Kadınlar için kaçınılmaz süreç; Menopoz

Kadınlar için kaçınılmaz süreç; Menopoz

Doğal menopozu, kadının aylık adet döngüsünün alta yatan başka fizyolojik ya da patolojik bir sebep olmaksızın en az bir yıllık süreçte adet olmaması yani adet döngüsünün kesilmesi durumu olduğunu ve dünyada ortalama menopoz yaşının ise 50 olarak kabul edildiğini ifade eden vurgulayan Özel Medicana Bursa Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Pınar Türk, ‘’ Menopoz ortalama 50 yaş civarında görülmekte olup aslında geniş bir yaş aralığında tanımlanabilir. 40 yaşın altında oluşan menopoz durumu erken yumurtalık yetmezliği ya da erken menopoz olarak tanımlanırken geç menopoz yaşı açısından net bir üst sınır bulunmamaktadır’’ dedi.

Perimenopozal yani menopoz öncesi geçiş dönemi bulgularının son adet döngüsünden ortalama 4 yıl öncesi bir süreçte başlayabileceğini ve bu bulguların kadının hayat kalitesini ciddi anlamda etkileyen bulgular olabileceğini belirten Op. Dr. Pınar Türk ,’’ Bu şikâyetleri adet periyodların zaman ve sıklık olarak değişiklik göstermesi, ateş basmaları, uyku bozuklukları, duygu durum değişiklikleri ve vajinal kuruluk gibi cinsel sağlık değişikleri olarak sıraladı.

Menopoz döneminde meydana gelen değişikler nedeni ile kadınların yaklaşık %20-30'unda medikal tedavi ihtiyacı doğduğunu da sözlerine ekleyen Op. Dr. Pınar Türk, ‘’Menopozal geçiş dönemindeki şikâyetlerin giderilmesinde en etkili ilacımız östrojendir. Özellikle kadınların günlük yaşantısı içinde hayat kalitesini etkileyecek şiddetteki ateş basmalarına yönelik en etkili silahtır. Ancak sadece kalp damar hastalıkları ya da kemik erimesi riskinden korunmak için sistemik yoldan (ağızdan alınan örneğin) östrojen tedavisi desteğini artık önermemekteyiz. Yine vajinal kuruluk, ağrılı ilişkili (disparoniya) ya da idrar yaparken yanma (dizüri), sık idrara çıkma gibi şikayetlere yönelik ise ilk tercihimizi lokal östrojenli ilaçlarlar (örneğin östrojenli kremler) oluşturmaktadır. Risk faktörleri gözetilerek doğru hasta grubunda doğru kullanılan östrojen tedavileri kadınların tüm bu şikâyetlerine yönelik ciddi fayda sağlarken bozulan hayat kalitesini ciddi anlamda düzeltmektedir.

Özel Medicana Bursa Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Pınar Türk destek tedavileri hakkında şunları söylüyor:

‘’Günümüzde yan etki ve riskleri gözetilerek doğru ya da yanlış korkulan östrojen destek tedavisine alternatif yaklaşımlar ise her geçen gün daha da ön plana çıkmaktadır. Özellikle östrojen hormonu yapısındaki ve fonksiyonundaki fitoöstrojenler farklı bitkilerden elde edilmektedir. Fitoöstrojenlerin bir kısmı direk olarak östrojen almaçlarına bağlanarak seçici yoldan etki ediyor olsa da tam olarak etki mekanizması bilinmeyen büyük bir grupta mevcuttur. Etki mekanizması bilinmeyen fitoterapi elemanları ile ilgili en büyük çekince ise aynı medikal östrojenler gibi oluşturabilecekleri yan etkiler ve risklerdir. Örneğin farklı ırkları kıyaslayan bir çalışmada düzenli fitoöstrojen desteği alan Asyalı kadınlarda menopoza bağlı şikâyetlerin belirgin azalmasının yanı sıra kemik kütle indekslerinin artmış olduğu ancak meme kanseri ve endometrium kanseri görülme sıklıkları ewfvjnın da belirgin artmış olduğu gözlenmiştir. Bu nedenle ister medikal ister bitkisel her destek tedavinin faydaları kadar yan etkilerinin ve risklerinin olduğunu unutmamak gerekir. Bugün günlük yaşam içerisinde bilinçli ya da bilinçsizce tüketilen doğal östrojen içerikli hayıt, keten tohumu, ada çayı, civanperçemi gibi daha pek çok doğal östrojen içerikli bitkinin doğru kullanılmadığında vücudunuz için hiç de doğal ve masum olmadığını unutmayınız. Menopoz erken ya da geç her kadın için kaçınılmaz bir süreçtir. Bu dönemde karşılaştığınız şikâyetleriniz için ister ilaç ister bitkisel her yöntem için öncelikle hekiminize danışmayı unutmayınız.