Ebru'nun ailesi kahreden günü böyle anlattılar

Ebru'nun ailesi kahreden günü böyle anlattılar

 Habertürk'ün haberine göre sınıf arkadaşı ve kuzeni Yaprak o günü şöyle anlattı: “O gün cumaydı... Ebru nöbetçiydi. İlk ders sınıfa girdik ardından S. Hoca sınıfa girdi ve E. Hoca’nın birkaç kitabının kayıp olduğunu söyledi ve ‘Alan varsa getirsin’ dedi. ‘Kitapları alanın ailesi jandarmaya verilecek’ dedi.

ÇANTALARIMIZI ARADILAR

Sonra A.Hoca ve E. Hoca da geldi. Çantalarımızı ve sıralarımızın altını aradılar. O sırada bir arkadaşımız Ebru’nun montunu kaldırdı. Montun arasından öğretmenin kayıp Kitapları çıktı. Bir test kitabı ve iki küçük hikâye kitabı. Ebru ağlamaya başladı. Öğretmenler sınıfı boşaltıp bizi evlere gönderdi. Ebru, üç hoca ile sınıfta kaldı. Sonra da intihar ettiğini öğrendik. Zaten Ebru hassas bir kızdı, onuru çabuk kırılırdı. En büyük hayali öğretmen olmaktı...”

HABER EBRU KİTAP ÇALDI DİYE YAYILMIŞTI

Ebru’nun küçük kardeşi Eda Yalçın: “Ablam sabahçı, ben öğlenciyim. Öğlen okula gittim bu olayı duydum. ‘Ebru kitap çaldı’ diye yayılmıştı haber. Akşam eve geldim. Ablamla ahıra gittik. Konuştuk. Bana okulda olanları sordu. ‘Çocuklar benden bahsediyorlar mı?’ dedi. ‘Evet’ dedim. ‘Üç gün okula gitmeyeceğim’ dedi. Çok üzgündü. Çocuklar onunla dalga geçmişler, öğretmenler tehdit etmiş, ‘Babanı hapse atacaklar‘ demişler. ‘Kitapları ben çalmadım’ dedi ablam. O iyi bir ablaydı. Dersleri iyiydi. Kitap okumayı çok seviyordu. Bir de hayal kurmayı. En çok kurduğu hayal öğretmen olmaktı. Evet öğretmen olmak hayalini sürekli kurardı.”

‘KUZULARI KOKLADI’

Anne Yıldız Yalçın: “Öğlen eve geldi. Morali iyiydi. Neşeliydi ya da bize belli etmedi. Yemek yedi, çay içti mutluydu yani. Sonra buzağıları sevdi. O gün daha başka sevdi. Kuzuları içine çeke çeke kokladı, yüzlerini öptü, sarıldı. Bir süre sonra ahıra gittim, Ebru ipte sallanıyor. Kucağıma aldım ama ölmüştü...”

‘SORGUYA ÇEKMİŞLER’

Ağabey Şenol Yalçın: “Ebru okuldan çok sinirli ve üzgün bir şekilde çıkmış. Bir süre ağlamış olmalı ki, çıkarken yüzünü gözünü siliyormuş. Okulda ‘Hırsız Ebru’ diye alay konusu olmuş. Ebru’yu yarım saat boyunca üç öğretmen müdür odasında sorguya çekmiş. İnkâr ettiler, ‘üç dakika sakince konuştuk’ dediler. Babanı jandarmaya vereceğiz tehdidini inkar ettiler.. Ebru kitap okumayı çok severdi. Almış olsa bile o bir kitaptır. İyi bir öğretmen, ‘Madem o kitabı aldın o kadar çok seviyorsun okumayı ben sana başka kitaplar da vereyim demez mi?”