Başkan Ercengiz, "hoşgörü İçinde Yaşayacağız"
Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, Uzak Doğu gezisinin ardından gazetecilerle buluştu.
Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, geçtiğimiz hafta Burdur Belediye Meclisi kararı ile kabul edilen İçkili Yer Bölgelerine ilişkin yer alan haber ve kulis konuşmalarını değerlendirdi. Belediye Meclisi toplantısına, BAKA’nın aylar önce planladığı bir Uzak Doğu gezisi sebebiyle katılamadığını vurgulayan Başkan Ercengiz, "Bir kere her şeyden önce bir algıyı düzeltmemiz gerekiyor. BAKA’nın daha önceden bir organizasyonuna katılmak üzere aylar öncesinden planladığı bir geziye katıldık. Bu geziye Isparta Valisi, Burdur Valimiz, TSO Başkanları, İl Genel Meclisi Başkanları ile 10 kişilik bir grup katıldık. Yaptığımız araştırma gezisinde zaten biraz önce de bahsettiğim gibi yüksek teknolojinin şehircilikte nasıl kullanıldığı beni daha çok ilgilendiriyordu, bir de bölgemize neler getirebiliriz, bölgemize nasıl bir katkı sağlayabiliriz bununla ilgili gözlemler yaptık. İçkili yer bölgesi ile ilgili gündem maddesi ise Temmuz ayında getirildi, Ağustos ayında komisyona havale edildi. Eylül ayında da emniyetten gelecek kararla karara bağlanacaktı. Ben bu karar alınırken de burada olabilirdim ama önceden planlanmış bir seyahat ve fuar olduğu için BAKA’nın resmi gezisi olduğu için oraya katılmak zorundaydım" dedi.
İçkili yer bölgelerinin kabul edildikten sonra gündemde yer alan yorumları değerlendiren Ercengiz, Burdur’da eskiden olduğu gibi yeniden hoşgörülü bir normalleşme süreci yaşadığını dile getirdi. Antalya, İstanbul ve Denizli Büyükşehir Belediyelerini örnek gösteren Başkan Ercengiz, Burdur’un turizm şehri olması yolunda tek bir içkili yer bölgesi olamayacağına işaret etti.
Burdur’da herkesin hoşgörü içinde yaşaması gerektiğinin altını çizen Başkan Ercengiz şöyle konuştu:
"İçkili yer bölgesine gelince, normalleşmekten söz ediyoruz. Her ortamda normalleşiyoruz. Peki nasıl normalleşiyoruz? İnsanların tercihidir, insanlar alkol de alabilir, almayabilir. Kimse kimseye zorlama yapamaz ama eğer böyle bir tercihi varsa bunu da ilimiz sınırları içinde yapmayı talep ediyorsa, biz Burdur Belediyesi olarak bu insanlara da hoşgörülü bakmak zorundayız. Bir kere ekonomik girdilerinin yanında ikincisi ve asıl önemli olanı bence kent kültürüne koyduğu katkıdır. Deniyor ki ‘cinayetler, yaralamalar olabilir’. Bunun kesinlikle alkolle ilgisi yoktur. Siz belli bir bölgeyi insanları tecrit ederseniz, o bölgeye belli insanların gitmesi için belli bir yönlendirmeyi sağlarsanız, bakın şu anda Oluklaraltı Mahallesi’nde yaşayan vatandaşımız şikayetçidir çünkü tecrit edildi. İçkili yer bölgesi olarak tecrit edildi, içkili yer bölgesi olmaktan çıktı, tamamen tabiri caizse batakhane, pavyon görüntüsünde yerler oldu. Bunları kabul etmiyoruz. Diyoruz ki ‘Biz turizm şehri olacağız’. Peki yarın bir turist geldi, şunu söyleyebilir misiniz; ‘Kusura bakmayın biz şehrimizde alkol vermiyoruz. Göle gidin falanca yere Susamlık’a gidin, Isparta’ya gidin, Antalya’ya gidin’. Böyle bir şey söyleyebilir misiniz? Eğer hedefleriniz içinde turizm şehri olmak varsa turizmin gereklerini de yerine getirmek zorundasınız."
İçkili yer bölgesi ile ilgili yapılması gereken en önemli hususun, içkili mekan açılma kriterlerini doğru belirlemek olduğunu söyleyen Ercengiz, "Hem kent halkını rahatsız etmeyen hem de kente hizmet eden, hizmet ederken de kentin mütedeyyin kesimini de rahatsız etmeden insanların birbirine müdahale etmediği hoşgörü içinde birbiriyle vakit geçirebildiği mekanlar oluşüturmaktır. Asıl derdimiz budur. Gidin bugün Ankara Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Antalya Büyükşehir Belediyesi, Denizli Büyükşehir Belediyesi, tamamı da şu anda Adalet ve Kalkınma Partisi’nin belediyesidir. Şu anda İstanbul’da alkolün alınmadığı semt var mı? Yok. Ankara’da var mı? Yok. Antalya’da var mı? Yok. Yerleri biz doğru belirleyeceğiz ve gerekirse şunu da yapmak zorundayız, içkili mekanı açan işletmeci arkadaşlarla birlikte Burdur Belediyesi olarak gerekirse problem ve güvenlik zaafı oluşturacaksa, güvenliği de özel güvenlik şirketleri aracılığıyla hem istihdam yaratmak hem de şehri bir değer katmak amacıyla özel güvenlik şirketleri ile bunları yapacağız. Kimse rahatsız olmasın, kimsenin hayatına müdahale olmayacak. Kimse de alkol alınmasından dolayı rahatsız olmasın. Bu şehirde 30 sene önce bu kültür vardı. Burdur Restoran, Emniyet Restoran vardı. Gençlerimiz bilmez ama yaşlılarımız, büyüklerimiz bilir, Burdur’da kent bölgesi içinde içkili yer kavramı yoktu. Kentin her yerinde her alanında alkol alınabiliyordu ve hoşgörüyle gidiyordu. Biz bu hoşgörüyü tekrar yaşatacağız. Bunun bir siyasi polemik konusu yapılmasını istemiyorum çünkü bunu siyasi polemik konusu yapmak isteyenlerin inanın ki bu şehre katkısı olmaz. Bu şehirden ekonomiyi uzaklaştırır. Bu şehri bir turizm şehri olmaktan maalesef alıkoyar.Bu bir normalleşme sürecidir. Bu normalleşme sürecini de hep birlikte aşacağız" ifadelerini kullandı.