Cumhurbaşkanı Erdoğan: "batsın Bu Dünya"

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "batsın Bu Dünya"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’de yaşananlara sessiz kalan dünyaya Orhan Gencebay’ın "Batsın bu dünya" şarkısını hatırlatarak tepki gösterdi. Adalet kavramının önemine değinen Erdoğan, Başbakanlığı döneminde yapılan Galataport ihalesini hatırlatarak, "İhaleden sonra iki yıl geçti şimdi bakıyorsunuz yargı karar veriyor ‘yürütmeyi durdurma’. Böyle bir anlayış olabilir mi. Ben ülkemde bu yargıya nasıl güveneceğim. Cumhurbaşkanı ihaneti vataniye içinde olursa suçludur. Peki yargıç ihaneti vataniye içinde olursa necidir" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) tarafından düzenlenen Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi’ne katıldı. Zirvenin açılışında bir konuşma yapan Erdoğan, KADEM’in 1.5 yıllık geçmişi olmasına rağmen ses getiren çok sayıda faaliyete imza attığını vurguladı.
“ÇEVRE KARŞISINDA AŞIRI DUYARLILIK GÖSTERENLER, SİLAHLANMA KONUSUNDA DUYARSIZ”
Kadın sorunlarının adalet kavramıyla birlikte ele alınması gerektiğine dikkat çeken Erdoğan, şöyle konuştu: “Sorunlara karşı adil bir yaklaşım ortaya konamadığını üzülerek görüyoruz. Zihinlerin ve vicdanların farklı farklı bölmelere ayrıldığı, kendi ilgi alanlarına yoğunlaşan kesimlerin başka sorunlara duyarsızlaştığı bir çağda yaşıyoruz. Bunun birçok örneği var. Çevre konusunda aşırı duyarlılık gösterenlerin örneğin silahlanma konusunda son derece duyarsız kaldıklarını görüyorsunuz. Başka ülkelerin çevre sorunlarına karşı hassas olanların kendi ülkelerinin çevreye verdiği zararlara karşı duyarsız kaldıklarına şahit olabiliyorsunuz. Dünyada şu anda özellikle çevre konusunda atılan adımlar ve demokraside çok ileriyiz diyen ülkelerde aynı hassasiyetin olmadığını görüyorsunuz. Belli ülkelerde en küçük bir insan hakları ihlalini büyük mesele haline getirenlerin, başka birtakım ülkelerdeki demokrasi katliamına, darbe girişimlerine, insan katliamlarına gözlerini kapattıklarını görüyorsunuz. Fok balıklarının avlanmasını küresel bir mesele haline getirenleri, Filistin’de, Gazze’de, Suriye’de binlerce kadın ve çocuğun katledilmesine en küçük bir duyarlılık göstermediklerini görüyorsunuz.”
“TEK HASSASİYETLERİ PETROL”
Suriye’de şimdiye kadar 300 bini aşkın insanın öldürüldüğünü hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi: “Hâla dünyanın sesi yok. Kendileri ile hep görüşüyorum ama söylediklerimle kalıyorum. En ufak bir hassasiyetleri yok. Tek hassasiyetleri var petrol. İşte kucağında yavrusuyla ölen. Dün bir misafirim vardı. 30 yaşındaki evladının Mısır’da helikopterden sniper ile nasıl öldürüldüğünü anlatıyor. Eşimle birlikte evimizde dinledik o tabloyu bize sergiledi. ‘Ben şimdi uluslararası bir mahkemeye gidebilecek miyim. Ülkemde dava açamıyorum’ diyor. Böyle bir dünyada yaşıyoruz. Onlarca yüzlerce binlerce örneği var bunun. Bütün bu çifte standartlar aslında karşı karşıya kaldığımız sorunların çözümünde en büyük eksiğin adalet duygusunun olduğunu bizlere gösteriyor.”
“BATSIN BU DÜNYA”
Konuşmasında Orhan Gencebay’ın ünlü şarkısı ’Batsın bu dünya’ya atıfta bulunan Erdoğan, “Hani bizim Gencebay’ımız var ya ‘batsın bu dünya’ diyor ya. İşte batsın bu dünya. Sorunlara bütüncül bir bakış açısı ile yaklaşılmıyorsa orada adalet duygusundan söz edilemez. Adaletin devreye girmediği hiçbir mesele hakkaniyetle çözüme kavuşturulamaz. Demokratik hakları kendin için savunurken başka ülkedeki demokrasi ihlalini görmezden gelirsen samimi de olamazsın, adil de olamazsın” ifadelerini kullandı.
“X ÜLKENİN LİDERİYLE BARIŞSANIZ DEDİLER ‘BARIŞMAM’ DEDİM”
Hafta sonu Afrika’da temaslarda bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Orada bazı dost ülke liderleri benimle bir şey paylaştı. ‘X ülkenin lideri ile bir barışsanız’ dediler. ‘Barışamam’ dedim. ‘Onu kabul de edemem’ dedim. ‘Zira zalimin zulmüne rıza zulümdür’ dedim. ‘Zalimlerden olmak istemiyorum onun için de bu zulme rıza gösteremem’ dedim. ‘Beni öylesi böylesi ilgilendirmiyor bu makamda bulunduğum sürece böyle bir şey yapmam’ dedim. Çünkü bir günde 3 bin insanın öldürüldüğü yakın siyasi tarihte görülmüş hiçbir ülke yok. İşte Mısır bunu yaşadı. Mısır’da bunu hiçbir lider kendinden önce böyle bir uygulama yapmadı. Oyları ile iktidara gelmiş bir insanı devirdiler. Demokratız diyen ülkeler bir ses çıkardılar mı. ‘Ne yapıyorsun’ dediler mi. Hâla meşruiyet kavgasını sürdürüyorlar. Siz meşru görseniz de biz meşru görmeyeceğiz. Farkımız bu. Kendi halkın için hürriyet ve bağımsızlık hakkını savunurken başka ülkelerdeki mağdur halkların hürriyet ve bağımsızlık hakkını görmezden gelirsen adil olamazsın. Çevre sorunlarını savunduğun kadar Filistinli çocukların ve kadınların temel insan haklarını da ilgi alanına almıyorsan samimi ve dürüst adil olamazsın. Saraybosna’da kadınlar ölürken susarsan, Mısır’da insanlık ölürken tepkisiz kalırsan asla haktan hukuktan adaletten bahsedemezsin.”
“İSTEDİĞİNİZ KADAR CUMHURBAŞKANI OL ADİL YARGIÇLAR YOKSA DURUMUNUZ FELAKETTİR”
Dünyanın karşı karşıya kaldığı sorunların her birinin çözümünde asıl ihtiyaç olan şeyin adalet olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi: “Hukuk ve yasalar başkadır. Eşitlik başkadır. Bazıları hukuk ile yasayı karıştırıyor. Hukuk başka bir şey yasa başka bir şeydir. Ben hukuk arıyorum yasa benim için önemli değil. Hakkımı arıyorum. Adil yöneticiler arıyorum. Bunlar olduğu an o ülkede huzuru bulursunuz. İstediğiniz kadar cumhurbaşkanı olun başbakan olun adil yargıçlar yoksa durumunuz felakettir. Elbette eşitlik olacak, haklar hukukla korunacak. Eğer yasa hukuka uygunsa değerlidir. Yasa hukuka uygun değilse hiçbir değeri yoktur. Eşitlik olsa bile yasa eğer hukuka uygun değilse sorunlara gerçek çözüm üretilemez. Hukuk otorite tarafından yapılır. Ama adalet hakikat duygusundan yola çıkar ve gerçek vicdanlar tarafından yapılırsa netice alırız." Karşı karşıya kaldığımız her meseleye adalet gözlüğü ile bakmak zorunda olduğumuzu anlatan Erdoğan, "Eşitlik kavramını, hukuk kavramını, adaletin ve vicdanın üzerine inşa etmeliyiz. Bunu yapabilen yani adalet ve vicdanı yasalarına hakim kılabilen devletler ve toplumlar da sorunlara da en köklü çözümleri üretebilirler. Bizim köklü devlet geleneğimiz anlamlı şekilde özetleyen bir ilkemiz var. Osmangazi’ye Şeyh Edebali nasihat ediyor ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’. Bizim medeniyetimizde işte bu temel ilke vardır. İnsanın yaşaması adalet ile mümkün olur. Eğer devlet yasalar yapıp milletine bu yasaları dayatırsa oradan zulüm doğar.”
“CUMHURBAŞKANI İHANETİ VATANİYE İÇİNDE OLURSA SUÇLUDUR PEKİ YARGIÇ OLURSA NECİDİR”
Başbakanlığı döneminde yapılan Galataport ihalesinden örnek veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi;
“Başbakanlığım dönemimde biz Tophanedeki Galataport’un ihalesini yaptık. İhale bitti. İhaleden sonra iki yıl geçti şimdi bakıyorsunuz yargı karar veriyor ‘yürütmeyi durdurma’. Böyle bir anlayış olabilir mi. İhale herşey bitmiş siz iki yıl sonra karar veriyorsunuz. Şimdi bu yatırımcı milyonlarca dolar harcamış projelerini yapmış. Bu yatırımcı bu ülkede bu ülkenin yönetimlerine güvenip bundan sonra yatırım yapabilir mi. Ben ülkemde bu yargıya nasıl güveneceğim. Cumhurbaşkanı ihaneti vataniye içinde olursa suçludur. Peki yargıç ihaneti vataniye içinde olursa necidir. İki yıl geçiyor siz böyle bir karar veriyorsunuz bu vatanperverlik midir. Bunu konuşmak zorundayız. Böyle gittiği zaman biz ülkemizi ayağa kaldıramayız. Yoksa biz muhasır medeniyetler seviyesinin üstüne rahat çıkarız. Bu proje neredeyse 1 milyar dolarlık proje. Bu projeyi kalkıp ne kadar rahat engelleyebiliyorsunuz. Bunun benzeri birçok proje var. Eğer devleti insanları arasında hakkı muhafaza ederse işte oradan da adalet zuhur eder. Fakat güzel bir söz var. Bazıları rivayete göre Konfüçyus’un olduğunu söyler bazıları Hz. Ömer’e ait olduğunu söyler. Yasalar ne kadar kötü olursa olsun eğer adil bir sultanın elindeyse oradan güzel neticeler doğar. Yasalar ne kadar güzel olursa olsun eğer zalim bir sultanın elindeyse oradan zulüm doğar. Mesele bu. Burada da aynen bunu görüyoruz. Bir zamanlar da bir yargıç ‘Vicdanı ile cüzdanı arasında’ demişti. Birileri cüzdanı bir yerde unutmuş. Vicdan da olmayınca mesele böyle oluyor.”