Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yavuz Bingöl’e Sahip Çikti

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yavuz Bingöl’e Sahip Çikti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sanatçı Yavuz Bingöl’e, Ahmet Kaya örneğini vererek destek çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şu anda hala Türkiye’nin bu büyük sanatçısını linç etmek için ellerindeki her vasıtayı kullanıyorlar. Bütün sanatçılar sizin gibi düşünmeye mecbur mu?" dedi.
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği’nin (ASKON) Genel Kurulu’ndan konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önemli açıklamalar yaptı.
"Şu anda malum çevreler özellikle de kendileri tarafından bir de kampanya yapıyorlar" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Türkiye’deki bütün cemaatlerin, vakıfların hedef yapıldığı yalanı yayılmak isteniyor. Burada ifade ediyorum. Ulusal güvenliğimizi tehdit eden, vatanına ihanet içinde her yapı MGK’da ele alınır ve onun gözünün yaşına bakılmaz. Paralel yapı böyle bir yapıdır. Üzerine gittik, gidiyoruz daha fazla gideceğiz. MGK’da bu kararı aldık. Legal görüntü altında illegal faaliyetler gösteren paralel yapı böyle zikredilmiştir. Bunlarla mücadele tavsiye kararı alınmış, hükümetimiz de bu tavsiye kararına uyarak bakanlar kurulu kararı çıkarmıştır. Bütün cemaatlerin, vakıfların hedef alınacağına dair iddia alçakla bir yalandan başka bir şey değildir. Hukukun dışına çıkmadığı müddetçe, ulusal güvenliği tehdit etmediği müddetçe herkes faaliyetlerini yerine getirir."
“ALIŞILMIŞ CUMHURBAŞKANI DEĞİLİM, OLMADIM, OLMAYACAĞIM”
Cumhurbaşkanının gündeminde seçim barajı tartışmaları da vardı. Erdoğan, "Çıkmışlar barajlar kalsın. Onu da teklif ettik. Gelin sıfırlayalım. Ona da yanaşmadılar. Şu ana muhalefet başındaki akşam başka sabah başka. Türkiye’de yalanı en güzel kim söyler diye sordukları zaman vereceğiniz cevap ana muhalefet başındakine sorun. O kadar başarılı. Malzeme yok şimdi de cumhurbaşkanı ile uğraşıyor. Bazıları diyor ki cumhurbaşkanı bunalar cevap verir mi. Ben alışılmış cumhurbaşkanı değilim, olmadım, olmayacağım" dedi.
"BİN DEĞİL, BİN 150 KÜSÜR ODASI VAR"
Cumhurbaşkanlığı sarayı tartışmalarına değinen Erdoğan, "Her şey konuşuluyor. Yalanlar, beyefendi yatıyor kalkıyor. Sanki burası benim kişisel sarayım. Belli ki dünyayı da gezmemiş bu tür şeyleri de bilmiyor. Devlet yönetiminden zaten anlamaz. SSK’yı nasıl batırdığını bilirsiniz. Şimdi çıkmış başka şeyler söylüyor. Milletimin buna inanacağına zaten inanmıyor. Kalkıyor bin odalı diyor. Yanlış söylüyorsun, bin 150 küsur odası var. Onu da söyleyeyim. Biz şu anda yeni bir cumhurbaşkanlığı teşkilat şeması ile cumhurbaşkanlığı ihtiyacına cevap verecek bir proje uyguladık. Adama sorarlar eskiden kenarda köşede CHP yönetiyordu, böyle büyük bir binaya ne ihtiyaç vardı demezler mi. Orada büyük bir bina yaptınız. MHP de bi tane yaptı. Ne gerek vardı yapmasaydınız. Ama yaptınız. Sizden sonra AK Parti iktidar partisi olduğu halde hepinizden sonra yaptı. Bunlarda büyük düşünmek diye bir şey yok. Eğer siz büyük devlet olma idealini taşıyorsanız, bu ideali taşıyanlar büyük düşünerek bu adımları atarlar. Biz bu adımlarımızı atarken büyük düşünüyoruz. İstanbul dendiği zaman akla Dolmabahçe sarayı, Topkapı sarayı gelir. Gelen bütün turistlere gösterilen yerler bunlardır. Peki Cumhuriyet dönemine yönelik yaptıklarımızdan ne gösteriyoruz. Gösterebildiğimiz bir şey var mı. Biz şu anda gelecek nesillere bizim ecdadımız da böyle bir cumhurbaşkanlığı sarayından, başbakanlık sarayından Türkiye’yi yönetti demesi lazım. Büyüklerimiz ‘itibardan tasarruf olmaz’ demişler. Bütün o gelenler gidenler oraya bakıyor. Burada bir itibar var. Bundan tasarruf olmaz. Ecdadımız da buradan hareketle adımlarını atarken bu hassasiyetle yapmışlar. Ben vatandaşımızı buraya almaya başladım. Geçen gün engelliler köyü var biz yaptık. Orayı ziyaret ettik. Dediler ki ‘Cumhurbaşkanım sizi bu saray nasıl’ O zaman yarın oraya alalım dedik. Yarın buradan 300 tanesini seçin bizim misafirimiz olsunlar. Ertesi gün geldiler, gezdiler. Kendileri de orada bize konser verdiler. Bu hazmedilemiyor. Onun üzerine de bunu söylediler. Aynı gün kültür ve sanat ödüllerini verdik. Şimdi yeni bir süreç başlayacak. Türkiye’deki tüm muhtarlarımızı oraya davet edeceğiz. Belli gruplar halinde davet edeceğiz ve cumhurun temsilcileri olan muhtarlarımız kendi sarayını gelsin görsün. Burası milletin sarayı benim değil. Milletin sarayını hazmedemiyorlar. Birisi çıkıyor 1 milyar dolardan bahsediyor. Bunlara sadece geçenlerde duyuru yapıldı. Buckingham Sarayı restorasyona giriyor. 5 milyar pound sadece restorasyon. Yaklaşık 7-8 milyar dolar. Geçenlerde Türkmenistan’daydık. Türkmenistan bu noktada Astana yüzlercesi ile dolu. Bunlar hakikaten Türkiye’nin büyümesinin düşmanı. Bunlar 1. Köprüye de 2. Köprüye de 3. Köprüye de kaşı çıktılar. Bunlar Marmaraya karşı çıkmadılar mı. Bunların yapısı bu. İsteseler de istemeseler de biz Türkiye’yi büyütmeye devam edeceğiz. Bunlara karşı hep uyanık olacağız. Kazanımlarımızın heba olmasına izin vermeyeceğiz. Kararlılığımızdan taviz vermeyeceğiz."
YAVUZ BİNGÖL’E SAHİP ÇIKTI
Sanatçı Yavuz Bingöl’e de sahip çıkan Erdoğan, "10 yıllar boyunca fikir özgürlüğü dediler, mahalle baskısından şikayet ettiler. İşte şu anda kimin nerede durduğu ortaya çıkıyor. Biz sabrettik asil duruş sergiledik. Kimin özgürlükçü olduğunu hem millet, hem insanlık görüyor. 30 Ağustos resepsiyonunda Yavuz Bingöl ile Yemen Türküsünü birlikte söyledik. Aman Allah’ım o sanatçımıza söylemediklerini bırakmadılar. Şu anda hala Türkiye’nin bu büyük sanatçısını linç etmek için ellerindeki her vasıtayı kullanıyorlar. Niye sen nasıl olur da Cumhurbaşkanı ile böyle bir resim verirsin. Böyle bir zihniyet olabilir mi. Hani siz sanata değer veriyordunuz. Bütün sanatçılar sizin gibi düşünmeye mecbur mu. Sizin söylediklerinizi söylemediği zaman ‘tu kaka’ mı diyeceksiniz. Bunlardaki zihniyet bu. Bunu sadece o sanatçımıza değil hakikati söyleyen herkese yapıyorlar. En son değerli yazarımız Alev Alatlı’ya da bunu yaptılar. Akil insanlar heyetinde yer alan birçok sanatçımıza da yaptılar. Ahmet Kaya’nın bu ülkeden mahzun ayrılışı ile yüreğimiz yandı. Çatallarla, porselen tabaklarla neler yaptıklarını, ödül töreninden kovduklarını hatırlayın. Ertesi gün gazete köşelerinde her türlü hakaret yazısı yazanlar şimdi manevra yapan ruh kökü sakat tiplerdir. Hala aynı şeyleri yazıyorlar. Biraz terbiyeli ol, edep adap bil. Kalkıyor Başbakan dürüst ama cumhurbaşkanı yolsuzlukların içinde. Hangi belgen, hangi bilgi var neye dayanarak söylüyorsun. Eğer yolsuzluklar içinde buralara gelseydik senin ve patronunun bu ülkedeki yolsuzluklarını meydana çıkaramazdık. Bu ülkede özellikle petrol şirketlerini hangi bankaları nasıl soymak suretiyle sahibi olduklarını bu millet biliyor. Bunlar hükümetleri istedikleri gibi kendileri yönettiler. Gazetelerinden yönettiler. Bizi yönetemedikleri için saldırıyorlar. Onun için kusura bakmasınlar. Sanatçılarımıza sesleniyorum cesur olun. Mahalle baskılarına karşı, dayatmalara karşı cesur olun. Hiçbir sanatçımın dışlanmasına izin vermeyecek, onların yanında dimdik durmayı sürdüreceğiz. Bu ülkede biz hiçbir zaman kutuplaştırmanın, ayrıştırmanın yanında durmadık. Biz her zaman birleştirmenin tarafında olduk. Türkiye’de adalet dedik. Filistin’de söylediğimiz, Mısır’da Libya’da, Suriye’de de söylediğimiz budur. Sesi çok çıkanları, uluslararası medyayı elinde tutanların hükmettiği değil adaletin hükmettiği bir dünya mücadelesi veriyoruz. Onun için dünya 5’ten büyüktür diyoruz" dedi.
“FAİZ SEBEP, ENFLASYON NETİCEDİR”
Türkiye’de faizlerin mutlaka düşürülmesi gerektiğin savunan Erdoğan, şunları söyledi:
“Faiz enflasyon bir sebep - netice ilişkisidir. Faiz sebeptir, enflasyon netice. Öyle bir mantık çalıştırıyorlar ki enflasyonu sebep gibi gösterip faizi netice yapıyorlar. Faiz hele yüksek faiz zulüm aracıdır. Yatırımcı bir Türkiye bunu çözmeye mecburdur, faiz oranlarını düşürmeye mecburdur. Faizi tek haneye düşürdük, enflasyon da tek haneye düştü. 4.6’ya geldik faizde iniyoruz daha o arada gezi olayları başladı. Çünkü Türkiye’nin sıçrayacağını gördüler. Yatırımları gördüler. Türkiye’de en çok kazanan finans sektörü. Fakir fukaranın parasıyla ihya oluyorlar. Bu oyunu biz bozacağız. IMF ile anlaşmazsanız sıkıntı olur diyorlardı. Borcumuz tamamını ödedik. Dünyada ihracat düşerken bizde yükseldi. Dünyada işsizlik artarken bizde azaldı. Kredi derecelendirme kuruluşları kriz çığırtkanlığı yaparken Türkiye ekonomisi sapasağlam yoluna devam etti. Kredi kuruluşları da siyasi kararlar alıyorlar. Ekonomide parametrelerin değişmesindeki en büyük etkenlerden biri de ASKON gibi MUSİAD gibi oluşumlardır. Ekonomide tekellerin kırılmasıyla Anadolu’nun aslanlarının biz de varız demesiyle parametreler değişmiştir. Bu milletin ekmeğini yiyip ülke aleyhine çalışanlar var. Ama onların karşısında ülkesini seven aslanlar var. Her alanda eski Türkiye’nin tekelleri tek tek ortadan kalkıyor. Milli iradeye, sanata sanatçıya, medyayı elinde tutan tekeller tek tek sarsılıyor. Ekonomiyi elinde tutan ulusal ve uluslararası tekeller de atık gücünü kaybediyor”
“İRADEMİZ İPOTEK ALTINDA DEĞİL”
Bir takım çevrelerin Türkiye’nin yüzünü Ortadoğu’ya dönmesini istemediğini vurgulayan Erdoğan, “Kendileri çatışmaları körüklediler. Ortadoğu’nun bütün zenginliklerini sömürdüler.Biz oraya yüzümüzü döndüğümüzde ‘eksen kayması’ dediler. Şuan Afrika’nın 39 ülkesinde büyükelçiliğimiz var. İnşallah hepsine ulaşacağız. Daha yeni oralardan geldim. Bu işi hafife almayın. On yıllar boyunca Afrika petrolünü taşıdılar. Sayın Putin’in ülkemizi ziyaretinden de rahatsız oldular. Kusura bakmayın da bizim irademiz birilerinin ipoteği altında değil. Biz her ülke ile oturur konuşuruz anlaşırız. Bize yasak koymak isteyenler kendileri Rusya ile iş bağlıyorlar. Siz oralarda iş bağlayacaksınız biz stratejik bir konu için masada imza attığımızda rahatsız olacaksınız. Yok öyle 25 kuruşa simit, geçti o işler. Biz kazan kazan esasına dayalı bu adımları atıyoruz. Biz petrolü, altınları alıp geride kan ve gözyaşı bırakmadık, bırakmayacağız. Söylentilere, dedikodulara itibar etmeyin” ifadelerini kullandı.