Atso Başkanı Çetin Osman Budak:

Atso Başkanı Çetin Osman Budak:

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası(ATSO) Ocak ayı olağan meclis toplantısını geçekleştirildi. Antalya’da geçen hafta yaşanan iki afet olayına değinen ATSO Başkanı Çetin Osman Budak, sel ve fırtınada mağdur olanların zararlarının karşılanmasını istediklerini belirtti. Antalya’da afet olursa Türkiye’de enflasyon olacağını ifade eden Osman Budak, “Antalya’nın ve Türkiye’nin gündeminde taş ve mermer ocakları var. Antalya’nın çevresinde dinamit patlatmaya başlasalar, turizm kalır mı?” dedi.Toplantıda üyeler arasında 2013 yılı ile geçen yılın ekonomik durumunun değerlendirildiği ve bu yılın beklentilerinin yer aldığı anket yapıldı.
ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Budak, burada yaptığı konuşmada, anketi ve ülkenin, Antalya’nın ekonomik durumunu değerlendirdi. Ankette çıkan sonuçlara göre değerlendirme yapan Çetin Osman Budak, “2015 enflasyon beklentilerinde enflasyonun yüksek olmasını beklediklerini bekliyoruz. Hedef yüzde 5. Bizim beklentimiz yüzde 7,5 -9. Dokuz üzeri enteresan olur ama bunu da değerlendirmek lazım” dedi.
“PARİS’TE YAŞANAN OLAYLAR MANİPLASYON”
2015 yılını ümitli mutlu girdiklerini ifade eden ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Osman Budak, Paris’te yaşanan olayların manipülasyon olduğunu söyledi. Başkan Budak, Paris’teki bir olay 2015’in nasıl geçeceğini gösterdi biraz. Geçmiş yıllarda dünyanın başına terör belaydı, Paris’in göbeğinde bir katliam oldu, terörün ekonomilerin bile üzerinde olduğunu gösteren en güzel durum barış göstergesidir. Sayın başbakan Paris’e gitti, önemli bir mesajdır, dünya liderlerinin bir gün içinde orada toplanmaları, 1 milyonun üzerinde insanın o meydanlarda toplanması barış istedikleri, huzur istediklerini en yalın ifadesiydi. Burada Hz. Peygamberimize yapılmış bir saldırı var. Biz bu saldırıyı kınıyoruz aynı şekilde terörü kınıyoruz. İslam adına terör yapanların bize göre islamdan olmadığını düşünüyoruz. İslam dininde net bir dilde kardeşlik, barış özgürlük vardır, insanın insanı öldürmesi yoktur. Bunların ciddi anlamda manipülasyon olduğun düşünüyorum. Bir numaralı bela terördür Nereden gelirse gelsin. Hemen komşumuzda Suriye meselisi var, Irak var, dev bir sorun var, ateş düştüğü yeri yakar diye ama çevresini de yakıyor. Ülke ekonomisinde gelinen noktalar bunlar” dedi.
“2008 KRİZİNDEN DOLAYI DÜNYA HALEN TOPARLANAMADI”
2008 yılındaki krizden dolayı dünyanın halen toparlanamadığını ifade eden başkan başkan Osman Budak, “Krizler büyüdü, bu buhran. Bütün krizlerin arkasından büyük sosyal patlamaların olduğunu tarihte gördük. Buradaki asıl mesele bana göre yoksulluktur. Dünyadaki gelir adaletinin son derece kötü olmasından kaynaklanıyor, bozuluyor olmasından kaynaklanıyor dünyanın nüfusunun yüzde 1, hâsılasının yarısına sahip. 80 zengin dünya nüfusunun yarısının servetine sahip. 3,5 milyar insanın dünya ekonomisinden aldığı payın 80 zenginin aldığı gelire eşit. Gelir adaletinin değiştiği yerde dengeler de değişiyor, büyük krizler de yoksula vuruyor. Bireyler devlet kadar zenginler. ABD önümüzdeki günlerde bu dengeyi düzeltebilmek çalışmalar yapacak. Dünyanın en büyük ekonomisine sahip, kapitalizmin zirve yaptığı bir ülkede bu tartışılıyor. O yüzden bu terör olaylarının artarak devam etmemesini dilemekten başka bir şey yok. Bizim ülkemiz için de Fransa kadar en az İngiltere kadar en az gelişmekte olan ülkeler kadar büyük risk” şeklinde konuştu.
“2015 YILI 2014 YILINDAN DAHA GÜZEL OLACAK”
2015 yılının 2014 yılından biraz daha iyi olacağı bekleniyor. 2014, 2013’e göre daha iyi bir yıl değildi, Kredi artışı yüzde 20 büyüme var ama büyümemiz yüzde 3’te kalmış. Yatırıma gitmemişiz, borçlandırma yapmışız. 2015 yılında biz daha iyi tablo bekliyoruz. Sebepler var, petrol fiyatlarında çok sert bir düşüş var. Petrol fiyatları 45 dolarlara geldi, bunun etkisi olacak. İthalat kalemimiz enerji, petrol, doğalgaz ithal ediyoruz. Bu etkileyecek. Bunlar ümit duyduğumuz veriler. Fakat burada asıl konuşulması gereken yapısal reformlar. Eğitimde, adalette, hukuk sisteminde vergi sisteminde yapılmalı, bunlar olmadan arzu ettiğimiz büyümeye ulaşmamız mümkün değil. Bunlar olmadan büyüme beklentiniz çok yüksek beklenti olmasın. Yüzde 5’in üzerinde olmaz. Seçim döneminde yapılır mı? Masaya yatırılıp reform yaparlar mı? Seçim sonrası 4 yıllık bir sure var, reformların hazırlanışı, seçimden sonra uygulamaya geçmesini temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.
“2015 YILINDA DÜNYA ÜLKELERİ HEDEFLERİNE ULAŞAMAYACAK”
2015 yılında dünya ülkeleri hedefledikleri büyüme hızına ulaşamayacaklarını sözlerine ekleyen Çetin Osman Budak şu şekilde konuştu:
“2014’te dünya gündemini en fazla meşgul eden durum ABD’nin parasal gelişimini azaltıp, faizleri artırmasıydı. Ekonomi de yeni revizyonlar yapıldı. Dünya 2014 yılında hedefledikleri, 2015 büyümesine hedefine ulaşamayacakları büyümelerine revize ettiler, şimdiden. Bizim önümüzde onlar kadar karamsar tablo yok, 2015 yılı bizim için daha iyi olacak. Bu reformlar yapılmadan maalesef bizim ciddi yatırım yapabilecek çok ciddi sermayemiz olmayacak. Sermayesi olanlar yurt dışında inanılmaz yatırım yapmışlar, buna da iyi bakmak lazım. Bizim sanayicilerimiz sanayi yatırımına değil, inşaat sektörüne yüklenmişler. Onun için desteklenmesi gerekiyor.”
“HER MAHALLE ARASINDA BİR ZİNCİR MARKET VAR”
Perakende Ticareti Düzenleme Kanunuyla ilgili olarak Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Osman Budak, “Yerli malıyla ilgili kanun çıktı. Orta teknolojide üretilen ürünün yüzde 51 yerliyse, bunu da belgeliyorsa kamunun ihalelerinde yüzde 15’e kadar daha yüksek fiyat verebilirler, kamu kurumları bunu kabul etmek durumdalar. Atı alan Üsküdar’ı geçti demiştik, her mahalle arasında zincir market var. Ne otopark var ne de o koşullara uyuyor. Uluslararası ulusal zincir bir yere açıyor, yanına öteki açıyor esnafın yaşama ihtimali var mı, AVM’ler şehir içine yoğun bir şekilde yaygınlaşmış. Geç kalınmış bir durum. Hiç konuşulmadı bu kanun. Hiç çalışılmamış yani. Biz yıllarca eski Gümrük ve Ticaret Hayati Yazıcı ile bir taslak hazırlanmıştı, o çok iyi bir taslaktı. Onların birçok konu burada yok, hiç yoktan iyidir denilecek bir konu da yok. En çok savunan odalardan biri de bizdik, yaklaşık 15 yıldır bununla ilgili konuşma yaptık. Kentlerin imar planları buna göre düzenleniyordu, her apartmanın altında zincir marketler var. Toplu iş yerleri ile ilgili bir madde konulsun istiyorduk. Zincir marketler şu koşulları oluştursunlar diyorduk, onlar da yok, otopark şartı yok. Semt pazarları ile ilgili düzenleme yok. Yerel ürünleri yüzde 1 raf ayrılma zorunluluğu gelmiş, ruhsatlar konusunda odaların görüşlerine başvurulacak ibareleri girmiş” dedi.
“SEL VE FIRTINADA MAĞDUR OLANLARIN ZARARLARININ KARŞILANMASINI İSTİYORUZ”
Antalya’da geçen hafta yaşanan iki afet olayına da değinen ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Osman Budak, afette zarar görenlerin zararlarının karşılanmasını istediklerini vurguladı. Budak,“Tarım sektöründe geçen hafta 2 afet yaşadık, bir tanesi dondu ben çocukluğundan beri böyle bir soğuk görmedim Antalya’da. Çocukluğumda su birikintilerin donduğunu hatırlarım, 60-70’li yıllarda. Bu soğuk narenciyeyi seraları vurdu. Arkasından inanılmaz bir fırtına. İki afet arka arkaya geldi. Narenciye portakal ve mandalinalar ihraç edilebilecek durumda değil, don vurdu. Seralarda nasibini aldı. Dere yatakların sera yapılmaması lazım biz ev bile yapıyoruz. Yapılmasın diyoruz ve büyük darbeleri yedik. 2010 yılından üretim 500 bin ton artmış, ekilen alanlar artmış, gelirler arasında hiç bir fark yok. Afette zarara uğrayan diğer sektörlerin desteklenmesini ve zararlarının karşılanmasını bekliyoruz. Oradaki zarar, tarımı destekleyen firmalara da zarar veriyor. 5-6 dönüm bir seranın harap olduğunu 220 bin dönüm için belki önemli değil denilebilir, ama bir ailenin 2 dönüm arazisi gittiyse adamın bir yılı gitti” ifadelerini kullandı.
“ANTALYA’DA AFET OLURSA TÜRKİYE’DE ENFLASYON OLUR”
Çevre konusunda ise küresel ısınmanın Türkiye’de de hissedildiğini belirten Çetin Osman Budak, “Çok doğru yatırımların yapılması gerekiyor. Enerji ile ilgili elde etme şekliyle ilgili çok önemli kararlar almamız gerekiyor. Antalya’da da çok ciddi önlemler alınması lazım. Bunu da ticari ve sanayi odasında yönetim kurulu başkanı ve üyeleri yaparlar. Komiteleri istişare ederler sorunların yönetim kuruluna aktarırlar. Çevre ile ilgili politikamız belli 49 sektör var, yüzde 80’i turizmle ilişkili. Antalya’nın son 25 yılı inanılmaz şeklide büyüdü, doğası, tarihi bunlar olmasaydı Antalya bu kadar gelişmezdi. Niye Sivas’ta, Hatay’da gelişmiyor. Burada planlı yatırımlar yapıldı ama bir numarada doğa ve çevre vardır. İkincisi tarım sektörü. Tarım toprakların sahip çıkmalıyız diye bağırıyoruz. Antalya’da afet olursa Türkiye’de enflasyon olur. Zam şampiyonları tarım sektöründen çıkar o yüzde çevre konusunda en hassas olacak kurum biz oluruz. Tüm sektörleri düşünürüz” ifadelerini kullandı.
“ANTALYA’NIN ÇEVRESİNDE DİNAMİT PATLATMAYA BAŞLASALAR, TURİZM KALIR MI?”
Antalya’nın ve Türkiye’nin gündeminde taş ve mermer ocaklarının olduğunu da ifade eden ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Osman Budak, “Bu ülkenin yeraltındaki kaynakları yeryüzüne çıkarır. Bu zenginliklerle ülkemizi zenginleştirmemiz lazım. Doğal kaynakları kullanırken bunların kurallarına riayet etmiyorsak birilerinin buna müdahale etmesi lazım. En önemli olanı denetim. Arkadaşlar madeni çıkarıyorlar, oraları pırıl pırıl bırakıyorlar. Oraları yeniden ağaçlandırmıyorlar. Bu kanunları bu şekilde koyup, denetimi getirmeyen, ana başlıklarla sınırlarını çizmeyen sorumlularıdır, yasamadır. Yasamada bu konu çözülebilir. Antalya’da binin üzerinde maden ocağına ruhsat verildi. Bunun ülkeye katma değeri nedir, bin tane taş ocağı Antalya’da çalışmaya başladığını düşünün. Ruhsatı alan onu parayla satıyor. Antalya’nın çevresinde dinamit patlatmaya başlasalar, turizm kalır mı? Yeraltı zenginliklerimizi çıkaralım ama bunun koşullarını belirleyelim. Antalya için özel statüleri belirleyelim” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE’DE BİR HADİSE OLDUĞUNDA ONLARIN BASININDA YER ALIYOR”
2015 yılında en çok sorulan soruların başında Rusya’nın yaşadığı ruble krizi olduğunu dile getiren Çetin Osman Budak, Türkiye’de yaşanan olumsuz bir hadiseden sonra imajın hemen bozulduğuna dikkat çekerek, 2014 Rusya ile ilgili son 3 ayda ciddi bir düşüş yaşandı. Rusya pazarında. Ekimde yüzde 35, Kasımda yüzde 35, Aralıkta ise yüzde 38,3 düşüş var. Bu düşüş eylül ayında başlamış kendini hissettirmeye. Rusların 4’te üçü Antalya’ya gelir. Rus ziyaretçi sayısındaki değişim bu yönde. Tarımda da yaş meyve ve sebze ihracatı, Rusya yapılıyor. Bu oran yüzde 2,2 düşmüş durumda. Almanya yüzde 11 düşmüş. Hollanda da bir düşüş var, Bulgaristan, Romanya’da artış var. Rusya federasyonunda da tarımda düşüş var. Bunların ana sebebi devalüasyondur. Tüketim de azaldı. Turizm ve tarımda böyle bir tablo var. Bugünkü şartlar devam ederse bu düşüşlere hazırlıklı olmamız lazım. Ama önümüzde çok büyük bir fırsat var, 2 aylık, 2,5 aylık bir fırsat var. Paniğe gerek yok, çok güzel hizmetler var, başka pazarları zorlayalım bu açığı kapatalım. Fiyatların düşmesi sayı düşmesinden daha tehlikeli. Asıl mesele diğer pazarlarda imaj çalışması yapılmalı. İmajımız çok bozuldu, turist aldığımız ülkelerde inanılmaz ölçüde bozuldu. Türkiye’de bir hadise olduğunda onların basınında yer alıyor, bundan da son derece etkileniyor insanlar. Demokrasiye ve özgürlüklere çok hassaslar, olumsuz bir haber gördüklerinde tatil kararlarını değiştiriyorlar. Kısa süre içinde imaj konusuna bizlerin hükümetimizin, bakanlıklarımızın yoğun bir şekilde çalışması gerekiyor ki, yüzde 80 ticaret yapan tüm sektörleri ilgilendiriyor” ifadelerini kullandı.