Başbakan Erdoğan Hatay'da
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Kim rahatsız olursa olsun İsrail terörünü eleştirmeye, Filistin'i savunmaya devam edeceğiz” dedi.
Başbakan Erdoğan, Hatay’da İtfaiye Müdürlüğü önündeki alanda halka hitap etti. "Buradan namlusu Ramallah'ı, Kudüs'ü, özellikle de Gazze'nin yiğitlerini, kahramanlarını selamlıyorum. Rabbim, bütün o mazlumların yar ve yardımcısı olsun" diyen Erdoğan, "Rabbim, mübarek Ramazan gününde oruçlarını ölümle, şehadetle açan o mazlumlara sabır, tahammül ve dayanma gücü nasip etsin. Allah, tüm Müslümanlara kardeşlik hukukunu hatırlama, akıllarını başlarına alıp zulme karşı itiraz etme gücü nasip etsin. Irak'ta, Suriye'de, Filistin'de, Mısır'da zulmün altında inim inim inleyen kardeşlerimize Allah merhamet etsin" şeklinde konuştu.
Bazı illerde miting yaptıklarını, Ankara'da, İstanbul'da kapalı saha toplantıları yaptıklarını anlatan Başbakan Erdoğan şöyle devam etti:
"Biz milletimizle birlikteyiz. Biz milletimizin içindeyiz. Muhalefet inanın şu 10 Ağustos bir geçse de bu işten kurtulsak diyor. Muhalefet bu. Cumhurbaşkanlığı seçimi, bu CHP'ye, MHP'ye büyük dert oldu. Çünkü kaybederlerse bunun bedelini ağır ödeyeceklerini biliyorlar. Taban şimdiden kaynıyor. Taban kendilerine dayatılan adaya itiraz ediyor. Taban, bizim içimizden bir aday çıkaramadınız diyor, isyan ediyor. CHP-MHP'nin ortak adayı, ithal adayı dün kendisini destekleyen partilerin 9'a yükseldiğini söylüyor. Gerçekten bu işten çok uzak. Bu işi hiç mi hiç bilmiyor. CHP ve MHP'yi bir kenara koyun, 7 partinin oy oranı ne, yüzde 1'e bile ulaşmıyor biliyor musunuz. Her zaman söylüyorum ya 40 çürük yumurtadan bir sağlam yumurta etmez. Fakat, enteresan bir şey daha var. Bakın bu partilerin ismini saymıyorum ha. Niye, çünkü bir tanesi Sosyalist İşçi Partisi, bir tanesi Devrimci Halk Partisi, bu ortak adayı destekleyeceklerini açıklamış. Bunların ismini saymıyorum, çünkü sayarsam MHP tabanının, BBP tabanının bunlardan ciddi şekilde rahatsız olacağını biliyorum. Allah aşkına şu MHP'nin haline bakın. Sosyalist İşçi Partisi'ni çatısının altına aldı. MHP Genel Başkanı susuyor ama biz susmayacağız. O saklanıyor ama biz onu unutmayacağız. Şimdi çıksın aynı çatının altına girdiği bu partilerle işbirliğini tabanına açıklasın. Bu MHP Genel Başkanı inanın en zavallı, en acınası günlerini yaşıyor. Getirdiler dışarıdan bir aday dayattılar. MHP boynunu büktü. Sorgusuz sualsiz bu adayı kabullendi. Şimdi toplumda hiçbir karşılığı olmayan marjinal partilerle yol arkadaşlığı yapmak zorunda kaldılar. MHP buna itiraz edemez, çünkü MHP bütün iradesini CHP'ye, Pensilvanya'ya kiralamış durumda. Ama benim MHP'li kardeşim buna çok güçlü şekilde itiraz edecek buna inanıyorum. İnşallah benim MHP'li kardeşim tıpış tıpış değil, kendi iradesiyle sandığa gidecek bu MHP yönetimine gereken cevabı orada verecektir. Bu tespih taneleri gibi dizilen partilere dikkat edin. Bunların tamamı eski Türkiye partileri. Bunların tamamı statüko partileri, değişim istemez. Türkiye'nin büyümesini istemez, aktif öncü ülke olmasını istemez. Bunlar reform istemez, demokrasi istemez, büyük ekonomi istemez."
“BÜYÜK ENGELLERE RAĞMEN BİZ BU YENİ TÜRKİYE'Yİ İNŞA EDİYORUZ”
12 yıl boyunca tüm mücadelelerinin Türkiye'nin büyümesi için olduğunu söyleyen Erdoğan, "12 yıl boyunca demokrasinin standartlarını daha da yüceltmek, toplumsal barışı güçlendirmek için mücadele ettik. Türkiye'yi dünya ve bölgesinde aktif, öncü lider bir ülke yapma mücadelesini verdik. Karşımıza çok büyük engeller, darbe senaryoları çıkardılar. Aştık. Çeteler mafya çıktı, onlara da gereken cevabı verdik. Komplolarla önümüzü kesmek istediler, hepsini geride bıraktık. Biz yeni Türkiye'ye inandık. Yeni Türkiye nedir? Yeni Türkiye, kardeşliktir. Yeni Türkiye, dayanışmadır. Yeni Türkiye, büyük ekonomidir. Yeni Türkiye, öncü ülkedir. Büyük ülkedir. Parası, bayrağı, pasaportu, itibarlı ülkedir. Büyük engellere rağmen biz bu yeni Türkiye'yi inşa ediyoruz ve inşallah milletimizle birlikte inşa etmeyi sürdüreceğiz" dedi.
Reyhanlı'da 53 kişinin alçakça bir saldırıda şehit edildiğini belirten Erdoğan şunları kaydetti:
"Bu saldırıda dışarıdaki alçaklar kadar içerideki hainler de vardı. Kim vardı bu rolün içinde CHP vardı. Sınır şehirlerimizde bu tür provokasyonları defalarca denediler. Sınır kapılarımızda Hatay'ın içinde farklı yaşam şartlarına sahip kardeşlerimizi tahrik ederek sorun çıkarmak istediler. Amaçları yeni Türkiye'yi engellemekti ama Hataylı kardeşim bir oldu, beraber oldu, sabretti, bu alçakça provokasyonu aştık. Şunu bilmenizi istiyorum. Biz, Ortadoğu'daki çatışmaların hiçbirinde taraf değiliz. Mezhepler arasında tarih boyunca tarafsız olduk. Bugün de taraf tutmuyoruz. Dinler arasında tutmadık, bugün de tutmuyoruz. Biz, tarafız. Nerede? Biz, hakkın tarafındayız. Sadece adaletin, barışın tarafındayız. Biz Irak'ta herhangi bir mezhebi, herhangi bir örgütü değil, sadece hakkın, sadece mazlumların yanındayız. Kardeşlerim, yok Şia, yok Sünni. Ben Şia’nın ileri gelenlerine şunu söyledim; ‘Bırakın şu Şialığı, Sünniliği biz Müslüman değil miyiz?’ Öyleyiz. O zamana bu ölümler niye? Şu Suriye’de 200 bin insan öldürüldü. Siz bu öldüren adama hala katil gözüyle bakmıyorsunuz. Bu Esed denen katili hala nasıl savunursunuz? Mezhep aşkına bir katil savunulabilir mi? Onun yanında olabilir mi? Ama Kılıçdaroğlu gibiler oldu. Olur. Çünkü onların bakışı başka, bizimki başka. Suriye’de CHP'nin yaptığı gibi zalim Esed'in değil halkın, hakkın, adaletin, mazlumların yanındayız. Ortadoğu'da özellikle Irak ve Suriye'de zulmün sona ermesini, kardeş kavgasının bitmesini ve halkların huzur bulmasını istiyoruz. Bunu temin etmek için de imkanlarımız dahilinde elimizden geleni yapacağız."
"YARIN BİZE ENSAR OLMANIN ŞEREFİ KALACAK"
3.5 yıldır Suriyelilere kapıları açık tuttuklarını, bunun Hatay, Kilis, Ankara ve İstanbul gibi büyükşehirlerde belli bazı sorunlar doğurduğunu bildiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, "Dost, zor zamanda belli olur. Bombalardan kaçan bu insanlara, eğer biz kapımızı açmazsak, yarın aynı şeyle biz baş başa olursak ne olacak? Biz öyle bir ecdadın torunlarıyız ki ta Hint yarımadasında zulme uğrayan bir avuç insan için donanma göndermiş bir ecdadın torunlarıyız. Osmanlı’nın torunu olmak kolay değil. Kardeşlerim, tarihi bir sorumluluğumuz var, bunun gereğini yerine getiriyoruz. Kardeşlik işte bu zor zamanlarda ortaya çıkıyor. Ensar olmak fedakarlık demektir. Ensar olmak sofrasındaki ekmeği muhacirle paylaşmak demektir. Suriye'deki bu zulüm ilelebet devam etmeyecek. Er ya da geç Suriyeli misafirler evlerine dönecekler. İşte o zaman bize, Ensar olmanın gururu kalacak. Yüzyıllarca devam edecek bir kardeşliğin temelleri daha da güçlenmiş olacak. Esed yanlıları ve onlarla beraber CHP'liler ise çeşitli şehirlerimizde provokasyon yapmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Sakın aldanmayalım, bu tuzağa düşmeyelim. Yarın bize Ensar olmanın şerefi, onlara yaptıkları provokasyonların utancı kalacak" dedi.
"FİLİSTİN'İN HAKLI DAVASINI DESTEKLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ"
Filistinlilerin Ramazan ayında zulme maruz kaldığını, İsrail'in bir yandan Gazze'ye acımasızca vurduğunu, diğer yandan bölge barışını, dünya barışını dinamitlediğini ifade eden Erdoğan şunları dile getirdi:
"Kumsaldaki oynaşan çocukları vuruyorlar. Şimdi soruyorum ey Amerika neredesin, ey Rusya, ey Batı neredesin, ey dünya neredesin? Sesleri çıkıyor mu? Bakın şuana kadar Türkiye gibi, Katar gibi, Şili, Venezuela, Ürdün gibi ülkelerin dışında son olarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde Çin'in de olduğu açıklamalarını gördüm, İsrail'e gereken net tepkiyi gösteren devlet olmadı. Ama ülkelerin yönetimleri sussa da halklar susmuyor. İşte Londra'da halklar ayaklanıyor. Paris'te izin vermedikleri halde halk kalkıyor ayaklanıyor. New York'ta öyle. 100'ü aşkın ülkede halklar ayaklanıyor. Avrupa'da çok büyük gösteriler yapıldı. Türkiye'de de çok büyük protestolar yapıldı, yapılıyor. İstanbul mitingimiz inşallah bunun finali olacak. Ağırlıklı olarak İstanbul'da, inşallah Anadolu yakasında 1 milyon 250 bin metrekarelik alanda inşallah o dev mitingimizi yapacağız. İsrail her zamanki gibi Filistinlileri acımasızca katledeceğini, karşısında hiçbir tepki görmeyeceğini sanıyor ama dünya halkları artık bu zulme, gaddarlığa tepki gösteriyor. Şu hale bakın Gazze'ye ölüm yağdırıyor, bazı İsrailliler ise seyir terasından film izler gibi bombaları izleyip alkış tutuyor. Hatta bir gazeteci CNN'in muhabiri, bundan şikayet edince onu tehdit ediyorlar. CNN yönetimi de onu alıyor, İsrail parlamentosunda ‘Bütün Filistinli anneler ölmeli’ diyen o kadın milletvekiline tepki yok dünyadan. Türkiye'deki kadın örgütlerinin bir kısmına da sesleniyorum. Sizin sesiniz niye çıkmıyor? Yoksa Kılıçdaroğlu'ndan izin mi alamadınız, Bahçeli'den izin mi alamadınız? Filistinli çocukların ölmesine karşı tepki yok. Gazze hastanelerinde yaşanan drama tepki yok. Kardeşlerim, zaman zaman yaşananları Hitler zulmüne benzetince bana tepki gösteriyorlar. Allah aşkına İsrail'in yaptığının Hitler'in yaptığından ne farkı var? Niye rahatsız oluyorsunuz? Aslında İsrailliler benim bu benzetmemden memnun olmaları lazım. İsrail yönetimi Hitlerin sizin atalarınıza yaptığından daha beterini siz Filistin'e yapıyorsunuz. O nasıl bir soykırımsa senin yaptığın daha büyük soykırım. Kadın parlamenterin söylediğinin Hitler zihniyetinden ne farkı var? Ne diyor, 'Müslüman bir hamile kadını kurşunlamaktan çekinmeyin' diyor. 'Aynı anda 2 kişiyi öldürmüş olacaksınız' diyor. Hamileye kurşun sıkmaktan bahsediyor ya kadına bak. Bu alçaklık neyle izah edilebilir? İçeride, İsrail'e tek çift laf söyleyemeyenler AK Parti hükümetini eleştirip aradan savuşmaya çalışıyor. Şimdi dışarıdan bunu yapanlar çıkıyor, İsrail'e söz söyleyemeyenler bizi eleştirip konuyu kapatmaya çalışıyorlar. Biz Hitler zulmüne elbette karşıyız, antisemitizme karşıyız ama herkes bilsin ki biz Hitler'in izinden giden İsrail gibi terör devletlerine de karşıyız. Antisemitizme karşı olduğumuz kadar İslamafobiya’da karşıyız. Onun için hakkı en yüksek sesle haykırmaya devam edeceğiz. Kim rahatsız olursa olsun İsrail terörünü eleştirmeye, Filistin'i savunmaya devam edeceğiz. Yeryüzünde vicdanların harekete geçmesi için ne gerekiyorsa onu yapmaya devam edeceğiz. CHP, MHP susuyor ama biz susmayacağız . Ne yapıyorlar, Gazze'ye başsağlığı dileyip hükümeti eleştiriyorlar, İsrail'e bir söz söyleyemiyorlar. Dün Pensilvanya'daki zat, Gazze için taziye yayınlamış. Sevsinler seni. İsrail'e bir tek söz var mı? Eleştiren tek bir cümle var mı? Yok. Dün Ordu'da da söyledim. İpini elinde tutan efendisine elbette söz söyleyemez."