Aslan: “yenilenebilir Enerji Kaynaklarına Yönelmeliyiz”
TEMA Vakfı Elbistan Temsilcisi Hüseyin Alp Aslan, dünyadaki karbonmonoksit kirliliğinin yaklaşık üçte birinden kömürlü termik santrallerin sorumlu olduğunu ifade ederek, “Artık yenilebilir enerji kaynaklarına yönelmeliyiz” dedi.
Aslan, yaptığı açıklamada, insan olmanın getirdiği en temel hakkın, kişinin yaşama hakkı olduğunu bu hakkın, Anayasa’nın 17. maddesinde, Kişinin Hakları ve Ödevleri başlığı altında yer aldığını hatırlattı.
56. maddenin, ilk fıkrasındaki ‘Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir’ ifadesiyle çevre hakkını temel bir insan hakkı olarak Anayasa düzeyinde hukuk sistemine dahil edildiğini vurgulayan Aslan, “Nüfus artışının, hızlı ve düzensiz şehirleşmenin, teknolojik gelişmelerin insan çevresi üzerindeki yıpratıcı etkilerine karşı doğayı ve insanı korumayı hedef alan çevre haklarımız vardır. Bunların ışığında Anayasanın bizlere vermiş olduğu sağlıklı bir çevrede yaşama hakkımızı talep edebiliriz. Bölgemizdeki termik santrallerin oluşturmuş olduğu olumsuzlukların ortadan kaldırılmasını isteyebiliriz. Yinede bunları talep ederken haklılığımızı anlatmak için, bilim insanlarının yapmış olduğu araştırmalarla ilgili bazı bilgileri paylaşabiliriz” diye konuştu.
Dünyadaki karbondioksit kirliliğinin yaklaşık üçte birinden kömürlü termik santrallerin sorumlu olduğunu ifade eden Aslan, şöyle devam etti:
“Ancak ne yazık ki kömürün tek suçu iklimi değiştiren en tehlikeli fosil yakıt olması değil. Kömürün yaratacağı trajedi bundan çok daha fazlasıdır. İhtiyacımız olan enerjiyi çevreye zarar vermeden nasıl elde edebileceğimizi artık biliyoruz. Artık rüzgar-güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarını geliştirmeliyiz. Kömür iklim değişikliğine neden olan en tehlikeli yakıttır. İçerdiği yüksek miktardaki karbon nedeniyle termik santrallerde kömür kullanmak en çok karbondioksit kirliliğine yol açan enerji üretim şeklidir. Tüm dünyada kömür santrallerinden sadece bir yılda 7 milyar ton karbondioksit salımı gerçekleşmektedir. Bu miktar dünyadaki yıllık karbondioksit salımlarının yüzde 41’ini oluşturur. Kömür santralleri cıva kirliliğine sebep olur. Civa insan vücuduna ciddi zararlar veren ve nesilden nesile geçebilen bir nörotoksindir. Civa bölgedeki su kaynaklarının kalitesinin düşmesine neden olur. Toprağı zehirler ve besin zincirine karışarak sayısız ölümcül hastalığa sebep olur. Kömür, asit yağmurlarına sebep olur. Asit yağmurlarında ortaya çıkan duman tüm ekosistemi yok edebilir. Asit yağmurları ayrıca insanlarda astım ve akciğer kanseri başta olmak üzere sayısız hastalığa sebep olur. Kömür santralleri asit yağmuruna sebep olan kükürtdioksit ve azotoksit’in açığa çıkmasına neden olur. Kömür, küçük partiküller ve radyasyon yoluyla gerçekleşen hastalıkların kaynağıdır. Kömür yakmak zararlı partiküllerin ve radyasyonun açığa çıkmasına neden olur. Bu parçacıklar akciğer fonksiyonlarında azalma, astım, kalp rahatsızlıklar ve bebek ölümlerine sebep olur. Kömürün yanması sonucu açığa çıkan atık zehirlidir. Kömür yakıldığında ortaya çıkan artıklar ağır metaller ve zehirli maddeler içerir. Örneğin, insan sağlığına veya çevreye zarar verebilecek miktarlarda arsenik, kadmiyum, krom ve kurşun bulunabilir. Bu kirleticiler içme su kaynaklarına, yüzey su gövdelerine, bitkilere veya hayvanlara ulaştığında riskler meydana gelir. Kısırlık, kanser, prostat ve solunum sorunları, kalp ve nörolojik hasarlar, hipertansiyon, işitme bozukluğu bu maddelerin sebep olduğu hastalıklardan sadece bir kaçı. Kömür tatlı su kaynaklarını azaltır. Kömür santrallerinden yayılan zehirli maddeler bölgedeki tatlı suyu kirletir. Bölgede tarım potansiyelinde azalmaya sebep olur, akıntı rezervlerinde depolama kapasitesinde kayıplara yol açar, azalan nehir kanal kapasiteleri yüzünden sel baskınlarını artar bu da beraberinde erozyonu tetikler. Kömür elektrik üretiminde verimsizdir ve çok fazla toplumsal maliyeti vardır. Artan sağlık sorunları, kanserler gibi yüksek maliyetli tedavi yöntemleri, iş kayıpları gibi sıralayabiliriz. Diğer fosil yakıtlarla karşılaştırıldığında kömürün daha ucuz olduğu düşünülür. Oysa kömürün gizli maliyeti üçüncü kişilere yüklenen toplumsal maliyetlerden kaynaklanır. Aslında, kömürün gerçek maliyeti yerel topluluklar üzerine yüklediği sağlık problemleri, tarıma verdiği zararlar, su kaynaklarının azalması gibi sorunları içermektedir. Bölgemizdeki kömür rezervleri linyit olarak sınıflandırılmaktadır; linyit en düşük karbon içeriğine ve en yüksek nem oranına sahip kömür türüdür. Kirletme oranı çok yüksektir ve enerji değeri çok düşüktür. Bu kömür santrallerini daha az verimli hale getirir, elektriği daha pahalı konuma getirir ve toplumsal maliyetleri arttırır. Bölgemizin daha fazla bu gerçekleri saklanmasına, izin vermeyelim. Henüz çok geç değilken değişen iklimini, kirlenen havasını, zehirlenen suyunu ve toprağını kurtaralım. Daha geniş anlamda, gelecek neslimize temiz bir Afşin-Elbistan bırakalım” diye konuştu.