Büyük Üzüntüsü En Büyük Şansi Oldu
Isparta’da ağabeyinin ölümü nedeniyle büyük üzüntü yaşayan ve cenazeden sonra yüksek tansiyon şikayeti ile hastaneye kaldırılan 56 yaşındaki hastanın, yapılan tetkiklerde pankreas kanseri olduğu ortaya çıktı. Memorial Sağlık Grubu Antalya Genel Cerrahi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alihan Gürkan’a başvuran Meral Çerçi, laparoskopik yöntemle yapılan ameliyatla pankreas kanserinden kurtuldu.
SEKİZ AYDA 15 KİLO VERDİ
Meral Çerçi; teşhis konulmadan önce ara sıra karın ve sırt ağrısı, mide bulantısı şikayetleri yaşadığını, 8 ay içinde 15 kilo verdiğini, iştahsız ve halsiz olduğunu anlattı. Çerçi, “Yaşadığım büyük üzüntüyle tetiklenen tansiyon rahatsızlığım sonucu, hastalığım erken evrede teşhis edilebildi. Bu benim için çok büyük bir şanstı. Çok korkulan büyük ameliyattan, küçük ameliyat izleriyle kısa zamanda iyileşerek kurtuldum. Bundan sonra düzenli kontrollerim olacak. Bana bu zorlu mücadelemde destek veren ve ameliyatımı büyük bir başarı ile gerçekleştirerek beni sağlığıma kavuşturan doktoruma minnettarım” şeklinde konuştu.
PANKREASIN YERLEŞİM YERİ AMELİYATI ZORLAŞTIRIYOR
Pankreas kanseri cerrahisinin iki nedenle zor bir ameliyat türü olduğunu anlatan Memorial Sağlık Grubu Antalya Genel Cerrahi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gürkan, pankreasın yerleşim olarak karaciğere giden çok büyük damarlara yakınlığının ve midenin arka tarafında derinde yerleşen bir bez olmasının ameliyat edilmesini zorlaştırdığını söyledi. Prof. Dr. Gürkan, “Pankreas, mide, karaciğer, onikiparmak bağırsağı, dalak ve böbreklerle olan yakın komşuluğu nedeniyle operasyon sırasında oldukça dikkat gerektiren bir organdır” dedi.
TÜMÖRÜN OLDUĞU HER BÖLGE TEMİZLENMELİ
Pankreas kanseri tanısı konulduğunda, genellikle hastalığın ilerlemiş olduğu ve tedavinin zorlaştığını ifade eden Prof. Dr. Gürkan, bu durumun cerrahi işlemi güçleştirdiğinin altını çizerek şunları kaydetti:
“Kapalı yani laparoskopik ameliyat sırasında, açık cerrahinin getirdiği hiçbir avantajdan vazgeçmemiş olmak büyük önem taşır. Yani hastanın vücudunda daha az kesi olsun ve estetik kaygı yaşamasın düşüncesiyle operasyonun etkinliğinden vazgeçmek gibi bir şey söz konusu olamaz. Dolayısıyla kapalı operasyon aynı açıkta olduğu gibi tümörün olduğu her bölgeyi temizlemeyi gerektirir. Kapalı ameliyatlarda dokunma duyusu yoktur. Parmaklar yerine enstrümanları kullanmak gerekir. Opere edilen alanın büyütülerek daha net bir görüntü elde edilebilmesi cerraha büyük yardım sağlar.”
HER HASTA KAPALI CERRAHİ ADAYI OLABİLİR
Kapalı cerrahide, hastanın vücudunda yalnızca 4 santimetrelik kesi oluştuğuna vurgu yapan Prof. Dr. Gürkan, “Ameliyatın büyük kesilerden yapılmaması hastaya estetik açıdan avantaj sağladığı gibi cerrahi sonrası iyileşme süresini de kısaltmaktadır” dedi. Her hastanın kapalı ameliyat için aday olabileceğini ancak belli sınırlamaların da var olduğunu dile getiren Prof. Dr. Gürkan, “Çok ameliyat geçirmiş bu nedenle çok yapışıklığı olan kişiler kapalı ameliyatlara uygun olamayabilir. Bu hastaların değerlendirilmeleri gerekir. Kanserin erken evrede yakalanmış olması da önemlidir. Kanserin çok yayılmış olduğu vakalarda kapalı ameliyat tercih edilmeyebilir. Kalp hastaları ve ileri yaş hastalar ise ameliyat sırasında karın içine karbondioksit gazı verildiğinden, kapalı ameliyat için uygun değildir” açıklamasında bulundu.