Bel Fıtığı Hastalarına Uyarılar

Bel Fıtığı Hastalarına Uyarılar

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi (Nöroşirurji) Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Lütfi İyigün, bel fıtığı hastalığının genelde ağır işçiler ve yanlış yük kaldıranlarda, kas ve bağları zayıf olanlarda ve ters hareket yapanlarda daha sık görüldüğünü söyledi.
Bel ve boyun fıtıklarının çağımızın iş gücü kaybına sebep olan hastalıklarından olduğunu belirten Prof. Dr. Ömer Lütfi İyigün, “Çalışanların en büyük sorunu bel fıtığı problemidir. Bel fıtıkları daha çok düzgün çalışmamak, belini korumamak, ağır kaldırmak, ters hareket yapmak, travmaya maruz kalmak, kilo almak, yüksek ökçeli ayakkabı giymek, yanlış eğilmek ve kalkmak gibi kasların ısınmadan hareket yaptırılmasından oluşur. Aynı zamanda kas yapısı zayıf olan kişilerde biraz daha sık görülür. Hamallarda ve ağır işçilerde ise fıtık biraz daha yüksek seviyede görülür. Yani üst lomber L1-2, L2-3 gibi” dedi.
“ŞARLATANLARA İNANMAYIN”
Fizik tedavi sonrası kendilerini bel fıtığı uzmanı olarak gösterenlere inanmamaları gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Ömer Lütfi İyigün, “Bel fıtığında cerrahi işlemlerin dışında yani lazer diskektomi, nükleotomi, nükleoplasti, kimopapain gibi çok değişik işlemlerle de tedavi modelleri kullanılabilir. Fakat bütün bu işlemler hekim tarafından yapılmalı. Vatandaşları kandıran şarlatan kişiler var. ‘Ben bu fıtığı çekiyorum, düzeltiyorum, balıkyağı ile ovuyor, fıtığı içine sokuyorum’ diyenler var. Hastalarımızın bunlara inanmamalarını tavsiye ederim. Çevremizde duyuyorum. Amasya’da, Tokat’ta ve Çarşamba’da bu tür şarlatanlar varmış. Bunlara vatandaşlarımız sakın ama sakın inanmasınlar. Hastalarımız bu şarlatanların eline düşmesinler” diye konuştu.
Fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezlerine de uyarılarda bulunan İyigün, “Kendileri medikal tedavi ve fizik tedavi uygulamaları ile geçmeyen hastaları hiç düşünmeden cerrahiye göndermeleri gerekmektedir. Mesela nörolojik bozukluk kuvvet kaybı reflex kaybı idrar ve gaita problemi olanlar gibi. Beyin cerrahları da cerrahi endikasyonu olmayan vakaları da fizik tedaviye göndermelidir. ‘Ben hekimim, ben bu tedaviyi yaparım’ mantığı yanlıştır. Doğru olan tek şey bilimselliktir. Uluslararası kavramlar ve kurallar vardır. Onun dışına çıkıldığı zaman yanlışlar başlıyor” şeklinde konuştu.
Bel fıtığında cerrahi tedavilerde fıtığın hepsini tam çıkarmadıklarını ama boyun fıtıklarını tam çıkarttıklarını ifade eden İyigün, şu bilgileri verdi: “Dolayısıyla boyundaki mesafe çökmesin diye ‘cage’ (kafes) diye bir materyal koyuyoruz. Bel fıtığı ameliyatlarında ise bunu çoğu zaman koymuyoruz. Çünkü bel fıtıklarında en çok disk yani fıtığa sebep olan yumuşak doku materyali çıkarttığımız zamanda bile o seviyenin tüm fıtığının yüzde 30’unu ancak çıkarttığımız tespit edilmiştir. Onun için bu ameliyatlardan sonra belde aynı yerden fıtık olma şansı vardır. Ama boyun fıtığında hepsi çıkartıldığı için böyle bir durum yoktur. Bel ile boyun fıtığının tedavi protokollerinin aynı olmasına rağmen biraz farklılıklar vardır.”
“VÜCUDUMUZDA 23 TANE FITIK VAR”
Fıtığın mekanik bir hastalık olduğuna dikkat çeken İyigün açıklamasına şöyle tamamladı: “Bel bölgesine epidural lokal kortizonlu iğneler yaparak ağrı giderilebilir. Ama sadece oradaki işlemin kortizonun etkisi ile ödemin düzeldiği içindir. Bu hastalara MR çekildiği zaman fıtığın aynen durduğunu görürüz. Böyle hastanın kortizondan fayda görmesinin sebebi ise syatik sinirdeki ödem düzelmesine bağlı ağrısı geçmiştir. Adaleden yapılan sistemik etkili kortizonlarda ise yine aynı etki ile ödemi çözerek geçici akut ağrıyı gidermektedir. Fıtık mekanik bir hastalıktır. Hiçbir zaman iğne ile ilaç ile fıtık yerine girmez. Bunun karşılığı cerrahidir. Ama her fıtık hastasını ameliyat yapmak yanlıştır. Cerrahi endikasyonları doğru uygulamamız gereklidir. Endikasyonlara uyulmazsa cerrahlar ameliyathaneden çıkamayız. Vücudumuzda 23 tane fıtık vardır. Bu fıtıkların her biri patlayabilir. Ama en çok patlayan yerler belin altındaki lomber L4-5, L5-S1, L3-4 gibi üç seviyede oluşur. Boyunda da servikal 4-5, servikal 5-6 ve servikal 6-7 mesafelerinde daha çok rastlanır. Torakal bölge yani sırt fıtıkları da seyrek olarak görülür. Cerrahisi oldukça özellik arz eder. Oldukça komplikasyonlu olabilir. Bu tip fıtıkların akademisyenler tarafından yapılması gerekir.”