Atalay: “depreme Dayanıklı Yapıları En Üst Düzeye Çikartmak Gerekir"

Atalay: “depreme Dayanıklı Yapıları En Üst Düzeye Çikartmak Gerekir"

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay İstanbul’da “2. Avrupa’da Deprem Mühendisliği ve Sismoloji Konferansı”na katıldı. Atalay, geçmişte yaşanılanlardan ders çıkartarak deprem öncesi ve sonrası müdahalelerini geliştirdiklerini belirterek, "Önemli olan depreme dayanaklı yapılaşmayı en üst düzeye çıkartmaktır" dedi.
Türkiye Deprem Vakfı, Deprem Mühendisliği Komitesi ve Başbakanlık, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı işbirliği ile Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda, 2.Avrupa Deprem Mühendisliği ve Sismoloji Konferansı düzenlendi. Konferansa, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, AFAD Başkanı Fuat Oktay, Japonya, Çin, Rusya, Amerika Birleşik Devletleri, Meksika, Kuzey Afrika ve Akdeniz ülkelerinden uzmanların yanı sıra, tüm dünyadan deprem mühendisleri, sismologlar, müşavirlik ve müteahhitlik firmaları ile araştırmacılar katıldı.
Konferansta bir konuşma yapan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, bu toplantıda konuşulanların ve raporların en çok faydalanacakları uzman görüşleri olacağını belirtti. Atalay, “Çünkü hepiniz biliyorsunuz ki, Türkiye deprem kuşağında bir ülkedir. Ülkemizin büyük kısmı 1. dereceden deprem kuşağındadır. Şuan da içinde bulunduğumuz İstanbul ili de dünyanın en büyük metrepollerinden birisidir ve 15 milyon nüfusu vardır ve 1. dereceden deprem kuşağında bir şehirdir. Bunun tabi İstanbul’da yapılıyor olmasının bu açıdan bizim için ayrıca değeri var. İstanbul üzerinde çünkü biz çok çalışıyoruz. 1999 yılında uzmanlar bilirler zaten İstanbul ve civarında büyük bir deprem yaşandı. Dolayısıyla İstanbul’u da bu yönüyle sizlere hatırlatmış oluyoruz” dedi.
“YAŞADIKLARIMIZDAN DERS ÇIKARARAK DEPREM ÖNCESİ VE SONRASI MÜDAHALEMİZİ GELİŞTİRİYORUZ”
İstanbul’un deprem kuşağında bir ülke olduğunu ve tir tir titrediklerini dile getiren Beşir Atalay, “İstanbul üzerinde daha çok ne çalışma yaparız diye çok çalışıyoruz. Tabi bu topraklar aslında deprem yönünden çok tecrübeler yaşamış topraklardır. Türkiye olarak bizim ülkemiz hem İstanbul çok tecrübeler yaşamış. Geçmiş medeniyetlerden bugüne ve her medeniyet kendine göre önlemler almış. Yeni birikimler olmuş. Bu manada İstanbul tecrübe ve birikime sahip şehirlerimizden de bir tanesidir. Bizim tabi bu üzerinde yaşadığımız coğrafyanın büyük bölümünün deprem bölgesi olduğunu idrak eden bu gerçekle yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Türkiye olarak buna çalışıyoruz. Burada tabi en önemli referans noktamız, bilim ve teknolojinin bize sunduğu imkan ve fırsatlardır. Biz Türkiye ve hükumet olarak yaşadığımız ciddi olaylardan hep ders çıkarttık ve çıkarıyoruz. Bu derslerle hem organizasyonumuzu yeniliyoruz hem de bu konulardaki çalışma sistemlerimizi yani afete hazırlıklı olma deprem öncesi ve depremden sonrasında en hızlı müdahale edebilme yönünde tüm yapılarımızı ve sistemlerimizi de gözden geçirmiş oluyoruz” ifadelerini kullandı.
“KOORDİNASYON KONUSUNDA BÜYÜK MESAFE ALDIK”
‘Türkiye afete hazır olma yönünde ve afet sonrasında hızlı olma ve daha etkili müdahale yapma yönünde çok fazla çaba harcayan bir ülkedir.’ diyen Atalay, “Biz diğer kurumları birleştirerek AFAD’ı oluşturduk. Biz hepsini birleştirerek hepsinin çalışma alanlarını koordine ederek tek bir kurum haline getirdik. AFAD budur. Ancak bütün bakanlıklar, devlet kurumları, STK’lar ve ilgili kuruluşlarla koordinasyonu en etkili sağlayabilecek şekilde kurulmuştur. Finansman yönünden hiçbir sıkıntı çekmez. Biz hükumet olarak her türlü finansmanı temin ederiz. Bu manada son yıllarda doğrusu koordinasyonda çok büyük bir mesafe aldık. Kendimiz değişik denemelerle bir anlamda bunları da tecrübe ediyoruz. Yani koordinasyon da işin neresindeyiz manasında” şeklinde konuştu.
“ÖNEMLİ OLAN DEPREMLERE DAYANIKLI YAPILAŞMAYI, EN ÜST DÜZEYLERE ÇIKARMAKTIR”
Depremlerle mücadele edebilmenin en etkili yolunun iyi bir eylem planı olduğunu ifade eden Atalay, “Bütün bakanlıklarımızı ve kurumlarımızı bu eylem planını oluştururken, çalışmalarımıza etkili bir şekilde kattık. Afet yönetiminde dönüşümü gerçekleştirebilmenin detay yol haritasını da 5 yıllık 1 strateji planıyla da devreye soktuk. Bu yol haritasıyla afet yönetiminde yeni bir sistemi kurduk. Kriz yönetiminden risk yönetimine geçişi de simgeleyen bütünleşik sistem de özellikle hazırlık aşamasına çok önem veriyoruz. Müdahale ve zarar azaltma dahil hazırlık aşamasına ve afetler olmadan önce afetlerin önlenmesine yönelik tedbirlerin alınmasına bu stratejimizle çok büyük öncelik veriyoruz. Deprem zararlarının en aza indirgenmesini başarabilmenin yegane yolu, depremlere dayanıklı yapılaşmayı en üst düzeylere çıkarmanızdır” dedi.
AFAD Başkalığı ve hükumet olarak geçen sene başlattıkları çalışmayla mevcut deprem yönetmeliklerini baştan sona incelediklerini belirten Beşir Atalay, “Eksik olduğumuz özellikle yüksek binalar, sismik izolatör, ahşap yapılar konularında ülkemizin yönetmeliklerine Avrupa’nın koymuş olduğu standartlarda gözeterek adapte ediyoruz. Ümit ediyorum ki, en kısa sürede bu düzenlemenin tamamlanarak ülkemizin faydasına sunacağız. Bu çalışmamız dünya genelinde birçok ülkeye model olacak bir çalışma olur” ifadelerini kullandı.
Deprem zararlarının azaltılması konusunda sigortacılık sistemini yeniden gözden geçirdiklerini söyleyen Atalay, “Aslında zorunlu deprem sigortası ülkemizde vardı. Ancak müeyyidesi yoktu. Yani deprem sigortası yaptırmadığında bina sahibine uygulayacağınız bir müeyyide yoktu. Şuan da bunu 3 yıl önce bunu müeyyidelendirdik. Yeni bir yasayla deprem sigortası olmadıkça ne elektrik abonesi ne su abonesi olabiliyor ne de diğer hizmetleri alabiliyor. Bu şartı getirerek yeni binalarda herkesin mutlaka deprem sigortası yaptırmasını da daha müeyyideli uygulanabilir hale getirdik” diye konuştu.
24-29 Ağustos tarihleri arasında düzenlene olan konferansta, Avrupa ve Doğu Akdeniz ağırlıklı olmak üzere bütün dünyada deprem mühendisliği alanındaki son gelişmelerin tartışılması ve deprem hasarlarını en aza indirmek üzere yapılan çalışmaların değerlendirilmesi amaçlanacak.