Dr. Kemik: "türkiye’de Her Yıl 2 Milyona Yakın Kan İhtiyaci Bulunmaktadır"
Mersin Halk Sağlığı Müdürü Dr. Aytekin Kemik, kanın sürekli ihtiyaç olduğunu ifade ederek, "Türkiye’de her yıl 2 milyona yakın kan ihtiyacı bulunmakta olup, bu ihtiyacın büyük bir bölümü ise hasta yakınlarından acil durumlarda sağlanmaktadır. Ancak bağış yapılırsa acil durumda aranmasına gerek kalmaz" dedi.
Mersin Vali Yardımcısı Kadir Okatan, Halk Sağlığı Müdürü Dr. Aytekin Kemik ve İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Mustafa Kemal Başaralı, düzenli kan bağışının insan hayatındaki önemini vurgulamak amacıyla Kızılay Kan Merkezi’nde kan bağışı yaptılar. Kan bağışının önemiyle ilgili açıklama yapan Dr. Aytekin Kemik, kanın vücut dışında üretilmeyen bir doku olduğunu, tek kaynağının şu an sağlıklı bağışçılar olduğunu söyledi. Kan bileşenlerinin raf ömrünün kısa olduğundan dolayı düzenli olarak kan bağışına ihtiyaç duyulduğunu belirten Kemik, "Kaza sonucu oluşan yaralanmalar, vücudun kan üretememesi ya da ameliyatlar nedeniyle kana ihtiyaç duyulur. Türkiye’de her yıl 2 milyona yakın kan ihtiyacı bulunmakta olup, bu ihtiyacın büyük bir bölümü ise hasta yakınlarından acil durumlarda sağlanmaktadır. Ancak bağış yapılırsa acil durumda aranmasına gerek kalmaz. 50 kilogram üzerinde, 18-65 yaş aralığında bulunan, bulaşıcı hastalığı veya riski bulunmayan her insan kan bağışında bulunabilir. Sağlıklı bireyler için erkeklerde bağış aralığı 90 günde birdir. Kadınlarda ise bağış aralığı 120 günde birdir" dedi.
"SAĞLIKLI KİŞİLERİN YILDA 2 KEZ KAN BAĞIŞLAMASI ÜLKE İHTİYACINI KARŞILAMAYA YETER"
Tüm sağlıklı kişilerin yılda 2 kez bağış yapması halinde ülke ihtiyacının tümüyle karşılanabileceğini vurgulayan Kemik, "Buna rağmen düzenli bir biçimde kan bağışlayan insan sayısı epeyce azdır. Kan bağışı toplumsal yardımlaşmanın belki de en önemli noktasıdır. Kan bağışçısına manevi olarak doyum sağlar, tanımadığı bir kişinin hayatını kurtarmak bağışçıyı mutlu eder. En önemli faydası ise hastayadır. Bunun yanında kan bağışında bulunmanın kandaki yağ oranının düşmesine, kemik iliğinin yağlanmasının önlenmesi ve sürekli kan yapımının canlı tutulmasına, kan bağışından sonra yeni hücrelerİn hemen dolaşıma katılarak kişinin daha zinde hissetmesine, kalp krizi ihtimalinin azalmasına, vücuttaki toksitlerin atılmasına, kan veren kişide baş ağrısı, stres, yüksek tansiyon, yorgunluk gibi rahatsızlıkların giderilmesine katkı sağlayacağı belirtilmektedir" ifadelerini kullandı.
"Benim kan grubum çok bulunan bir grup, ihtiyaç yoktur" düşüncesi toplumda sık görüldüğünü kaydeden Kemik, "Kan gruplarının sıklığına göre orantılı olarak hastalara kullanılan kanın gruplarında da ihtiyaç yoğunlaşmaktadır. Bağış konusunda duyarlılık oluşmadığı ve bu şekilde düşünüldüğü zaman en sık bulunan kan gruplarında bile ihtiyaç artmaktadır. Kan bağışında bulunma konusunda kararsız olan vatandaşlarımızın, yakını acil kana ihtiyaç duyan kişilerin yaşadıkları stresi hissetmelerini ve yarın belkide kana acil ihtiyaç duyan kişinin kendileri veya yakınları olma ihtimalinin çokta uzakta olmadığını unutmamalarını, en kısa zamanda kan bağışına destek vermelerini temenni ediyoruz. Unutulmamalıdır ki en güvenilir kan ile hayat kurtarılması ancak gönüllü, bilinçli, karşılık beklemeksizin ve düzenli bağışlar ile mümkündür" şeklinde konuştu.