, bu göstergelerin belirgin varlığı gözlemlenmiş” diye belirtti.
SANILANIN AKSİNE SİGARA BIRAKMAYI ZORLAŞTIRIYOR
Araştırmanın belki de en önemli bulgusunun kapalı alan ortamında medyan nikotin düzeyinin metreküpte 14 mikrogram olarak ölçülmüş olması olduğunu ifade eden Evrengil, şunları kaydetti:
“Bu bulguyu, nargile kafelerin kapalı alanlarında tütün içerikli nargile içildiğinin bir kanıtı olarak kabul etmek gerekir. Nargile modası geçmekte olan bir ürün değil. Geniş coğrafyalara, farklı nüfus gruplarına yaygınlaşmış olması epidemiyolojik anlamda bir salgına işaret ediyor. Nargilelik tütün ürünün hem üretiminin hem de ticari sunumunun, halk sağlığı ilkeleri doğrultusunda, yeniden ele alınması gerekiyor. Araştırmalar nargile kullanımının genç, eğitimli, sigara içen erkekler arasında yoğunlaştığını, tütün ile ilk tanışma vesilesi olduğunu, sigaraya geçiş için bir ön basamak ve sigarayı bırakmayı zorlaştıran unsur olduğu gösteriyor. Bu nedenle, bu ürünlerin açıkça gençleri hedefleyen şekilde üretimine ve gençlik kültürüne eklemlenerek tüketimin yaygınlaştırılmasına izin veremeyiz. Düzenlemelerin yaygın olarak ihlal edilmesine izin veremeyiz. İlk adım olarak, üretimde kullanılan aroma maddelerinin ciddi şekilde yasaklanmasını, belgelendirme kıstaslarının geliştirilerek doğru uygulanmasını, nargile kafelerin denetiminin öncelikli hale getirilmesini talep ediyoruz.”