Bakan Taner Yıldız: "kıbrıs’ta Kaynaklar Her İki Toplum Tarafından Adilane Paylaşılmalı"

Bakan Taner Yıldız: "kıbrıs’ta Kaynaklar Her İki Toplum Tarafından Adilane Paylaşılmalı"

Enerji Bakanı Taner Yıldız, Kıbrıs’ın doğal kaynakları ile ilgili olarak, "Irak için söylediğimiz Irak’ın tamamı tarafından petrol gelirlerinin paylaşımı tezinin benzer şekilde Kıbrıs tarafından da her iki toplum tarafından adilane paylaşımına yönelik tezimiz var. Bu yeni bir konu değil. Ancak çıkarttıkları varlığı paylaşabilirler ve her iki toplumun da refah seviyesini arttıracak bir yapı kurgulanabilir" dedi.
Enerji Bakanı Taner Yıldız, “Atlantik Konseyi 2014 Enerji ve Ekonomi Zirvesi” kapsamında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hakan Dinçyürek ile kahvaltıda bir araya geldi.
İki bakan kahvaltının ardından basın mensuplarının karşısına geçerek açıklamalarda bulundu.
Enerji Bakanı Taner Yıldız, Dinçyürek ile KKTC ile alakalı özellikle madencilik alanında yapılabilecek işleri değerlendirdiklerini belirterek “Bununla ilgili daha önce MTA’nın oradaki jeolojik yapılanma ile alakalı yaptığı araştırmalara ek olarak gerek insan kaynakları açısından, gerekse bilgi transferi açısından karşılıklı bir işlem tesis etme kararı aldık. Yalnızca madencilikle alakalı değil, aynı zamanda enerji temini ile alakalı çevre hassasiyetlerini konuşma imkanına sahip olduk” şeklinde konuştu.
KKTC Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hakan Dinçyürek ise, kahvaltılı toplantıda durum tespiti yaptıklarını anlatarak, “Bundan sonra yapabileceklerimiz konusnudna bir mutabakatımız var. Yakın tarihte bu mutabakatımızı bir protokole bağlayıp bu protokol çerçevesinde ileriki günlerdeki yol haritamızın netleşmesini sağlayacağız. İhtiyaç duyduğumuz her konudaki taleplerimizin olumlu karşılanmasından son derece mutluyuz” ifadelerini kullandı.
“KIBRIS’TA KAYNAKLARIN HER İKİ TOPLUM TARAFINDAN ADİLANE PAYLAŞIMINA YÖNELİK TEZİMİZ VAR”
İki Bakan, basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Enerji Bakanı Taner Yıldız, ABD Enerji Bakanı’nın Doğu Akdeniz’deki doğalgaz kaynaklarından elde edilecek gelirin Kıbrıs’ta iki toplu arasında dağıtılması yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine şunları söyledi:
“Biz her zaman enerjinin bir barış gerekçesi olduğuna inandığımız söylemiştik. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. KKTC ile beraber yaptığı protokol çerçevesinde Kıbrıs’ın bütün ruhsatları ile alakalı bir üretim paylaşım modeli ve servis anlaşmalarını da ihtiva eden bir anlaşması var. Bu anlaşma çerçevesinde uluslararası hukuka aykırı olmayan ve bir hukuk devleti olarak yapacaklarını yapmaktadır. Biz tutarlı olmak zorundayız. Dün Irak için söylediğimizin, Irak’ın tamamı tarafından petrol gelirlerinin paylaşımı tezinin benzer şekilde Kıbrıs tarafından da ABD’li Bakanın söylediği gibi her iki toplum tarafından adilane paylaşımına yönelik tezimiz var. Bu yeni bir konu değil. Ancak çıkarttıkları varlığı paylaşabilirler ve her iki toplumun da refah seviyesini arttıracak bir yapı kurgulanabilir. Biz bu maada doğruyu savunduğumuz için sıkıntı çıkacağı kanaatinde değiliz”
“KIBRIS ETRAFINDAKİ DOĞAL KAYNAKLARIN HER ZERRESİNDE HAKKIMIZ VARDIR”
“Kıbrıs’ın etrafındaki doğal kaynakların potansiyeli ne olursa olsun az ya da çok her zerresinde KKTC’de yaşayan her bireyin hakları vardı” diyen Hakan Dinçyürek ise, “Bu haklarımızdan bir adım geriye gitmemiz düşünülemez. Biz kendi haklarımızı sonuna kadar savunup masadaki müzakerelerde yapıcıyız. Elimizi anlaşmasının yönünde uzatmış durumdayız. Masadan kalkan taraf biz değiliz ama anlaşmanın içeriğinde haklarımızı teslim etmek, hele hele doğal kaynaklar gibi bir noktada geri adım atmamızı kimse beklemesin” ifadelerini kullandı.
“NE ZAMAN SONUÇ ALICI NOKTAYA GELSEK GÜNEY KIBRIS BİR BAHANEYLE MASADAN KALKTI”
Dinçyürek Güney Kıbrıs’ın tavrının sorulması üzerine ise şöyle konuştu;
“Ne zaman Kıbrıs’ta sonuç alıcı bir noktaya geldiysek Güney Kıbrıs ya bir bahaneyle masadan kalktı, ya da ‘hayır’ dedi. En somut örneği Annan planının oylamasıdır. Son günlerde yine masadan kalkmasını dikkate alırsanız BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs’a temsilci atayarak son viraja girme hazırlıklarının yapıldığı bir dönemde bize göre haklı gerekçeleri olmamasına rağmen masadan kalkmak için sismik araştırmalar bahane edilmiştir. Bunlar ne o tarihte ilk kez yapıldı ne de son kez olacaktır. Geçmişte de uzun yıllar ortak çalışmalar Türkiye ile yapılmıştır. Bunların sadece masada siyasi manevralar olduğuna inanıyorum. Herkesin kabul ettiği gerçek vardır. Biz Kıbrıs’taki doğal kaynakların ortağıyız, hakkımız vardır”