Bakan Yazıcı: “11. Cumhurbaşkanlığı Seçiminde Şapkasini Alıp Gidenler Vardı”
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, 11. cumhurbaşkanlığı seçimlerinde birçok kesimde sessizlik olduğunu belirterek, "Şapkasını alıp gidenler vardı. Ama biz ne şapka aldık, ne gittik. Kamuoyunun karşısına çıkarak açıklama yaptık” dedi.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Üsküdar Belediyesi Sosyal Tesisleri’nde Karadenizli Dernek üyeleri ve partililerle bir araya geldi. Yazıcı, burada yaptığı konuşmada, AK Parti iktidarı öncesi Türkiye’nin durumu ile ilgili bilgi vererek, “2000’li yıllarda Türkiye milletin refahı ile alakalı konularda ekonomik gücü itibari ile hatıralarda kalan sözcüklerden en önemlisi 70 sente muhtaç bir Türkiye’ydi. Bunu yaşı müsait olanlar hatırlayacak. Türkiye 70 sente muhtaçtı. Bugün gazetelerde okuyorsunuz. Arjantin iflas etti. Neredeyse Türkiye o seviyelere yaklaşmış bir Türkiye idi. En çok tartışmalı konulardan biri de Cumhurbaşkanlığı seçimleriydi. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin çoğunda tartışmalar olmuştur” dedi.
“BİZ NE ŞAPKA ALDIK, NE GİTTİK”
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesi sırasında yaşanan sorunları da anlatan Yazıcı, “Bu süreçte birçok kesimde sessizlik olmuştu, Hani şapkasını alıp gidenler var. Ama biz ne şapka aldık, ne gittik. Kamuoyunun karşısına çıkarak açıklama yaptık ve duruşumuzu koruduk. Ve bu gücü milletten aldık. Dün herhangi bir şey olduğunda siyasal sorumluluğu olmayan ama racon kesmeye çalışan kurum ve kuruluşlar, bugün var mı? Yok” şeklinde konuştu.
Yazıcı, “Sosyal hayatın örgütlü olması demokrasinin göstergesidir. Dernekler olacak, Vakıflar olacak, Meslek kuruluşları olacak. Cemaatler olacak. Ama herkes kendi alanında olması lazım. Herkes bulunduğu ortam içerisinde yetki kullanıp işlev icra edecek. Sosyal hayat içerisinde yer alan bu unsurlar elbette ki siyasi kadrolara destek verebilir, eleştiri de yapabilir. Ama hükümetin parlamentonun siyasi iktidarın ya da devletin ortağı olamaz. Bunların sahibi millettir. 77 milyonun tamamıdır. Vakıf dernek veya cemaat bunlara mensup olan insanlarımız kamu yönetimi içerisinde görev icra edenlerin uyacakları prosedür diğer bireyler için ne ise onlar içinde odur. Kanunlara uyacak, kurallara uyacak. Emir alacağı kişi onun hiyerarşik yapıya göre üstündeki amirlerdir. Siz bunlara uymuyor başka yerden emir alıyorsanız başka yerlerden aldığınız emirlerle hareket ediyorsanız, faaliyetinizi ona göre yürütüyorsanız, kamuoyu içerisindeki hiyerarşik amiriniz sizin için önemli değil sorumluluğu olmayan başka insanlar sizin amiriniz konumunda ise bunun kabul edilebilir hiçbir tarafı yoktur. İşte biz askeri vesayeti devlet içindeki kurumların görev ve yetki alanları dışına çıkmak suretiyle gerçekleştirdikleri mühendislik projelerini tavsiye ederken bu defa da toplumsal ayakta böylesi bir mühendislik projesi ile karşı karşıya geldik. Şimdi bununla mücadele ediyoruz. Hiç duraksamadan hukuk dışı bu toplumsal mühendislik projeleri ile kararlı bir şekilde mücadelemizi sürdürüyoruz. Bu ilkelere yabancı tüm unsurlar elbette ki devre dışı kalacaktır” diye konuştu.