Eğitim Sen Eskişehir Şubesi’nden Okul Önünde Eğitim Eleştirisi

Eğitim Sen Eskişehir Şubesi’nden Okul Önünde Eğitim Eleştirisi

Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Serkan Demir, gerçek anlamda laik bir eğitim istedikleri belirtti.
Cumhuriyet Lisesi önünde basın açıklaması düzenleyen Demir, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yaygınlaştırılan ve eğitim sistemi üzerinden din ve inanç istismarına dayanan uygulamaların artarak sürdüğünü iddia etti. Serkan Demir, “2005 yılından beri hükümetin ‘reform’ adı altında yaptığı değişiklikler, din derslerinin eğitimdeki yerini arttırma ve ‘muhafazakâr nesil yetiştirme’ planına hizmet etmektedir. 2012 yılında yasallaşan 4+4+4 sistemiyle hayat bilgisi, fen bilimleri gibi derslerin hem niteliği hem de haftalık saati düşürülürken, zorunlu din derslerinin yanına ayrıca seçmeli din derslerinin de eklendiği görülüyor. Müzik ve resim gibi sanat derslerinin çocuk gelişiminde daha etkili olduğu bilimsel olarak da kanıtlanmışken hükümetin din dersi saatlerini artırarak dindar bir nesil yetiştirme planını yaptığı açıkça ortadadır” şeklinde konuştu.
DEĞERLER EĞİTİMİ VE HİZMET VAKFI İLE İMZALAN PROTOKOL
Şube Başkanı Serkan Demir, yaptıkları basın açıklamasının içeriğinin 15 Temmuz 2014 tarihinde MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ve Hizmet Vakfı arasında imzalanan protokol olduğunu belirterek şu şekilde konuştu:
“Bu protokol çerçevesinde önünde bulunduğumuz okul gibi tüm Türkiye’de ekim ayından beri pansiyonlu okullarda değerler eğitimi verilmeye başlanmıştır. Çünkü protokolün 9. maddesine göre öncelikli olarak pansiyonlu eğitim kurumlarında bu seminerlerin verilmesi öngörülmektedir. Bize gelen şikâyetlerle ortaya çıkmaya başlayan tablo yakın zamanda MEB’in yayımladığı son kitapçıkla tamamen gözler önüne serilmiştir. Eskişehir’de pansiyonu olan okullarda haftada bir gün bu seminerler, yıllık planlar dâhilinde vakıf tarafından görevlendirilen gönüllü öğreticiler ile görev isteyen Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenleri tarafından verilmektedir. Okullarda bir sistem oturtulmaya çalışıldığını gözlüyoruz. Bugüne kadar gelinen süreçte; bu eğitimi kimin vereceği ile ilgili belirsizlikler, her okulda ayrı uygulamalar, plansızlık, gönüllük adı altında yaratılan mahalle baskısı, seminer veren kişilerin yeterlikleri ve tarzları ile ilgili soru işaretleri öğrenciler ve nöbet görevini yürüten öğretmenlerde huzursuzluğa sebep olmuştur” ifadelerini kullandı.