BAŞBAKAN DAVUTOĞLU’NDAN, KILIÇDAROĞLU’NA “KOKARÇAY” GÖNDERMESİ
Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Genel Müdürlük yaptığı dönemde kurumun her yerinden kokular yükseldiğini söyleyerek, “Her yer kokuyordu akan bir tek yer vardı oda yolsuzluk kanallarıydı” dedi.
Başbakan Davutoğlu bugün beraberindeki Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa Birliği Bakanı Volkan Bozkır, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı. Lütfi Elvan, Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu ve eşi Sera Davutoğlu ile birlikte partisinin Afyonkarahisar 5. İl Kongresine katıldı. Gerçekleştirilen kongrenin açılışında konuşan Başbakan Davutoğlu, konuşmasında AK Parti’nin iktidara geldiği 2002 dönemini hatırlatarak, gelinen noktaya işaret etti. Konuşmasından Afyonkarahisar’ın Emirdağ İlçesinde de yaşayan Bediülzaman Said Nursi’yi ve Kurtuluş Savaşı şehitlerini selamlayarak başlayan Başbakan Davutoğlu, 12 yılda Türkiye’nin geldiği noktaya hamdettiğini kaydetti. Gelinen noktanın Türkiye için bir başlangıç olduğunu ifade eden Başbakan Davutoğlu, “Hiçbir kibir olmadan, aşırı bir şekilde özgüvene kapılmadan ama özgüvenimizden taviz vermeden hamdederek diyoruz ki 12-13 yıldır kutlu yürüyüşümüze devam ediyoruz. Bizim için bu bir başlangıçtır bu yürüyüş 2013-20153- 2071’e doğru müneffer bir yürüyüş olarak devam edecek. Nereden nereye geldik Afyonlular. Sizin çok iyi bildiğiniz bir konuyu anlatacağım. Afyon’da bir çay vardı biliyorsunuz adı Kokarçay’dı, oldu mu Akarçay? Oldu. Afyonluların çok iyi bildiği bu örnekle anlatmak istiyorum. Kokarçay Afyon’a kötü kokular veriyordu, değil mi? Sürekli olarak etrafta rahatsızlık uyandırıyordu, ama ıslah ettik ve onu Akarçay yaptık. Türkiye 2001’de biz AK Partiyi kurduğumuzda Kokarçay’dı verdiği kokular ülkeyi rahatsız ediyordu. Hortumlar Kokarçay’ın o pis kokusu gibi hortumlanan bankalar etrafa pis kokular veriyordu. Demokrasi kokmuştu. Ülkenin Başbakanı ülkenin Genelkurmay Başkanın’dan bahsederken eliyle apoletleri işgal ederek sembol dili kullanıyordu. Milli irade yerle bir olmuştu. Ülkenin hükümeti iki ayda bir toplanıyordu o toplantılarda da karar almıyordu, alamıyordu. Kim karar alıyordu, siyasi olursa Milli Güvenlik Kurulu ve işaretle anlatılan çevreler, ekonomik olursa IMF karar veriyordu. Türkiye’de de bir siyaset oyunu oynanıyordu. Islaha ihtiyaç vardı, aynen Kokarçay’ın Akarçay’a dönmesi gibi biz o günlerin Türkeyisini ıslah ettik, milli iradeyi egemen kıldık. Artık Akarçay gibi etrafına güzel kokular veren, baktığını zaman size huzur veren bir Türk demokrasisi var. Şerefli Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) vazifesini en iyi şekilde yapıyor. Her hafta hem ben hem de Cumhurbaşkanımız, genelkurmay Başkanımızla bir araya gelip milli iradeye bağlı olarak savunma sanayimiz ne olacak, güvenlik risklerimizi nasıl yeneriz diye baş başa konuşuyor, planlamalar yapıyoruz. Bu demokraside sembol dili yok artık. Bu demokraside herkesin kendi, görevini en iyi şekilde yaptığı gerçek bir iş birliği, güç birliği ve en önemlisi milli irade birliği var” diye konuştu.
“KILIÇDAROĞLU’NUN SGK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YAPTIĞI DÖNEMDE HER YER KOKUYORDU”
Başbakan Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na göndermelerde bulunduğu konuşmasına şöyle devam etti:
“O dönemlerde hatırlıyorsunuz, Kokarçay Türkiyesi’nde IMF Türkiye’yi yönetiyordu. Bir IMF memuru geliyordu, Bakanlar Kurulu hizaya girip, o İMF memuru talimatlar verip kararlar çıkarıyordu. Türkiye’de kriz olunca Amerika’dan bakanlar geliyordu. Şimdi Türkiye gelen IMF memuru var mı? İMF memuru geliyor, teşekkür etmek için geliyor. Niçin teşekkür ediyor? Çünkü IMF’ye borç veren bir Türkiye var. İşte Kokarçay’dan Akarçay’a Türkiye manzarası. Hasta adam diye adına yazılar yazılan hani Osmanlı’nın son döneminde olduğu gibi Türkiye parçalandı parçalanacak, ekonomi iflas etti edecek denilen bir dönemden, yeni bir döneme gelen Türkiye var işte biri Kokarçay, biri Akarçay. Aktıkça biz ıslah ediyoruz, aktıkça Türkiye’ye, dünyaya umut saçıyoruz. Afyon Bu kutlu yürüyüşün başladığı yer.
Yine o dönemlerde hatırlarsanız esnaflarımızın, Sosyal Güvenlik Kurumumuzun (SGK) halini. Kılıçdaroğlu’nun SGK Genel Müdürlüğü yaptığı dönemde her yer kokuyordu. Akan bir tek şey vardı, oda yolsuzluk kanalları akıyordu. Başka bir şey akmıyordu. Ama şimdi SGK Türkiye’nin bütün bütçe dengeleri açısından ve ekonomik parametrelerde akan, çağlayan, fışkıran yükselen bir ekonominin istatistiklerini veriyor. İşte aramızdaki fark bu. O dönemde ülkenin iflas noktasına geldiği dönemde esnaflar Başbakan’ın önüne yazarkasa atıyordu. Ama şimdi esnaf kardeşlerimizin hayatı bereketlendi, bir araya geldiğimiz onlara müjdeler verdim. İşte yükselen Türkiye bu. Akarçay Türkiyesi bu.”
“TBMM’NİN KAPILARINI BAŞI AÇIK, BAŞI KAPALI VATANDAŞLARIMIZA BİZ AÇTIK”
Konuşmasında başörtüsü yasağının kaldırılmasına da değinen Başbakan Davutoğlu, “O Kokarçay Türkiye’si döneminde zulüm vardı. Başörtülü kardeşlerimizi üniversite önlerinde ızdırap çekiyordu, ikna odaları vardı. Eğer İmam Hatip mezunu iseniz kapılar, okullar size kapanıyordu. Adım adım o zulüm kapılarını biz kapattık. Önce üniversiteleri, sonra kamuyu ve en sonunda TBMM’nin kapılarını başı açık, başı kapalı vatandaşlarımıza biz açtık. İşte Akarçay Türkiye’si bu. Güzel kokuların, kardeşlik kokularının, barış kokularının yükseldiği Türkiye bu. Herhangi bir kardeşim şu veya bu gerekçe ile inancı, düşüncesi, etnik kökeni ve örfi dolayısı ile bir ayrımcılığa tabii tutulursa onun başvuracağı kapı bizim kapımızdır. Bir daha bu ülkede hiçbir vatandaşımız düşüncesi, inancı, adeti, örfi dolayısı ile tahkir edilemeyecek. Bizim bütün bir milleti bütünleştirmek için yola çıktık” dedi.