Diyalize Giren 100 Kişiden 16’sı Ölüyor

Diyalize Giren 100 Kişiden 16’sı Ölüyor

Medical Park Antalya Hastanesi Organ Nakli Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alper Demirbaş, kadavradan naklin eğitim işi değil bir kültür işi olduğunu belirterek, "Türkiye’de 2013 yılında 5 binin üzerinde nakil yapıldı. Diyalize giren 8 bin 500 hasta nakil beklerken hayatını kaybetti. Bugün diyalize başlayan her 100 hastanın 16’sı önümüzdeki yıl hayatını kaybediyor" dedi.
Prof.Dr. Demirbaş, 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası kapsamında Medical Park Hastanesi Ek Hizmet Binasında basın toplantısı düzenledi. Prof. Dr Demirbaş, organ naklinin diyalize giren hastaların siyah beyaz olan hayatlarını renklendirmek olarak niteleyerek, Antalya’da 17 yıldır nakil yaptığını ve 14 yıldır da aynı ekiple çalıştığını kaydetti. 17 yıllık süreçte organ naklinin inanılmaz bir gelişim gösterdiğini bildiren Prof.Dr. Demirbaş, 14 yıl önce Türkiye’de 60 civarında organ nakli yapıldığını ve bu nakillerin de bazı cerrahlar tarafından "hobi" olarak yapıldığını aktararak, "Bu yılların ardından organ nakli artık daha kurumsal yapılmaya başladı. Devlet politikası haline geldi. Türkiye’de 75 civarında organ nakli merkezine ulaştık. Artık Ağrı’dan Antalya’da karaciğerin özel bir uçakla saatler içinde gelebiliyor. Bu gelişmeler sayesinde 14 yıl önce 300 olan böbrek nakli sayısı 3 bine ulaştı" dedi. Prof.Dr. Demirbaş, Türkiye’nin karaciğer naklinde de Avrupa’nın en fazla nakil yapan ülkeleri arasında ilk ikide yer aldığını kaydetti.
GEÇEN YIL 5 BİN NAKLE ULAŞILDI
Organ nakillerinin kadavradan yapılması gerektiğine vurgu yapan Prof.Dr. Alper Demirbaş, şunları kaydetti:
"Türkiye’de nakiller büyük oranda canlıdan yapılıyor. Bu sayıyı düşürüp kadavradan yapılan nakilleri artırmalıyız. Kadavradan nakilin eğitim işi değil bir kültür işidir. Türkiye’nin bu noktada mesafe katetmesi gerekiyor. Türkiye’de 2013 yılında 5 binin üzerinde nakil yapıldı. Diyalize giren 8 bin 500 hasta nakil beklerken hayatını kaybetti. Bugün diyalize başlayan her 100 hastanın 16’sı önümüzdeki yıl hayatını kaybediyor. Böbrek nakli yapılan her 100 hastanın 98’i ise bir yıl sonra da yaşamını sürdürüyor."
ALTI YILDA 3 BİN 12 BÖBREK NAKLİ
Medical Park Antalya Hastanesi’nde 6 yılda 3 bin 12 böbrek nakli gerçekleştirdiklerinin altını çizen Prof.Dr. Demirbaş, "Yılda ortalama 500 böbrek nakli yaptık. Ayrıca 170 karaciğer ve 30 pankreas naklini gerçekleştirdik. Yani 3 bin 212 hastanın siyah beyaz yaşamın üzerine hayatın bütün renklerini serpiştirdik. Bunun mutluluğunu ve keyfini yaşadık. Dünyanın en büyük böbrek nakli merkeziyiz. Elimin ayağımın tuttuğu, aklımın beni terketmediği sürece nakil yapmaya devam edeceğim. Hastaların yaşadığı mutluluğu görmek istiyorum" diye konuştu.
"DİYANET ÜZERİNE DÜŞENİ YAPIYOR"
Organ bağışında Diyanet İşleri Başkanlığı’nın gerekli bilgilendirmeyi yaptığını ifade eden Prof.Dr. Demirbaş, "Bunun sevap olduğunu defalarca açıkladılar. Organ bağışını önemini anlatan fetvalar verdiler. Dini anlamda halkı aydınlatmak için devlet kurumsal olarak elinden geleni yapmaktadır. Buna rağmen beyin ölümü gerçekleşen insanların ailelerinin yüzde 75’i organ naklini kabul etmiyor. Cenazelerin parçalanmasını istemiyor. Bu kültürü değiştirmemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı.
"MALİYET AZALIYOR"
Diyalize giren her hastanın devlete maliyetinin 32 bin dolar olduğunu aktaran Prof. Dr. Demirbaş, nakil olan kişinin maliyetinin ise ilk yıl 25 bin dolara düştüğünü ilerleyen yıllarda bu maliyetin giderek düştüğünü kaydetti. Son nefesini verdikten sonra organları bağışlananların cennette melek olduğuna inandığını söyleyen Prof. Dr. Demirbaş, organ bulunamadığı için kaybedilen hasta kalmayana kadar herkesin üzerine düşen görevi en iyi şekilde yapması gerektiğini sözlerine ekledi.
ÇOCUK HASTALAR
Medical Park Hastanesi Organ Nakli Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Sabri Tekin de her yıl binlerce insanın kronik organ yetmezliği hastalığına yakalandığını ancak donör sayısının aynı oranda artmadığına değindi. Bütün kadavra bağışını arttırmak için yapılan çalışmalara rağmen donör sayısının artmadığını ve bu nedenle canlı donöre yöneldiklerini dile getiren Yrd. Doç.Dr. Tekin, "Organ yetmezliği yaşayan insanlarının çoğunluğunun çocuk olduğunu görüyoruz. Yetişkinler diyalizle hayatlarına devam ederken bu süreç çocuk hastalarda daha zor oluyor" dedi.