Çocuklari İçin 24 Saat Nöbet Tutan Aile

Çocuklari İçin 24 Saat Nöbet Tutan Aile

Kahramanmaraş’ta, akraba evliliği sonucu dört çocuğunun 3’ü zihinsel engelli olan Moda çifti, evlatlarının ihtiyaçlarını karşılayabilmek için 24 saat nöbet tutuyor. Çocukları için geceyi gündüze kattıklarını söyleyen baba Mustafa Moda, "23-24 yıldır hanımla geceyi gündüze çevirdik. Hani insanın sosyal hayatı olur, alır karısını koluna takar gezmeye gider unuttuk" dedi.
Ertuğrulgazi mahallesindeki evlerinde zihinsel ve bedensel engelli çocukları 25 yaşındaki Esra, 19 yaşındaki Durdu Mehmet, 10 yaşındaki Hanifi’nin rahatı ve huzuru için her türlü gayreti gösteren Moda ailesi, ilgisizlikten şikayetçi. Devletin engelli çocuklar için verdiği maddi destekle ayakta kalabildiklerini kaydeden Mustafa ve Fatma Moda çifti, 24 saat içerisinde yaşadıklarını evine davet ettiği gazetecilere anlattı.
Çocuklarının rahat yaşaması için günde en fazla üç saat uyuyabildiğini belirten Fatma Moda, “Çocukların sabah kahvaltısını hazırlıyorum. Ardından mutfağı temizlemeden yeniden acıkıyorlar. Koşuşturmaktan akşam oluyor. Yemekten kalan zamanlarda çocukların temizlik işleriyle uğraşıyorum. Aralıklarla günde iki veya üç saat uyuyabiliyorum. Yıllardır çocuklarıma bakıyorum. Başa gelen çekilir. Yoruluyorum ama evlatlarımız için çekiyoruz. Çocuklarım için 24 saat evin içinde dönüyoruz” dedi.
Akraba evliliği yüzünden yaşanan kan uyuşmazlığı sebebiyle çocuklarının engelli olduğunu kaydeden baba Mustafa Moda, şöyle konuştu: “Santrallerde kaynakçılık yaparak geçimimi sağlıyorum. Aslında söylemeye bir şey de gerek yok. Vicdanı olan insan olan bu çocukları gördüğü zaman söz bitiyor. Sözün bittiği dedikleri bence burası oluyor. Biz takribi 23-24 yıldır hanımla geceyi gündüze çevirdik. Hani insanın sosyal hayatı olur, alır karısını koluna takar gezmeye gider unuttuk. Her şeyi unuttuk. Çünkü varımız yoğumuz bu bizim için. Çocuklarımın bir kez gülmesi bize cennet bahçesi. Bakımları esas zor olanı çünkü, çocuklarımızın birisi yatalak olduğu için kendi elinde beslemen gerek, onun takip etmeden gerekiyor. Saatte bir beslenmesi gerek. Zaten sıvı gıdalar tüketmek zorunda. Besledikten sonra temizlik işlerini takip edeceksin. Sürekli aile fertlerinden birisi sürekli onla ilgilenmek zorunda. Zihinsel engelli ve diyaliz hastası olan diğer çocuğumuz sürekli hastaneye gitmesi lazım. çocuğum diyalize gittiği zaman bizim hayatımız tam kararır. Hanım orada, çocuk orada, anam diğer çocukla ben burada diğer çocukla. Söyleyecek çok şeyim var ne diyeyim."
Siyasilere sitem eden Mustafa Moda, son iki yıla kadar hiçbir devlet kurumunun kapısını çalmadığını belirterek şunları söyledi: "Buna herkes şahit. Çalıştım, çırpındım, baktım ve zevk aldım. Gidiyorum hamallık yapıyorum kazanıyorum ve çocuklarıma yedirdiğim zaman güldü mü tamam dünya benim. Ama iki yıl önce siyasilere müracaat ettim büyük kızım böbreğini kaybedince. Çünkü maddi manevi tükendik. Çocukların tedavisini burada yaptıramadım ve başka hastanelere götürdüm.”
Yaşadıkları yüzünden psikolojik sıkıntılar yaşadığını dile getiren Mustafa Moda, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben kimseden para istemiyorum. Zaten Rabbim çocuklarımın rızkını veriyor. Bu durumda olan tek aileyiz. Üç özürlü çocuğu olan kimseyi duymadım, görmedim. Devlet çocuklarıma maaş veriyor ama vermese de ben çocuklarıma bakıyorum. Geçen günlerde belediyeye gittim yeni bir birim kurulmuş engelliler müdürlüğü. Çocuğun ameliyat olması gerektiği için. Ama yardımcı olmadılar. Eğer yardımcı olmuyor isen neden böyle bir birim kuruldu.”
Tedaviler sayesinde 15 yaşındaki Dilek isimli çocuğunda herhangi bir sorun olmadığını kaydeden Moda, sözlerine şöyle devam etti: “Çocuklarım için ev istedim. Elimde 15-20 bin lira peşinat param var bizi bir araya sıkıştırın dedim ve geri kalan tutarı taksit taksit geri ödeyebilirim dedim. Yine olmadı. Sağolsunlar eş dost toplandık bu evi aldık. Şuan 70 bin lira borcumuz var. Bizim derdimiz para değil sahipsiz kalmamız. Taşındığım evim 35 yıl yaşadık. Çocuğum diyaliz hastası olması yüzünden daha temiz ve ayrı bir odada yaşamasının gerektiğini doktorlarımız tarafından söylendi. Birde eski evimiz sobalı olduğu için üç engelli çocuk tek odanın içinde bir gün sobayı deviriyor, bir gün sobanın üzerindeki suyu üzerine döküyor. Çocuklar bu yüzden yaralandı. Ben evi kendim için değil çocuklarım için istedim. Ben çadırda bile yatarım. Şimdi borcumuzu ise anamın emekli aylığı, sonra yine devletimizden Allah razı olsun her çocuğa maddi destek vermesi, evin taksitini ise eş, dost veya ben işe gittiğimde kazandığım paralarla ödemeye çalışıyoruz.”