Bahçeli ilk mitingini yaptı
MHP Lideri Devlet Bahçeli, mitinglerinin startını Çankırı’dan verdi. Belediye Meydanı’nda halka hitap eden Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu Başkanlık Sistemi üzerinden topa tuttu. Ülkenin ekonomik anlamda sıkıntıya girdiğini anlatan Bahçeli, "İktidardaki zümre harama batmıştır. Sizler aç ve açıkta iken, iktidar kadroları bolluk ve lüks içindedir. Sizler doğruluğun izindeyken, iktidardaki menfaat çetesi yozlaşmanın pençesinde, yabancılaşmanın tarafındadır. AKP, ayakkabı kutularını sizden çaldıklarıyla doldurmuştur. AKP, yatak odalarını sizden aşırdıklarıyla taşırmıştır. Rüşvetçiler 13 yıldır iktidardadır. Soyguncular 13 yıldır keyif ve konfor içindedir. Yolsuzluk ve vurgun şebekelerinin 13 yıldır yediği önünde, yemediği ardındadır. Biliyorsunuz, Ankara’ya sizlerin alın terinizden kesilen paralarla saray diktiler. Bu kaçak ve karanlık saraya 1 trilyon 370 milyar lira harcadılar. Buna da itibar dediler. İtibarı haramda aradılar. İtibarı soygunda buldular. İtibarsızlığı itibar olarak adlandırdılar. Yalan söylediler, utanmadılar. Allah’la kandırdılar, korkmadılar. İstismara taptılar, inkara saptılar, işbirlikçi ve iki yüzlü oldular. Sarayda altın varanklı bardaklardan kana kana içtiler. Pahalı tabaklarda tıka basa yediler. Beştepe Hanedanlığı kurarak zalimliğin sultasını sürdüler. Har vurup harman savurdular. Müsrifliğin dibini boyladılar. Kanunsuzluğun çukuruna gömüldüler. Çankırı’nın servetini hortumladılar. Çankırı’nın hakkına el koydular. Bir yanda hırsızlık yaptılar, diğer yanda ahlakı susturdular. Bir yanda rüşvet yediler, diğer yanda hukuku katlettiler. Bir yanda hazineyi boşaltılar, diğer yanda bana mısın demediler" dedi.
"PARALEL VARSA SORUMLUSU AKP"
17-25 Aralık sürecini hatırlatan Bahçeli ,"17-25 Aralık’ta suçüstü yakalandılar, ama darbe dediler. Görevini yapan hakim, savcı ve polislere saldırdılar, görevden aldılar, sürgüne ve cezaevine yolladılar. İşler sarpa sarınca, maske düşünce, kirli çamaşırlar birer birer dökülünce, 12 yıl bir ve beraber olduklarını paralel ilan ettiler. Eğer paralel devlet varsa, bunun sorumlusu AKP’dir. Eğer paralel örgüt devlete yerleşmişse, bunun suçlusu elbette AKP’den başkası olmayacaktır. Rüşvet ve yolsuzluk furyası çıkmasaydı paraleli hatırlayan olmayacaktı. Çankırılı’ya ve aziz milletimize küfreden havuzcular deşifre edilmeseydi, paralel diye kimse fişlenmeyecekti. Erdoğan ve doğuştan talihli evladının telefonda haram serveti eritmeyle ilgili diyalogları duyulmasaydı paralel imal edilmeyecekti. Rüşvet ve yolsuzluk tapelerine montaj derken yüzleri hiç kızarmadı. 17-25 Aralık rezaletini; milli iradeye saldırı, Türkiye’ye tezgah derken de hiç vicdanları sızlamadı. Nitekim AKP, tarihin en büyük yolsuzluk suçunu işlemiştir. Çalınan sizlerin emeğidir. Çalınan sizlerin gelecek ümididir. Çalınan, soyulan, yağma ve talan edilen milli servet, Çankırılı’nın rızkıdır" diye konuştu.
"SEROK AHMET"
"Soruyorum sizlere ve öyle gür bir sesle cevap vermenizi bekliyorum ki, saraydaki tir tir titresin, Başbakanlığı bitirmek için uğraşan Serok Ahmet kaçacak delik arasın. Rüşvet ve yolsuzluğa kulakları tıkayalım mı?" diyen Bahçeli, "Erdoğan ve yandaşlarının Türkiye’yi sömürmesine, baştan ayağa soymasına sessiz duralım mı? 400 milletvekili isteyip, dört yüzsüz, dört arsız, dört vicdansız, dört rüşvetçi eski bakanı perdeleyenleri görmezden gelelim mi?" şeklinde konuştu.
"ERDOĞAN TARAFSIZLIĞINI KAYBETMİŞTİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sert sözlerle eleştiren Bahçeli, "Çıbanın başı, musibetin elebaşı kaçak ve karanlık saraydadır. Erdoğan başkanlık sistemini kabullendirmek için var gücüyle uğraşmaktadır. Türlü kanunsuz yöntemlerden medet ummaktadır. Bu şahsiyetin akıl ve vicdan seviyesi tükenmiş, idrak ve izzet ufku kapanmıştır. Erdoğan alenen Türkiye’nin karşısına geçmiştir. Bizzat Anayasal yetkilerine dayanarak yine Anayasal düzeni yıkmaya azmetmiştir. Türkiye’nin başka bir formata, farklı bir eksene, sonu meçhul bir maceraya sürüklenmesi amacıyla saray merkezli ihanet seansları olağanüstü şekilde sıklaşmıştır. Erdoğan PKK takviyeli başkanlık rüyasını gerçeğe dönüştürmek istemektedir. Yürürlükteki sistemi rafa kaldırmak için kılıktan kılığa girmekte, yalandan yalana koşmaktadır. Erdoğan Cumhurbaşkanı olmasına rağmen, AKP’nin fiili eşgenel başkanı gibi siyaset yapmaktadır. Düzmece açılışları, sanal temel atma törenlerini bahane ederek muhalefete çatmakta, başkanlık propagandası yapmaktadır. Erdoğan Anayasa’nın kendisine çizdiği sınırları defalarca ihlal etmiştir. Erdoğan tarafsızlığını kaybetmiştir. ’Ben milletin tarafındayım, her partiye eşit mesafedeyim, ama gönlümde de bir parti var’ sözleriyle tükenmişliğini örtbas etmenin çabasındadır" dedi.
"BU PİŞKİNLİK TÜRKİYE’YE AĞIR YANSIYACAKTIR"
Başkanlık sitemi üzerinden sert ifadelerle Erdoğan’ı eleştiren Bahçeli, "Erdoğan 7 Haziran Milletvekilliği Genel Seçimi’ni başkanlık sistemine geçiş için basamak, kendi ifadesiyle istasyon olarak görmektedir. Bu cüret, bu pervasızlık, bu pişkinlik Türkiye’ye ağır yansıyacaktır. Türk milleti 7 Haziran’da başkan, diktatör, kral, sultan, şah, emir seçmeyecektir. 7 Haziran’da Erdoğan’a makam, mevki ve de yeni bir koltuk ihdas edilmeyecek, edilemeyecektir. 7 Haziran’da Türk milleti hür iradesiyle, ahlaklı duruşuyla sorunlarını çözecek temsilcilerini belirleyecek, kendi istikbalini oylayacaktır. Unutmayınız ki, 78 milyon Türk vatandaşı sarayda komplo tertipleyen bir tek adamdan büyük ve azizdir. Hiç kimse geleceğimizi bir kişiye bağlayamayacaktır. En başta Çankırılılar buna izin vermeyecektir" diye konuştu.
"DEFOLU BAŞBAKAN"
Davutoğlu’nu da eleştiren Bahçeli, "Peki, Başbakan Davutoğlu başkanlık sistemini sizlere nasıl anlatacaktır? “Başbakanlığı istemiyorum, bana oy vermeyin, başkanlığa oy verin mi” diyecektir? Dünyada demokrasiyle idare edilen hangi ülkede, bir başbakan çıkıp da farklı bir sistem ve rejim için oy istemiş, kendi ağırlığını yerle yeksan etmiştir? Davutoğlu lafla milliyetçilik olmaz diyerek atıp tutacağına, önce taşıdığı görevin farkına ve şuuruna varmalıdır. İradesi ve cesareti kaldıysa her şeyini borçlu olduğu parlamenter sistemin safında yer almalıdır. Ancak yapamaz, yapmaya da gücü yetmez. Davutoğlu boşuna konuşmakta, boş yere vakit kaybetmektedir. Çünkü Türk milletine söyleyeceği hiçbir şey yoktur. Davutoğlu ve partisi artık siyaseten askıda, ahlaken ve fiilen devre dışıdır. AKP kadük bir partidir. Davutoğlu, Erdoğan’ın başkanlık sistemine hizmet eden, uzaktan kumandayla yönetilen; iradesiz, etkisiz, yetkisiz, hedefsiz, hevessiz defolu bir Başbakan’dır" dedi.
Bahçeli şunları kaydetti:
"Başkanlık her şeyin üstünde, herkesin önündedir. Erdoğan başkan olabilmek, ensesindeki hukuki süreç ve yolsuzluk suçlamalarından hem kendisini hem de ailesini kurtarabilmek için ömür boyu sürecek bir saltanat arzulamaktadır. Erdoğan her şeyi kişisel çıkarına alet etmektedir. HDP’yle eften püften kavga etmekte, fakat el altından ihanet pazarlıklarını sürdürmektedir."
"KURAN’LA BÜYÜYEN ADALETSİZLİĞE, GIYBETE, NİFAKA DESTEK VERİP İÇİÇE GEÇER Mİ?"
Erdoğan’ın Siirt mitingini de sert sözlerle eleştiren Bahçeli, Yüce kitabımız Kuran’ı eline alarak kürsüye çıkması da tarifi olmayan bir istismar felaketidir. Erdoğan Kuran ile büyüdüm demektedir. Ne var ki, Kuran’dan pasta yapıp yiyenleri el üstünde tutmaktadır. Söyleyiniz bana, Kuran’la büyüyen adaletsizliğe, ahlaksızlığa, gıybete, nifaka destek verip içiçe geçer mi? Kuran’la büyüyen birisi, ayetlerle dalga geçen küfrün bekçilerine kol kanat gerer mi? Buradan diyorum ki; rüşvet ve yolsuzlukla kirlenmiş ellerin Kuran-ı Kerim’e uzanması günahkârlığın ötesinde, tam bir münafıklık alametidir" diye konuştu.
Bahçeli, Türkiye’nin başörtüsünün altına gizlenip haçlılara hizmet edenlere ilk defa şahit olduğunu kaydetti.
"DAVUTOĞLU ZAMAN KAYBI"
Erdoğan’ın tarafsız olmadığını ve yanlış yerde durduğunu söyleyen Bahçeli, "Erdoğan yanlış yerdedir. Erdoğan yanlışın içinde, yalancılığın koynundadır. Davutoğlu’ndan ise bahsetmek emin olun zaman kaybı, emek israfı, boşu boşuna nefes tüketimidir" diye konuştu.
Bahçeli, 7 Haziran seçimleri için partisine destek istedi.